2.BÖLÜM

145 8 1
                                    

Yavaş yavaş kapıya gitmeye başladım. Çok korkuyordum. Tekrar onunla karşılaşmak istemiyordum. Gerçi niye buarada olduğunu da bilmiyorum henüz. Ama öğrenicem. Gerekirse bu evi bu şehri terkederim. Zil ısrarla çalıyordu. Bende kapıyı küçük aralıklarla açıyordum ki kapıyı hızla itip üstüme atlayan Yağmur buna fırsat vermedi. O kadar çok rahatladığımı hissettim ki. Yağmur endişeli bir şekilde konuşmaya başladı.
Yağmur: " Zeynep zeynep iyi misin ? Bak Zeynep sakin ol tamam ? .... Yağmur yine otomatiğe bağladı. Tabi ben susturana kadar.
" Ben sakinim Yağmurcum yani sakinleştim. Gel şöyle gel otur ben bir kahve yapayım. Sonra konuşuruz. Okey. " Yağmur sadece kafa sallamakla yetindi. Beni ne kadar çok düşündüğü belliydi. Yüzü de bembeyaz olmuş ay kıyamam canım arkadaşım. Tabi o da benim Kerem yüzünden ne kadar zor günler geçirdiğimi biliyor. Ben düşüncelerimle savaşırken sıcak suyu ktela koymuştum. O arada bardakları hazırladım. Yağmurda bende diyette olduğumuz için ikimizin kahvesini de şekersiz yapıyorum. Kahveleride hazırladım ve salonun kapısına geldiğimde salonun ortasında bi o tarafa bi bu tarafa giden Yağmur'u görmemle o da beni görüyor ve yanıma geliyor. Çekiştirerek koltuğa oturduğumuzda Yağmur konuşmaya başlıyor.
Yağmur: "Zeynep şimdi bırak kahveyi falan noldu anlat hadi. Kerem burayı yani senin evini nasıl nerden öğrenmiş ? " Ahh

Yağmur bende bi bilsem.

Yağmur'a baştan sona herşeyi anlattım. Yağmur biraz düşündükten sonra konuşmaya başladı.
Yağmur: " Zeynep biliyorsun Kerem olanlardan sonra Amerika'ya gitti. Çünkü o da zor günler geçirdi. Ve burada kalamayacağını heryerde seninle olan anılarını hatırladığını burada seni daha çok özlediğini hissetti ve gitti. Kerem buradayken de mimarlıkla uğraşıyordu. Sende biliyorsun. Belki Amerika'da okulunu bitirmiştir ve mimar olmuştur. Yoksa kepçe falan yani ne alaka. " Doğru söylüyordu Yağmur olabilirdi. Peki benim evinin önünde ne işi vardı.
" Peki benim evimin önünde ne işi vardı Yağmur ! "
Yağmur: " İşte arazi falan aramaya çıkmıştır. Orasını bilemicem. Sana birşey soracağım. Onu görünce ne hissettin ? " Yağmur'un bunu sormasıyla duraksadım bir an. Gerçekten ne hissettim ? Yüzümdeki ıslaklığı hissedince ağladığımı farettim. Yalnız kalmak istiyordum. Ve konuşmaya karar verdim.
" Bilmiyorum Yağmur. Bi korkuydu. Herşey gözümün önünden geçti. Yağmur daha fazla konuşmak istemiyorum. Yalnız bırakır mısın beni ? " Titreyen sesimle nihayet konuşabilmiştim.
Yağmur: " Tamam. Ama çok üzülme. Ağlama. Eğer kötü hissedersen beni ara. Tamam ? "
"Tamam ararım. Teşekkür ederim Yağmur. Beni yine yalnız bırakmadın. İyiki varsın " dedim ve Yağmur'a sımsıkı sarıldım.
Yağmur: " Sende İyiki varsın canım. Kendine iyi bak görüşürüz. " Dedi bende kapıyı kapatıp odama çıktım. Yine ağlıyordum. Yatağımın yanında duran kutu gözüme çarptı. Bur türlü atmaya kıyamadığım kutu. En güzel anılarımın olduğu kutu bu. Cesaretimi toplayıp kutuyu aldım. Yere oturdum ve açtım. İçinde o kadar güzel fotoğraflar var ki. İki mutlu insan. Herşeyi,herkesi aşkları uğruna karşılarına alan iki insan. Oysa ki söz vermişlerdi birbirlerine. Asla ayrılmıyacaklarına dair. Herşey bitti. O gitti. Sözünü tutmadı. Bir an kendimden geçip bağırmaya başladım. Ve ağlıyordum. Kutudaki fotoğrafları yırtıp kafamdan aşağı dökmeye başladım. En güzel anılarımı onunla geçirdim,her günümü onunla geçirdiğim kişi artık yok. Ağlamam daha da şiddetlendi.

Ayağa kalktım ve en çok sevdiğim şeyi yapmaya karar veriyorum yani koşmaya. Üstüme eşortmanlarımı geçirip evden çıktım. Koşuyordum. Deli gibi koşuyordum. Her saniye daha da şiddetleniyordu koşmam. Bir banka oturup denizi izlemeye başladım.

**********

Kaç saattir burada oturduğumu bilmiyordum. Yavaş yavaş eve geliyorum. Ve kendimi uykunun kollarına teslim ediyordum.

************

Telefonumun sesiyle gözlerimi açıyorum. Telefonun ekranına baktığımda bilinmeyen numara. Açtım.

"Alo"
X: " Zeynep..... " Bu ses . bu ses o.

GEÇMİŞE BİR ÇİZGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin