ᵒᶰᵉ

602 19 9
                                    

Ekranda gözüken düz çizgiyle olduğum yere çakıldığımı hissettim.Elimi cama koyup sedyedeki adamın uyanması için Tanrı'ya yalvardım.

Bir süre sessizce ve içimde ki korku titremesiyle camın arkasında ki doktora baktım.Başını iki yana sallamış ellerini sarışın adamın üzerinden çekmişti.Ne demekti bu?Bitti mi yani?

Doktorlarların çıktığını anladığımda camın arkasında gözleri kapalı adam ve cama ellerini yapıştıran bir ben kalmıştım.

Yeşil gözlerimde ki yaşları serbest bırakmıştım.Hayatımda onca yalan söylemiş olduğumdan tüm bunların birer yalan olduğunu düşünmüş cama vurmuştum.

"S-Steve..?"

sesimin korkuyla titremesine engel olamamış,umutla yatan adama bakmıştım.

"Bak..bak doktorlar gitti..aç maviliklerini Rogers.."

fısıltıyla söylemiş yüzümde küçük bir kız çocuğunun umutlu gülümsemesi belirmişti.Fakat ses gelmedi..mavilikleri açılmadı.

Nefesimi korkuyla dışarıya vermiş cama daha sert ve ardı ardına vurmaya başlamıştım.

"Steve..!Steve..burdayım,burdayım ben!Açsana gözlerini!"

olanları kavramaya başladığımı sansam da henüz acıyı tam anlamıyla hissetmiyordum.Hala bir kabus olduğuna,bir yalan olduğuna inanıyordum.

Ses gelmedi yatan adamdan.İsmini bağırarak söylemiş cama sertçe vurmaya devam etmiştim.Yanımızda kimse yoktu..saklanmama,duygularımı gizlemeye gerek duymadım.

"Yapma..yapma bana bunu..yapma Rogers seni affetmem.."

yüksek sesim yerini fısıltıya bırakmış cama dudaklarımı bastırmıştım.Gözlerimi kapattım.

"Gitme sırası değil.Beni bırakma sırası değil.Yapma bana bunu lütfen,lütfen Steve"

——————————

Gözyaşlarım adeta içime akıtmaya başladığım sırada onu görmeme izin vermişlerdi.

Soğuk ama morg olmayan bir odanın kapısına gelmiştim,küçük bir kız çocuğu misali içimde umut vardı.

Karşımda uyanık ve bana bakan mavi gözleri görmek istercesine içeri girdim.Yanılmıştım.Üzerinde beyaz bir örtü örtülmüş sarışın adamın görünce burukça gülümsedim,istemsizce yine gözlerim doldu.

Bacaklarımın titremeye başladığını hissetmiş bir kaç saniye olduğum yerde kalmıştım.
Derin bir nefes almaya çalışmış nefesin battığını hissetmiştim.

Zorda olsa yanına geldiğimde masumca,huzurla uyuyan adama baktım.Elim sarı saçlarına gitmişti..saçlarına her dokunduğumda gülümseyip bana bakardı.Şimdiyse,Şimdiyse hissetmiyordu bile.
Sessiz ağlamaya özen göstererek titreyen çenemi durdurmak adına dudaklarımı dişledim.

Lanet ettim onun uyuduğu her saniyeye,başımı yana eğdiğimde titrek bir sesle konuşmaya başladım.

"Geldim Steve..geldim.Kızılın geldi.."

Bacaklarım beni daha fazla taşıyamamış sedyesinin yanına dizlerimin üzerine çökmüştüm.Elini ellerim arasına alıp defalarca kez öpmeye başladım.Hissettiğim acıyı tarif edemezken,gözyaşlarım onun elini boğuyordu.

"Bunlar bir kandırmaca.Bunlar bir kandırmaca.Ölmezsin sen.Ölemezsin buna eminim."

kendimi kandırmaya çalıştığım epey belliydi.Farkındaydım.Ama daha henüz inanmamışken bu kadar acı çekiyorsam..devamında nefessiz kalırdım.Bir süre boyunca tek yapabildiğim elini öperek bir yandan uyanmasını için yalvarmaktı.

Red Missive||𝚛𝚘𝚖𝚊𝚗𝚘𝚐𝚎𝚛𝚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin