Eve geldiğimde kapının kilidinin kırıldığını farketmiş, silahı ani bir haraketle doğrultmuş içeriye yavaş adımlarla girmiştim.
Kaşlarımı çatıp ilerlemeye devam ettiğimde sakin ses tonuyla konuştum.
"Kimse var mı?"
ses gelmemişti.Koridorda siyah bir silüet görmemle içeride biri olduğuna emin olmuştum.
"Ben seni öldürmeden çıksan iyi edersin"
adımlama sesleri merdivenden geldiği sırada merdivenlerin hemen ardında ki duvara kendimi yapıştırdım.Başımı merdivenlere uzatmadan silahı masada ki vazoya uzatıp bir el ateş ettim.Ateş etmemle bir kaç saniyeliğine ses durmuştu.
"Kimsin diyorum sana..!"
Fakat adımların sesleri daha da yaklaşmıştı silahı soğuk kanlılıkla tutmaya devam ettim.
Adımların sesleri kesilince aniden merdivenlerin olduğu koridora atıldım.
Koridora atılmamla duvara yapıştırılmam bir olmuştu,elimde ki silahı çevik bir haraketle beni duvara sabitleyen adamın kalbine doğrulttum.
Karanlıkta yüzünü ayırt edemediğim sakallı bir adam bacaklarımı haraket ettirmemem adına bacaklarımı sıkıştırmış.
Yüzünü ayırt edebilmek adına gözlerimi kısıp başımı kaldırmadan sert bir ses tonuyla konuştum.
"Kimsin sen!?Ne halt etmeye geldin.Bak eğer mantıklı bir sebebin yoksa ben senin kanını akıtmadan gitsen iyi edersin.Duydun mu beni?!"
Söylediklerimi sakin bir ses tonuyla fakat bağırarak söylemiş karşımda ki adamı çekmeye çalışmıştım.
"Şşş..şşş bağırma Natasha.Bağırma,benim Steve.."
Yerinden kımıldamamış silahın ucunu eliyle kavramıştı.
"Ben sana yeterince vuruldum..yetmez mi..?"
dediğiyle başımı kaldırmış yüzünü ayırt etmeye çalışmıştım.Sesi ona aitti.Buna emindim ama istemeden alaycı bir gülümseme belirtmiş bir kaç saniye nefes nefese beni duvara sabitleyen adama bakmıştım.
"Ne zamandan beri ölü kılığına girme huyu edindi insanlar?"
başında ki şapkayı çıkartmış hemen yanımızda duran masanın üzerinde ki lambayı yakmıştı.Loş bir ışığın yayılmasıyla yüz hatları belirginleşişmişti,tüm vücudumda sıcaklık hissettim.
"S-Steve..?"
gözlerim dolmuş belli belirsiz gülümsememle yerini acı tebessüme bırakmıştı çabucak.Elimde ki silahı titreyerek göğsünden indirdim.
Elim istemsizce yüzüne gittiğinde yumuşak ve hiç rastlamadığım sakallarına dokundum.
Nefeslerimiz karıştıkça dizlerimin hissizleştiğini sandım.Neyse ki beni sabitlediğinden yere düşemezdim.
"Sen.Sen gelmişsin"
Hayretli bir sevinçle ve o yüzüme yapışmış acı dolu gülümsemeyle söylemiştim.
Oysa burukça gülümsemişti karşımda.
"En sevdiğim kızı bırakamadım.."
Dedikleriyle ve karşımda dikilmesiyle bir kaç saniye loş ışıkta parlayan okyanus mavisi gözlerine odakladım.
Yüzüme yapışmış acı bir gülümseme vardı.
Kendime geldiğimi sandığım sırada başımı iki yana salladım ve gülmeye başladım.Karşımda gerçek olmadığına yemin edebilirdim.Ya delirmiştim ya da cidden ölmeyi başarmıştım.Sinirlerim bozulmuşçasına gülüyordum.
"Gerçek değilsin..gerçek değilsin aklımla oynama benim."
"Yapma Natasha..yapma benim Steve.Delirmedin.Delirmedin inan bana"
yüzünden çektiğim elimi yeniden tutup yüzüne yerleştirdi.Maviliklerini aylar sonra yeniden hissetmemle susup gözlerine odaklandım.
"Natasha..?"
konuşmam için yalvarırcasına gözlerime bakıyordu.Nefesi her yüzüme vurduğumda kokusunu hissetmem bir oluyordu.
"Yapma kızıl..yapma bana bunu konuş benimle.Bağır çağır ama susma,susma yalvarırım"
yüzümü elleri arasına almış umutla konuşmamı bekliyordu.
Gözlerimden istemsizce akmaya başlayan gözyaşlarım,hissizleşen vücudumu boğmaya yetiyordu.
Aylar sonra karşımda değişmiş bir şekilde belirmesiyle konuşamamıştım bile.Dizlerimin hissizleştiğini sesimin adeta susturulduğunu hissediyordum.Bir süre ses etmedim.
Güçlükle yutkunup konuşmaya başladım.
"N-Nerdeydin bunca zamandır..?"
fısıltıyla çıkan sesim titremişti.
Sesimin titremesine dayanamamış olacak ki gözleri dolmuş hızla anlayamadığım şeyler söylemeye başlamıştı.
"Her şeyi anlatacağım.Söz veriyorum her şeyi anlatacağım.Ama yalvarırım sakın susma.
Gitmem gerekti..acil bir görev çıktı.
Eğer gitmeseydim sen dahil bir çok kişiye zarar vereceklerdi.Ortadan kaybolmam gerekiyordu.Ölmem gerekiyordu.."
"Ölmen mi gerekiyordu?Yoksa öldü süsüyle boş bir mezar mı yaptırman gerekiyordu?!
Eğer cidden geldiysen..senden nefret ediyorum!Bana bunu yaptığın için senden nefret ediyorum yüzbaşı!!"
bağırmamla rahatlamış gözüküyordu.Başımı tutup göğsüne bastırdı.
Kokusunu daha da duymamla afallamış bir kaç saniye sarılmasına izin vermiştim.
Kısık sesle özürler dilemeye başlamıştı.Kendimi geri çektiğimde korkuyla bir kaç adım gerilemiştim.
"Gördüm ben.Ölünü gördüm.Mezarına sarıldım ben ben-
YALAN MIYDI HEPSİ,YAŞADIKLARIM KOCAMAN BİR YALAN MIYDI!?"
cevap verememiş başını öne eğmişti.Cevap vermemesiyle sinirlerim daha da bozulmuş ona bir hışımla yaklaşıp göğsüne vurmuştum.
BEN SENİN ÖLÜ BEDENİNE SAATLERCE SARILDIM..SAATLERCE!
NEYDİ TÜM BUNLAR SÖYLESENE!
bağırmışlarım karşısında tek yaptığı pişmanlıkla yüzünü buruşturmaktı.
DEĞDİ Mİ PLANINA?!DEĞDİ Mİ TÜM BUNLARA SÖYLESENE!!
BANA NİYE BUNU YAPTIN!NİYE ROGERS NİYE?!
daha fazla dayanamamış olacak ki göğsüne vurduğum ellerimi bileklerimden sıkıca tutmuştu.Sargıları hissetmesiyle ellerini gevşetmiş bileğimi dudaklarına götürmüştü.
Tek yaptığım nefes nefese onu izlemekti artık.
Hala tam inanmamış olsamda içimde ki öfke yığınının kontrolü elimde değildi.
Dudaklarından bileğimi hafifçe çektiğinde kısık sesle konuştu.
"Değmedi..sana bunları yaşattıysam..kanını akıtma sebebi olduysam..değmedi Natasha.Değmedi.."
Karşımda acı çektiği belliydi.Gözleri dolmuş başını öne eğip pişmanlıkla sargılara bakıyordu.
Elimi geri çekip ona yaklaştım.Çenesinden tutup bana bakmasını sağladım.
"Ama benim bunları yapmama değdi..yine olsa yine yapardım"
"Özür dilerim..her şey için"
demişti başını iki yana sallayarak ve kısık bir sesle.
Cevap vermemiş nefes nefese ona bakmayı sürdürürken dudaklarımı dudaklarına tüm özlemimle bastırmıştım bile.
———————
Oy vermeyi unutmayınn 🥺🙌🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Missive||𝚛𝚘𝚖𝚊𝚗𝚘𝚐𝚎𝚛𝚜
Фанфикшн"Kendine benim için iyi bak kızıl.." • "Kendine iyi bak kızıl..ben sana iyi bakamadım"
