money

106 15 34
                                    

Yavaşça dükkandan ayrıldım. Saatler sonra geri geldiğimde dükkan kapalıydı. Arkadaki kapıdan içeri girdim. Kasaya doğru ilerledim. Masanın üstünde siyah saat ve yanındaki kağıtta adım yazıyordu. Kağıdı alıp buruşturdum. Cebime tıktım. Saati aldım ve koluma taktım. Güzel bir saatti. Bileğimde daha da güzel durmuştu. 

Saate bakarken arkamdan yağmur sesi eşliğinde bir kedi miyavlaması geliyordu. Arkamı döndüm. Bir kız vardı. Kucağında ise adamın kedisi duruyordu. Kız bana baktı. Elini dudağına götürdü.

-"Şşş." 

Kız arkasını döndü ve dışarı doğru ilerledi. Arkasından dükkandan çıktım ve etrafa baktım. Kimse yoktu. Yağmur yağıyordu. Kapüşonumu çektim. Yoluma devam ettim. 

∎∎∎ 

Doğru şeyi yapmanın yanlış zamanı yoktur.

Böyle yazıyordu müdürün arkasındaki tabloda. Müdür gözlüklü, biraz şişman, yarı kel, kısa boylu bir adamdı. Takım elbise giyip altın renkli kravatını taktığında kendini bir şey sanıyordu. Pislik adam. Adamın masasını inceledim, Providence Lisesi yazan bir plaket, okulun kazandığı kupalar, çeşitli kalemler... 

-"Kendisi gelmiyor mu?" dedi müdür.

-"Patronumun yurt dışında işleri var. Yerine beni yolladı." dedi babamın görevlisi. 

Ardından bana baktı. 

-"Bu, Jamie." dedi. "Oğlu olur." 

Başımı salladım. 

-"Merhaba." dedim. Müdür de aynısını söyledi bana bakıp. Yanımdaki görevli elindeki dosyayı müdüre uzattı. Müdür dosyayı inceledi.

-"Hırsızlıktan atılmış." dedi. "İnanması güç."

Yanımdaki görevli konuşmaya başladı.

-"Bazı raporlar abartılı."

Müdür görevliye baktı.

-"Okulumuza sorunlu öğrenci kabul etmiyoruz. Çünkü okulumuzda sorun istemiyoruz." dedi.

Babamın benim için tuttuğu görevli tekrardan konuşmaya başladı.

-"Patronum bunun farkında, o yüzden bunu iletmemi istedi." dedi ve ceketinin cebinden bir kağıt, daha doğrusu çek çıkardı. Klasik babam. İşlerini hep parayla çözer. 

Görevlim çeki müdüre uzattı. Müdür çeki eline aldı. 

-"Okulun yıllık ücreti." dedi. Verdiği para 500.000 dolardı. Müdür ağzını açtı.

-"Yine de-" dedi. Ama konuşmasına devam edemeden yanımdaki görevli, çantayı masanın üstüne koydu.

-"Bir de bunu." dedi görevli. Çantanın kapağını açtı. "Sizin için müdür bey." dedi. 

Müdür çantanın kapağını tamamen açtı ve gözleri parladı. Kimin parlamaz ki? 

-"Bir milyon dolar." dedi görevli. "Hepsi sizin için." 

Müdürün gözlerinin içi gülüyordu. Çantanın kapağını kapattı.

-"Anlaştık."

Müdürün odasından çıkıp aşağı indik. Kapıya kadar karşıladı bizi normalde bütün gün odasında oturup sigarasını içen adam. Kapıya geldik.

-"Oğlunu bize emanet ettiği için onur duyduğumuzu iletin kendisine lütfen." dedi müdür. 

-"Elbette." dedi görevli ve başını salladı. Müdür tekrardan odasına gitti. Görevliyle baş başa kalmıştık. Görevli bana döndü.

-"Artık sınıfınıza geçebilirsiniz Jamie." dedi. "Müsaadenizle." dedikten sonra yanımdan ayrıldı. 

Yanımdan gittikten sonra cebimden kalemi çıkarttım. Daha doğrusu müdürün kalemini. Ama artık benim kalemimdi. Kalemi inceledikten sonra tekrardan cebime koydum. Sınıfa doğru ilerledim.

‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾

Bölüm 2'ye hoş geldinizzz

Umarım beğeniyorsunuzdur <3

Oy vermeyi ve beni takip etmeyi unutmayın.

Oy sınırı: 6

Öpüldünüz. 💞







together | ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin