selam bebekler nasılsınız?
okuduğunuz tarihi yazın bakalımm
oyları da atınn
May
Okul zili çaldı. Herkes sınıflara doldu. Ben dışında. Ben terastaydım her zamanki gibi. Ayaklarımı terastan aşağı doğru uzattım. Rüzgar saçlarımı savuruyordu.
Kütüphane? Bomboştu...
Resim sergisi? Bomboştu...
Teras, onsuz? Bomboştu...
∎∎∎
Jamie
Koridorda yürüyordum. Yanımda gözetmen vardı. Dolabın kapısını açtım. İçinden kıyafetlerimi çıkardım. Yanımdaki gözetmen konuştu.
-"Çıkıyorsun, bir daha da geri gelme." Evet. Islahevindeydim.
Üstümü değiştirdim. Ardından ıslahevinden çıkmak üzere ilerledim. Merdivenlerden aşağı indim. İki suçlu bahçeyi süpürüyordu. Onları görmezden gelerek yoluma devam ettim. Önüme baktığımda karşımda onu gördüm. Babamı. Şok içindeydim. Kulağımda May'in sözü yankılanıyordu.
Babanı geri getirebilirim Jamie.
Ardından babam konuştu.
-"Kendi babanı gördüğüne bu kadar mı şaşırdın?"
-"Neden geldin?"
-"Aynı annen gibi acımasızsın."
-"Seni görmek istemiyorum!" dedim. "Paranı da istemiyorum! Başımın çaresine bakarım."
-"Peki." dedi babam. "Sadece uğradım, giderim. Başının çaresine bakabileceğini bilmek istedim." Gözlerim dolmuştu ama belli etmemeye çalışıyordum. Yanından ilerlemek için yürüdüm. Babam hala aynı yerdeydi. Babamın arkasına doğru ilerledim. Önüme bakıyordum. Babam arkasını döndü.
-"Kendine iyi bak evlat." Ağlamaya başladım. Ne kadar beni görmeye gelmese de, ne kadar benimle ilgilensin diye görevli gönderse de, o benim babamdı. Arkamı döndüm. Koşarak babama sarıldım. Omzunda ağlıyordum. Babam sırtımı sıvazlıyordu. Onu özlemiştim, hem de çok...
∎∎∎
Evin koridorunda yürüyordum. Havuzun ışığı yansıyordu duvarlara. Havuzun olduğu yere gittim. Ayaklarımı havuza uzattım. Bileğimdeki saatle oynuyordum. Ardından kalkıp odama gittim. Masanın üstündeki beyaz çiçeğe baktım. Daha önce May ile beraber çaldığımız tablodaki çiçeğe benziyordu. Millie ile geçirdiğimiz zamanları düşündüm... Kola çalıp kaçmamız, öpüşmemiz, terasta oturmamız... Bir anda kalktım. Yağmurluğumu aldım. Hava yağmurluydu...
Antika dükkanına gittim yine. May ile ilk orada tanışmıştık. Dükkanı gezmeye başladım. Saatler, radyolar, korkunç oyuncak bebekler... Aynı adam kasada duruyordu. Kucağında başka bir kedi vardı. Onu seviyordu. Dükkanı gezmeye devam ettim. Duvarlarda bir sürü saat asılıydı. Saatleri incelerken bir anda şoka uğradım. Duvarda May ile beraber çaldığımız tablo asılıydı.
-"İnsan... Elindekinin kıymetini bilmez." dedi bir ses. Sağıma döndüğümde konuşanın May olduğunu gördüm. Üzerinde ilk tanıştığımız gün de giydiği yağmurluk vardı. Saçları... Her zamanki gibi güzeldi. Soğuktan burnu hafif kızarmıştı. Pembe dudakları soğukta daha da koyulmuştu. Konuşmaya devam etti. "Ta ki yitirene kadar." biraz durdu. Tabloya bakıyordu. "Babanı geri getirebilirim derken, sizi önce ayrı düşürmem gerektiğini anlamıştım." Başımı salladım.
-"Çok iyi anlıyorum." biraz durdum. May bana bakıyordu. "Ya kaybetmek istemediğim bir şey varsa?" dedim. "Seni kaybetmek istemiyorum."
Gözlerime baktı...
-"Ben de seni kaybetmek istemiyorum."
Yüzümü May'in yüzüne yaklaştırdım.
-"Seni seviyorum."
May dudaklarıma bakıyordu.
-"B-bende seni..." dedi. "Duygularımı çok dışa vuran birisi değilim... İlk başta anlamamış olabilirsin. Ama ben senin benden hoşlandığını çoktan anlamıştım."
Hafif gülümsedim. May hala dudaklarımı izliyordu. Yüzümü yüzüne daha da yaklaştırdım. Nefesini çok rahat duyabiliyordum.
-"Seni öpmek istiyorum." dedim.
-"O zaman neden yapmıyorsun?"
‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾
selammmmm
may hakkında ne düşünüyorsunuz? -->
fikirlerinizi merak ediyorumm
oy vermeyi,
beni takip etmeyi,
bol bol yorum atmayı,
UNUTMAYIN!
hayalet okuyucular beni çok üzüyor ya bi tane oycuk atacaksınız çok mu :((
hadi sende oy at lütfenn
Oy sınırı: 13
Öpüldünüz 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
together | ...
Novela JuvenilMerhaba, bu hikayeyi ilk önce Finn ve Millie olarak, yani ship hikayesi olarak yazmıştım. Artık fan değilim bu yüzden adları Jamie ve May olarak değiştirdim, bazi gariplikler olabilir o yüzden. Hikayenin devamı gelmeyecek, yine de okumak isterseniz...