-4

6 1 0
                                    

   Son sözlerini, grubu dehşete düşürmeye çabalarcasına fısıldamıştı.

   "Terk edilmiş Rum yetimhanesi..." dedi Narin. Gözlerini, büyük bir korku yalayıp geçti. Yüzündeki aşırı çikolata yemenin mirası olan sivilcelerinden birisini endişeyle tırnaklamaya başladı ve ikinci tırnak darbesinde, üzerindeki deriyi kaldırmayı başararak sivilceyi kanattı.

   "Şimdi oraya gideceğimizi söylemeyeceksin değil mi? Hepimizin ruh hali altüst zaten, daha az ürkünç bir şey yapsak olmaz mı? Ayrıca, oraya ben de daha önce internetten bakmış, hakkında videolar seyretmiştim.
 

   Binanın bekçisi var. Etrafıı duvarla çevrili. İçeriyi de köpekler koruyor. Girmek istiyenler ya yakalanıp polis karakolundan geri postalanıyor ya da köpeklerin dişlerinin tadına bakıyorlar. Kısaca içeriye girmek biraz zor, hatta imkânsız..."

  
"Korkudan betin benzin attı sanki" diye karşılık verdi Emir

   "Aramızda ödlek ruhuna yenik düşen kuyruğunu kıstırıp evine, sıcak yorganının altına dönmek isteyen varsa sen ya da başkası, hemen gidebilir, ama şunu da unutmayın:içeriye girdiğimizde..."

   Elini, çantasınının ön gözüne daldırıp ışıksız ortamda dahi yüksek çözünürlükte kayıt yapabilen:küçük, özel ve pahalı bir kamera çıkardı.

   "Çekeceğimiz videoları yayınlayınca bizi kaç kişinin izleyeceğini, tanıyacağını düşündünüz mü? Binlerce, hatta on binlerce... İçeriye girmeyi başaramayanların videoları bile binlerce tık alıyor! Olay olacağız be, kendinize gelin!

   Ben her şeyi ayarladım. Bekçiye, önden biraz para verdim. Bir miktar daha vereceğim, görmezden gelecek. Onu ikna edene kadar akla karayı seçtim. Köpekleri ise bunlarla halledeceğiz."

   Elini, yine aynı göze daldırıp kuşbaşı doğranmış etlerle dolu bir buzdolabı poşeti çıkardı.

   "Veterinerden aldığım ilaçla iyice karıştırdım bunları. Etleri yiyince beş-altı saat deliksiz bir uyku çekecekler. Biz de rahat rahat binaya girip içeriyi keşfedeceğiz. Vay be!

   Bir de hayaletlerin gerçek olduğunu ve kamerayla kaydedebildiğimizi hayal etsenize. On binden geçtim, milyon kere izlenir videomuz. Bir sürü televizyon programına davet ediliriz. Eee ne diyorsunuz?" Ateşin etrafındaki erkeklerden bir anda neşeli çığlıklar yükselmeye başladı. Herkes bu maceranın çekiciliğine kapılmıştı. Hem, böyle bir mekâna girme fırsatı bir daha ele geçmezdi. Fırsatı kaçırmak düpedüz enayilik olurdu.

   "Acayip bir macera olacak."

   "Biraz titreyebilriz, ama buna değer!"

   "Videoyu yayınladığımızda, kendini devamlı sidik yarıştırmak zorunda hisseden o züppe Ozan'ın yüzünün alacağı şekli merak ediyorum. Kıskançlıktan geberecek be abi..."

   Erkeklerin ruhları , çocukluktan çok geç çıkıyordu. Emir'in, bu akıldışı işe kalkışmayaıp geri dönmeye yelteneceklere ödlek etiketi yapıştırcağını anladıkları an, onlar açısından tartışılacak bir şey kalmamıştı. Korkmadıklarını göstermek için uçurumdan atamaları gerekse, hemen gidip kendilerini atacak kadar aptalca davranıyorlardı.

   Narin ve Aylin gözleri, uzayıp kısalan alevlerin ışığında bir an için buluşunca aynı şeyi düşündüklerini anladılar... Bu plandan ikisinin de ödü kopuyordu, ama yapılacak bir şey yoktu. Alternatifi: ormanlık alanı gece vakti, yalnızca dolunayı ışığında bir başlarına kat edip rıhtıma inmekti ki bu en az iki saatlerini alırdı. O da yollarını şaşırıp kaybolmaz ve adanın güneyine yönelip ormanın daha da sık olan bölümüne girmezlerse...

   Öte yandan, aslında böyle bir alternatifin de var olmadığı gayet açıktı. Mehmet, o kadar heyecanlanmış ve istekli görünüyordu ki onunla sorgusuz sualsiz her yere giden Aylin, çılgınca olduğunu bilse de, erkeğinin peşinden gidecekti. İçlerindeki kötü hisse rağmen isteksizce onlar da ayaklandı.

   Bu gece, terk edilmiş yetimhaneye girilecek, bu deneyim yaşanacaktı. Yaşanacak şeyin macera mı facia mı olacağını zaman gösterecekti. Artık, ok yaydan çıkmıştı...

Dehşet Gecesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin