"Ben içki almaya gidiyorum sen de ister misin?" diye bağırdı Lorenzo kulağıma.
"Hayır canım içmek istemiyor." dedim kısaca. Az önce telefonumdan juve maçını izliyordum ve Merih berbat oynamıştı. Bu işte bir terslik vardı. Merih asla böyle oynamazdı ki? Yüzünde sadece sinir görmüştüm. Kendine sinirlenmiş gibiydi. İkinci yarı hoca onu oyundan alınca bende maçı kapatmıştım.
Şimdi ise müzik sesi kulak zarımı patlatmaya yetecek kadar sesliydi. Gia koşarak yanıma geldi. Bir adamın elini tutuyordu.
"Biz yukarı çıkıyoruz." dedi eliyle üst katı işaret ederek. Boş odalar ve tuvalet vardı orada.
Nasıl olur da on beş dakika önce tanıştığı bir adamla hemen sevişiyordu?
Gia aşka inanmıyordu çünkü. Oysa ben hep onunla Lorenzoyu içten içe yakıştırmıştım.
" Tamam. " dedim kafamı sallayarak. O arkasında ki sarışın çocuğu yukarı çıkarırken ben de etrafı izlemeye başladım. Çoğu kişi İtalyanca konuştuğu için pek bir şey anlamıyordum. En kısa sürede İtalyanca öğrenmem gerekiyordu. Bazıları shot atarken bazıları buraya sadece cinsellik için gelmişti. Türkiye de pek parti olmazdı. Olsa olsa arkadaşlarınla birinin evinde oturup sadece bir kaç kadeh bir şeyler içerdin sonra da film izlerdin. Ama burası yani buradaki insanlar eğlenmek için doğmuş gibiydi. Hepsi alkol krizine girmeye yemin etmiş gibi kafalarına viski ya da bira dikiyordu. Hepsi hareket etmekten terlemişti. Kimileri öpüşüyor kimileri dans ediyor kimileri ise çok daha fazlasını yapıyordu. Hatta az önce bir çocuğun ot çektiğine bile yemin edebilirdim.
Başım derde girmese bari.
"Ciao." dedi yanıma gelen esmer bir oğlan. Gözleri maviydi.
"Ciao. But I don't speak Italian." dedim ingilizce bir şekilde İtalyancamın olmadığını dile getirirken. Masada ki suyu kafama dikicekken ama sonra onun su olmadığını anlamıştım. Genzim cayır cayır yanarken ağzımdan onu püskürttüm. Yanımda ki çocuk güldü.
"İtalyada yeni misin? "
" Evet. Çok uzun bir süre olmadı. Buraya Erasmus aracılığı ile geldim." çocuğun boyu çok fazla uzundu ve buna nazaran biraz çelimsiz sayılırdı. Zayıf denilebilecek bir kiloda gibiydi.
"Nerelisin ?" diye sordu.
Bana neden bunları soruyordu?
"Türküm."
"Aman tanrım kebab!" dediğinde gözlerimi devirdim. Buraya geldiğimden beri kime Türküm dediysem hepsinin ilk dediği şey kebap oluyordu. Bu herifler bizi yedi yirmi dört kebap yiyoruz sanıyor galiba.
"Ben Marco." diye elini uzattı.
"Sıla." dedim ben de elimi uzatarak.
"Son sınıf mısın Sıla?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMORE
ChickLit"Seni ilk gördüğüm günü hatırlatıyorum. Ölen hislerimi hatırlatmıştın bana." Bana doğru bir adım daha attı. Yutkundu. Yutkundum. Adem elması önce aşağı daha sonra yukarı doğru hareket etti. "Yalan söylüyorsun. Sen sadece beni elde etmek istiyorsun...