f o u r

1.3K 163 156
                                    

Choi Soobin

Sokaktan geçmekte olan gürültüyü bastırması adına haberin sesini biraz daha açtım. Ama çok bir etkisi olmamıştı.

Halk sokaklara döküleli bir hafta, biz işten atılalı ise iki hafta oluyordu. Arınma'ya her geçen gün biraz daha az zaman kalıyordu ve isyanların şiddeti de her geçen gün biraz daha artıyordu.

İki hafta önce yaptığımız, kariyerimizin sonu olan yayın sonunda sosyal medya yıkılmıştı. Beomgyu'nun bildiği her şeyi bir sabah programında halka açıklanmasına yardımcı olması ise son nokta olmuştu. İlk isyanlardan biri Seul'de bir üniversitenin bahçesinde gerçekleşmişti. Halkın genç kesimi bir şeylere karşı çıkmaya daha müsaitti anlaşılan.

Son zamanlarda ise devletin Arınma'yı ön bir tarihe çekmesi ve isyancıları ortadan kaldırmak için devletin gizli ordusunu sokağa salma olasılığı gündemdeydi.

Olası bir ihtimaldi ve bu beni ölesiye korkutuyordu.

Yedi yıl önce ilk Arınma zamanında da aynı şeyi yapmışlardı. Bu uygulamanın ne kadar gerekli olduğunu, sonuçlarının ne kadar iyi olduğunu insanlara inandırmak ve halka bu uygulamayı alıştırmak için devletin ordusu sivil olarak sokaklarda gezip insan avlamıştı. Tabi bu Arınma'nın ikinci senesinde ortaya çıkmıştı. Halkın büyük çoğunluğu bunu inkar ederken kabul edenler de vardı. Mesela ben.

Şimdi de aynı şeyi yapma olasılığını herkes tartışıyordu. Resmî haber sitelerinden sosyal medyadaki kıytırık hesaplara kadar herkes.

Doğduğum günden beri Kore'de yaşıyordum ve bu ülkenin başındakilerin ne kadar ileri gidebileceğini çok net görmüştüm. Her cumhurbaşkanlığı seçiminde fazla geriliyordum ve var olan cumhurbaşkanı dışında diğer adaylara oy vermek içimden bile gelmiyordu. Çünkü gelen, gideni fazlasıyla aratıyordu.

Sinirle televizyonun sesini yeniden kıstığım sırada telefonum çalmıştı. Arayan Yeonjun'du. İç çekerek koltukta arkama yaslandım ve aramayı cevapladım. "Alo."

"Şehir merkezine taşınan beynimi-"

"Ne oldu be?" diyerek sözünü kestim. İç çekişi duyuldu. "Bir haftadır uyuyamıyorum ben. Halk da gaza gelmeye amma müsaitmiş. Hayır, benim anlamadığım illa birinin mi dürtüklemesi gerekiyormuş ayaklanmaları için. Resmen koyun sürüsü."

Benzetmesine gülmeden edememiştim. Ama şaka bir yana, haklıydı. İşten çıkarıldığımızdan beri fazla agresifti. İki haftadır onunla -akşam yemeği için geldiği zamanlar hariç- yüz yüze gelmemeye çalışıyordum. Yalnız kalması herkes için daha iyiydi, çünkü gördüğü ilk insanı parçalayacak potansiyele sahipti. Benim aksime, Yeonjun biraz daha agresif biriydi. Geçen kapıya gelen kuryeyle kavga etmişti mesela, bu yüzden acıktığında bana geliyordu.

"Haklısın." dedim ona karşı çıkmayarak. "Ama bir de şöyle düşün, yıllarca bastırılmış bir milletten bahsediyoruz. Tamam, birlik beraberlik falan ama yine de korkutuyor insanı."

"Öyle öyle, aynen." dedi beni geçiştirmek adına. "Aslında ben seni şey yüzünden aradım."

Ne yüzünden aradığını tahmin etmek çok zor değildi. "Chan aradı." dedi. "Dışarıyla tek bağlantısı biziz ve son durumu merak etmiş."

The Purge: FOREVER || SKZ × ITZYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin