Bir üst kata acil çıkış merdivenlerinden değil de, ana merdivenlerden ulaşmayı başardıklarında, önden ilerleyen Chris karşılarına çıkan açık alanı yokladı. Fazla vakit kaybetmeden ise hemen sağda, duvara sabitlenmiş olan kat planına baktı.
Üçüncü sırada Yayın Odası ismimi görür görmez ise "Burası, hadi gelin!" diyerek diğerlerine seslendi. Hızlı adımlarla ilerleyerek Chris'in girdiği kapıdan içeri girdiler. Arkadan giren Seungmin kapıyı arkadan kapattı ve Minho'yla Yeonjun da kapının önüne kenardaki koltuklardan birini itti.
Minho kapının önünde destek olarak durmaya devam ederken Chris binlerce düğmenin, ses kontrol tuşlarınının, iki tane mikrofonun, onlarca da monitörün olduğu kontrol panelini inceliyordu. Tam ortada da bütün monitörlere bağlı, belirgin ve de kaliteli kamerası olan bir bilgisayar vardı.
Doğru düğmenin hangisi olduğuyla alakalı zerre bir fikri yoktu ama denemek zorundaydı. Binaların üstünde bulunan yayın panolarına ve megafonlara ulaşmak zorundaydı.
O, Yeonjun, Jisu ve Hyunjin kontrol panelini didik didik incelerken Yeji ve Jisung da kullanım kılavuzu ya da en azından ona benzer bir şey bulma umuduyla etrafa bakınıyorlardı.
Bu sırada ise Chaeryeong dışında kimsenin fark etmediği bir şey vardı. Yuna yoktu.
Chaeryeong panikle odayı taradı, "Yuna'yı göre oldu mu?".
Bu söylediği diğerlerinin yaptıkları işi bırakıp duraksamasına sebep olmuştu.
Seungmin "Neredeydi?" diye sordu. "Ne tarafa gitmişti?"
Chaeryeong bir süre durdu. Hafızasının derinlerine inmeye çalışmıştı, ama o panikte hiçbir şeye dikkat edemediğinden Yuna dahil kimsenin ne tarafa koştuğunu hatırlamıyordu. Umutsuzca kafasını iki yana salladı.
"Gidip onu bulmak zorundayız." dedi Seungmin silahını kavrarken. Kapının önüne sıkıştırılmış sandalyeyi destekleyen Minho'nun önüne geçti ve sandalyeyi aradan çekti.
Chaeryeong da Seungmin'in peşinden gitmişti. "Ben de geliyorum, yalnız gitme."
Yeji "Dikkatli olun." dedi. Fazla endişeliydi ve Yuna'nın başına herhangi bir şey gelmemiş olması için en az onuncu duasını etmeye başlamıştı.
Seungmin kafasını salladı ve Chaeryeong'u arkasına alarak odadan çıktılar.
Alt kata indiler. Orada dağıldıkları zaman kaybolmuş olmalıydı.
Temkinli adımlarla ilerliyorlardı.
Dışarıda inanılmaz bir kaos vardı ve sesi tüm binayı doldurmaya yetiyordu. Öyle ki, botlarının mermer zemine çarparken çıkardığı sesi bile duymuyorlardı.
Chaeryeong sağ tarafa doğru hamle yaparak "Sen diğer tarafa bak." dedi. İlerlemeye yeltendi. Fakat bu yeltenişi Seungmin'in bileğinden tutup onu geri çekmesiyle yarıda kalmıştı.
"Bir arada kalalım, tehlikeli." dedi.
"Ben sağ tarafa gidenlerdendim ve Yuna'yı görmedim." dedi Seungmin, silahının ucuyla sağ açıklığı gösterirken. "O yüzden sola bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Purge: FOREVER || SKZ × ITZY
أدب الهواة-"The Purge" serisi üçüncü kitaptır. 「Senede bir defa, akşam 19.00'dan, sabah 07.00'a kadarki 12 saatlik zaman diliminde bütün suçlar yasal sayılır. İsteyen istediğini öldürür, istediği yeri soyar; bu zaman dilimi içinde hiçbir kurum hizmet vermez...
