Haftanın geri kalanı ise şöyle devam etti; Liam Zayn ile buluşmak, konuşmak için yer ararken Zayn, Liam'dan kaçıyordu. İksir dersinde Liam'dan en uzak koltuğa oturuyor, ders bitince de hızlıca toparlanıp sınıftan çıkıyordu. Liam'ın Zayn'i gördüğü tek zaman öğle ve akşam yemekleriydi ve o zaman bile Zayn görünmemek için elinden geleni yapıyordu ama bu gün onu görebilmişti. Gryffindor masasına genellikle şeytani bir parıltıyla bakan Louis'nin yanında, Slytherin masasında oturuyordu. Liam, Louis'nin bakışlarını görmezden gelmeye çalıştı. Bir şeyler planladıklarından şüpheleniyordu. Yemeğini yedikten sonra Büyük Salondan çıktı.
-
Niall'ı bir dolapta buldu. Sarı saçları darmadağınıktı ve mavi gözleri öfkeyle parıldıyordu ama bunun dışında gayet iyi görünüyordu. Peki ağzını örten yeşil kravatla ellerine ve ayaklarının etrafına bağlanmış halatıda görmezden gelirsek iyi görünüyor demek daha doğru olurdu.
Liam onun ellerini ve ayaklarını saran halatı çözdü. Dürüst olması gerekirse, böyle bir şeyin olmasına şaşırmamıştı. Serbest kaldığında Niall dolaptan çıktı ve kravatı ağzından yüzünü buruşturarak çıkardı.
"Salaklar!" diye fısıldadı Niall. "Bana böyle gizlice yaklaşıyorlar sonra da kendilerini zeki sanıyorlar."
"Bu sefer neden olduğunu sormalı mıyım?" dedi Liam gülerek.
Niall gözlerini devirdi ve saçını düzene sokmaya çalıştı. "Sanki bir nedene ihtiyaçları varmış gibi konuşuyorsun."
"Louis mi?"
Niall güldü. "İkiside Li. Sanki o salaklardan biri beni alt etmeye yeter."
"Konuş sarı kafa."
Duyduğu sesin kime ait olduğunu öğrenmesi için arkasını dönmesine gerek yoktu ama yine de arkasına döndü. Zayn kollarını göğsüne çaprazlamış ve dudaklarında alaycı bir sırıtışla karşısındaki duvara yaslanmış onlara bakıyordu. Saçları dağınık duruyordu. Beyaz gömleğinin düğmelerininden iki tanesi açıktı. Pürüzsüz bir teni ve keskin köprücük kemiği gözler önüne serilmişti. Liam yutkundu. Gömleğinin kolları dirseğe kadar kıvrılmıştı, mavi ve bronz renklerdeki kravatı boynundan gevşek bir şekilde sarkıyordu.
Liam kendini toparlayıp gülümsedi. "Bunun parçası mısın?"
Zayn'in sırıtışı genişledi ve ela gözleri neşeyle parıldadı. "Siktiğimin büyüsünün intikamı."
Mavi gözleri yaramazca parıldarken Niall kahkahalara boğuldu. "Sikilmenin mi büyünün mü?"
Liam yanakları kızarırken Niall'a susması gerektiğini belirtmek için öksürdü ama Zayn sadece omuzlarını silkti.
"Bayağı iyiydi aslında. Kesinlikle bir gün tekrarlamalıyız." Zayn Liam'a göz kırpmadan önce dilini dudaklarında gezdirdi.
"İğrenç." dedi Niall. "Kendine sakla dostum. Ben bunlar için fazla masumum."
Koridorun sonundan bir kahkaha sesi geldi ve Louis geniş bir sırıtışla onların yanına geldi.
"Doğru mu duydum?" Louis neşeli bir sırıtışla sorguladı. "Horan mı masum?"
Sarışın yüzünü buruşturdu. "Siktir git Tomlinson."
Slytherin daha da sırıttı ve ona el salladı.
"Saçmalama Niall. Kendinde misin? Hey! Bence ne dediğini bilmiyorsun. O dolapta anlaşılan çok fazla zaman geçirmişsin." Diğerlerine döndü ve sahte bir merakla sordu. "Dolapta kalmak hafıza kaybına sebep olur mu?"Hufflepuff gözlerini kıstı. "Bu iş burda bitmedi."
Louis güldü. "Evet bu bitişten oldukça uzak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Charms and Spells •Ziam•
FanfictionHarry ve Niall Zayn'e büyü yaparken ne büyünün arzu büyüsü olduğunu ne de Zayn'in bastırılmış arzusunun Liam olduğunu biliyorlardı. • Cinsellik içerir. • Hikaye bana ait değildir sadece çeviri yapıyorum. • Yazarın eklediği nota göre iksir etkisinde...