022: Jung Wooyoung kaybediyor

417 37 48
                                    

≪söylenmemesi daha iyi olan sözler≫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


söylenmemesi daha iyi olan sözler

Hava hiç olmadığı kadar açıktı –en azından San öyle biliyordu. Gökyüzü pırıl pırıldı, koyu safir rengindeydi, en küçük bir bulut bile yoktu ve güneş en tepede, ışınları denizin renksiz dalgaları üzerinde dans ediyordu.

San ayaklarına baktı, parmaklarını ıslak kum taneleri içinde kıpırdattı. Sıcağa rağmen ürperti sırtını ve kollarını sarmalamış, tüylerini diken diken etmişti.

Çevresinde çok kişi yoktu, muhtemelen plaja özel izinle girildiği içindi fakat San yine de ürpermesine engel olamıyordu; sanki her bir göz üzerinde ve her hareketini yargılıyorlarmış gibi hissetmesine engel olamıyordu.

O anda sıcak ama nemli bir el hafifçe omzuna vurdu. Etrafında kahkaha sesleri duyuldu, San aniden boynunun bir kol tarafından sarıldığını hissetti ve burnunun ucunda koltukaltı belirdi.

San hızla abisinin kolundan kurtuldu ve sanki tiksindirici bir şey yemiş gibi öğürdü.

"Ne halt ediyorsun?" Tükürdü ve yüzünü sildi. "İğrenç!"

"Daha yedi yaşındasın ama küfür etmeye başlamışsın bile." Jongho güldü ve sanki hayal kırıklığına uğramış bir ebeveyn gibi ellerini beline koydu. Ama yüzündeki güneşin sıcaklığıyla yarışan o güzel gülüşü hareketinin tam tersini söylüyordu. "Babama söyleyeceğim seni."

"Ne yapacak ki ha? Bana ceza mı verecek?" diye sordu San burnu havada bir şekilde, abisinin vücut yapısını süzmeden de edemedi. Jongho ne zaman vakit bulsa egzersiz yapıyordu ve bu da şu anda nasıl böyle parladığını kanıtlıyordu. O da sadece on bir yaşındaydı ama boyu ve yapısı birkaç yaş daha büyük gösteriyordu onu. San kıskanmıyordu ama bazen bu kadar zayıf olmamayı diliyordu.

Fakat Jongho onun bu düşüncelerinden bihaberdi. Kolunu tekrar San'ın küçük omuzlarına sardı. "Hayır. Bence çok daha farklı bir şey yapacak."

San kocaman ve meraklı gözlerle abisine baktı. "...Ne?"

Her şey San beklediğinden çok daha hızlı oldu. Bir an ayak parmakları köpüklü dalgaların altına gömülü halde kumun üzerinde dikilirken diğer an Jongho'nun kollarının üstüne denize doğru ilerlerken hayatı pahasına çığlık atmaya başlamıştı.

"Hyung!" diye bağırdı San, durması için art arda abisinin göğsüne vuruyordu. Ama abisi yüzündeki kocaman gülümsemeyle koşmaya devam ederken tüm çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

"Gülle!"

İkisi de suya girerken San'ın çığlıkları yarıda kesilmiş ardında sadece baloncuklar kalmıştı. Etraf karanlıktı –belki de koyu maviydi, deniz yüzeyi yıldız gibi gümüş parıltılarla parlıyordu. San yüzeye ulaşmaya çalıştı ama elleri sürekli hiçliği kavrıyordu.

WHO WE ARE | Woosan (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin