11: ''kırık hisler''

263 39 173
                                    

selamlarrr:d

ben galiba bu gidişle finali uzatacağım ahahshdjd umarım yazdıkça batırmıyorumdur, bölümler tutarlı ilerliyordur..

okurken sıkılıyor musunuz bilmiyorum ama keyif aldığınızı ümit ediyorum, lütfen görüşlerinizi bildirmeyi unutmayınız..

keyifli okumalar dilerim, görüşürüz!!

...

Jungkook hukuk bürosundaki çalışan arkadaşlarıyla beraber Lalisa'nın kafesinde rezervasyon oluşturduğu için Lalisa yoğunluk dolayısıyla benden yardım rica etmişti, boş gezenin boş kalfası olduğum için kabul etmiş ve ertesi gün erkenden uyanmıştım.

Tam bir müşterinin isteklerini götürürken kapı zil sesi çıkararak açılmış ve içeriye bir grup insan girmişti, en önde Jungkook vardı ve bir kez daha anlamıştım ki takım elbisenin en çok yakıştığı kişiydi. Lalisa onları kendilerine ayrılan bir masaya doğru yönlendirirken müşteriyle ilgilenmeye odaklandım ve isteklerini hızlıca bırakıp diğerlerinin yanına gittim.

Jungkook burada olmamı beklemiyormuş gibi ilk bir şaşırsa da sonradan gülümseyerek "Jennie?" demişti. Üzerimdeki önlüğü incelerken "Burada çalıştığını bilmiyordum," diye ekledi.

"Hoş geldiniz," diyerek herkese selam verdikten sonra Jungkook'a dönüp "Bir günlüğüne çalışıyorum," dedim. "Ne yemek istersiniz, siparişlerinizi alabilir miyim?"

Lalisa menüleri önlerine tek tek bırakırken yaka kartında Lee Seungjin yazan genç bir adam yüzündeki çapkın ifadeyle "Bay Jeon, bizi bu güzel hanımefendiyle tanıştırmayacak mısınız?" diye sorduğunda böyle bir soru beklemediği için kaşları havalanan Jungkook menüye bakmayı kesip önce bana, sonra Seungjin'e baktı.

"Tanıştırmayacağım."

Keskin bakışlarıyla Seungjin'e haddini bildirmeye çalışırken Seungjin onun bakışlarıyla üzerinde oluşturduğu baskıya dayanamayıp hemen önüne döndü ve menüsüyle ilgilenmeye başladı.

Ortamdaki gergin bulutlar nasıl dağılırdı bilmiyorum ama Jungkook epey sinirlenmişe benziyordu. Lalisa bakışlarını masada gezdirirken o da böyle bir çıkışa şaşırmıştı, Jungkook'un duygularını kontrol etmesini yoksa yakalanacağımızı en kısa zamanda ona söylemeyi aklıma not ettim.

Nihayet siparişleri alırken Jungkook'a çaktırmadan kaş göz işareti yapıp "Sakin ol," dedim ama nedense sakin olacağına inanmıyordum.

Kıskanç Jungkook ayrı bir olaydı, bu ilişkinin en alfası olduğumu sanıyordum ama o çoktan öyleydi.

Lalisa "Bu Jungkook da kaç gündür bir sinir var almış başını gidiyor," dedi ters bir şekilde. "Derdi ne onun?"

"Nişan öncesi gerginliğidir," derken umursamaz görünmeye çalıştım. "Takılma sen ona."

"Evlenmesin o zaman."

Omzunu sıvazlayıp "Hadi sen mutfağa geç, buralarla ilgilenirim ben," dedim. "Sinirini yatıştır biraz."

Başını sallayıp gittiğinde derin bir nefes verip masaları temizlemeye başladım, ara sıra Jungoook'un olduğu masadan gülüşme sesleri geliyordu. Anlaşılan hepsi birbiriyle iyi anlaşıyordu. Jungkook ne zaman konuşmaya başlasa diğerleri hemen susup ilgiyle onu dinliyordu, sözünü geçiren ve arkadaşlarının saygı duyduğu birisiydi.

Bir müşteri bana kaba bir şekilde seslendiğinde masayı silmeyi kesip "Şşt, bak buraya," diyen kişiye döndüm. Hafif kilolu, orta yaşlarda birisiydi. Suratına tip tip bakarken eliyle yanına gitmemi işaret ediyordu.

no matter what : j.jkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin