4: ''hayal kırıklığı''

189 38 31
                                    

selamlar ahhhshsdgahhs kaoslu bir bölüme tıklamış bulunmaktasınız.. geri dönüşü ne yazık ki yok... ahshshdhdhd iyi okumalarrrr❤️

...

Taehyung'ın attığı adres onun baba parasıyla aldığı yirmi beşinci villalarından biriydi. Taksiciye ücreti ödedikten sonra arabadan inmiştim. Evin dışını alıcı gözüyle süzerken ağzımdan birkaç ''Vay canına'' mırıltısına engel olamamıştım. Gerçek anlamda zengin arkadaşlarım vardı ama doğum günlerimde mücevher almaktan ötesine gidemiyordu hiçbiri. Sanırım maddiyata önem veren bir kız olmasaydım hepsi çok manidar hediyeler olabilirdi. Evet, mücevher benim için pek de pahalı bir hediye değil demek istiyorum.

Taehyung koştura koştura buraya doğru gelirken bana el sallıyordu. Nihayet yanıma vardığında bir süre soluklanmak için dizleri üzerine eğildi ve ''H-hoş geldin,'' dedi. ''Sakın diğerlerine bir şey çaktırma. Jimin yerde baygın seni bekliyor.''

Gülmeden edemedim. ''Parti mi planladınız yoksa düzenbazlık mı anlamadım gitti..''

Sırıtarak yanağımdan makas alırken ''Öyle deme güzelim, hala bizden daha iyi doğum gününü kutlayan yok,'' diyordu. ''Biz en iyisiyiz.''

''Sizden daha iyisinin olmaması tek arkadaşımın sizler olması olabilir mi acaba?''

Düşünüyormuş gibi mırıltılar çıkarıp ''Mantıklı, her neyse,'' dedi ve hemen yalancı moduna girdi. ''Hadi acele edelim, Jimin kan kaybından ölmesin.''

Onun beni çekiştirmesiyle eve doğru seri adımlarla ilerlerken doğum günümden ziyade asıl ilgimi çeken Jay'le görüşmekti. Jungkook'a ifade verdiğine göre sadece bir hacklenme meselesi yoktu ortada, Amerika'dan kalkıp gelmesi sadece benim için değildi, onun buraya asıl geliş amacı Jungkook'la yüz yüze konuşmak içindi.

Demiş miydim bilmiyorum ama altıncı hislerime güveniyordum ve beni bir kez bile yanıltmamışlardı.

Taehyung beni Jimin'in yanına götürdüğünde sırf oyunları bozulmasın diye yalandan telaşlanmış gibi yapmış ve Jimin'i kendi çapımda iyileştirmeye çalışmıştım.  Üzerine döktüğü ketçapın kokusunu almamış gibi yaparak yüzüme korku dolu bir ifade yerleştirirken ''Nasıl oldu bu?'' diyordum. ''Kim yaptı?''

Çok geçmeden üzerime düşen konfeti süsleri ve yerde yatan Jimin'in bir anda kalkıp sarılmasıyla bu doğum günümde de şımartıldığım için keyiflenmiştim. İlginin köpeği değildim ama sevildiğimi hissetmek istiyordum. Jimin'in sarılışına karşılık verdikten ve iyi dileklerini aldıktan sonra sırayla Seokjin'e, Taehyung'a, Hoseok'a sarıldım. En son Jay'e sarıldığımda ona sorgu dolu bakışlar atıyordum ama benimle göz teması kurmaktan kaçınıyor gibi hissedince meraklı tarafımın dürtülerine engel olamamış ve ''Jay biraz gelir misin?''' diye sormuştum.

 ''Daha sonra Jennie,'' dedi. ''Şimdi kutlamaya odaklanalım.''

Beş aydan sonraki ilk karşılaşmamızı böyle hayal etmemiştim ama bir şey de demedim.

Jimin ''Durun konuşursunuz sonra,'' diyerek koluma girdi. ''Oyunumuz nasıldı ama? Hiç anlamadın değil mi?''

Gülümsemeye çalışarak ''Siz çocuklar acaba oyuncu falan mı olsanız?'' dedim şakayla. ''Yüreğime indiriyordunuz!''

Seokjin Taehyung'a şüpheyle bakıp ''Acaba yalan söylemeyi gerçekten becerebildin mi?'' dediğinde Taehyung hemen kendini savunmaya geçti.

''Ne sandın oğlum? İstersen Jennie'ye sor.''

Seokjin bu sefer bana döndüğünde ''Gitme çocuğun üzerine,'' dedim. ''Yalanınızı yedim.''

Hoseok salonun ortasına bir pasta getirdiğinde yanına gittim. O pastanın üzerine mumları dizerken geçen sene onun yaptığı bu eylemi Namjoon'un yaptığını hatırlayınca gözlerim dolmuştu. Şu an bu ortamda olması için nelerden vazgeçmezdim ki.. Hepsi onun arkadaşıydı, en çok onun burada olması gerekiyordu.

no matter what : j.jkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin