-11- Herkesin Hayatına Kimse Karışamaz

914 35 2
                                    

Mira'dan

Yemeği yedikten sonra üçümüzde salonda televizyon seyrediyorduk. Bir rahatsızlık hissettim havada. Maya'ya baktığımda oturduğu yerde rahatsızca kıpırdanıyordu.

Şimdi farkettim de Antalya'ya geldiğimizden beri hiç baş başa kalmamışlardı.

Yalandan esnemeye başladım ve "Haaaağaaağağağammaağamaallahyarabbiçokşüküğğr -esniyor- uykumda geldi benim şimdi ya." dedim çaktırmamaya çalışarak. Tabi ne kadar başarılı oldum bilmiyorum.

"Saat daha 12. Sabah 12." dedi Cenk sanki bir şeyleri sezmiş gibi gözlerini kısarak. Onunda Maya'yla beraber yanlız kalmak istediğini biliyorum.

"Uykumu alamamış olamaz mıyım? Hem zaten bende siteyi dolanıcaktım. Etrafı tanımakta fayda var. O sırada siz evde durursunuz." dedim birşey belli etmemeye çalışarak."

"Peki öyle olsun." dedi Cenk. Fazla inanmışa benzemiyordu.

Odama çıktım ve üstüme rastgele birşeyler giydim (Multi)

Aşağı indiğimde salonun önünden geçerken ayıp şeyler gördüm! Cık cık cık demekki başından beri gitmemi istiyorlarmış. Nereleree gideeğğm beeğn?

Kapının önünde geldiğimde siyah converselerimi giyerken "BEEĞN ÇIKIYOĞM!" diye hanım hanımcık bir şekilde haber verdim.

Çıktığımda kaybolmamak için geçtiğim yerlere dikkatle inceledim. Ne kadar yanlızım lan ben? Aslında ben, benle olduğum sürece yanlız olmayacağım. Yani tabi fiziksel olaraktan yanlız olucam ama içimde öyle olmayacak. Yani düşüncelerimle konuşursam yanlız olmam değil mi? Çünkü o zaman biriyle konuşmasamda kendimle konuşup bir şeyle konuşmuş olucam. Neden biriyle konuşamamış ta bir şeyle konuşmuş olucam derseniz çünkü kendi kendime konuştuğum ve bunun dışardan anlaşılmayacağı için biriyle değil bir şeyle konuşmuş olup kendimle konuşucam. Şu anda olduğu gibi.

Ne kadar uzun kendimle konuştum? Aslında ben bu kendi kendimle konuşma olayında baya iyiyim ha. (Yanlızlık başa bela arkadaşlar)

Yürürken buraya doğru gelen bir köpek gördüm. Boynunda tasması olduğu için sahibi olduğunu anladım. Ama çook şirin bir köpekti ve kendimi sevmekten alamadım.

"Sen çok tatlı biy köpeksin. Hanimiş olum hanimiş en yakışıklı köpek. Buydaymış. Oy ben seni yerim." diye kendimden geçmiş bir şekilde bebek sesiyle köpeği severken bir gölge güneşimi kapattı.

Gölgemi kapatan şahısa baktığımda benden tahminen 1-2 yaş küçük bir çocukla karşılaştım. Çocuk tatlıydı aslında ve elindeki tasmayı görünce köpeğin onun olduğunu anladım ve yavaşça ayağa kalktım.

"Köpek senin galiba?" dedim nazikçe. Biraz önceki bebekleşmiş Mira'yla alakam yoktu.

"Evet benim ama istersen sevebilirsin." dedi.

Cevap vermeden eğildim ve aynı şebek halimle köpeği sevmeye devam ettim. Bir süre sonra bir kıkırdama sesi duydum. Kafamı kaldırdığımda köpeğini
sevdiğim çocuğun yanında dünki çikolatalı kruvasan getiren çocuk..neydi adıı..Hah buldum Erdal. Yok lan çocuk tatlı. Adı Erdal olamaz. "Heh Efdal!" dedim birden mutlu bir şekilde.

Efdal bana anlamsız anlamsız baktı sonrada köpeğini sevdiğim çocuğa döndü ve "Annem seni çağırıyor. Köpeği bugün sen yıkıcakmışsın." dedi ve sırıttı.

Köpeğini sevdiğim çocukta "Ama bu haksızlık!" diye yakardı "Sıra sendeydi."

"Üzgünüm, biliyorsun benim çook çalışmam lazım." dedi alaylı bir ses tonuyla "Abiciklerinin sınavlardan kalmasını ve 2 yıl daha burda durmalarını istemiyorsan git."

Çocuk oflaya sızlaya benim geldiğim yolun tam tersinden ilerlemeye başladı.

Efdal'da "Sonra görüşürüz." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Ne kadar kaba. İnsan nasılsın der. Onu geçtim bir merhaba bile demedi. Bi' Hi bile demedi! (Ama Gülşen demiş, Hay hay seni mi kırıcam ashahajkjshskdkdjdj)

Bende yürümeye devam ettim. Site güzeldi. Apartmanlar açık renklerde boyanmıştı. Ha ve babamın Cenk'in bizimle kalmasına izin vermesinde aynı apartmanda kalmamız etkili olmuş. Onlar bizim alt katta oturuyor. Zaten apartmanlar 2 katlı. Yani bu apartman tamamen bizim. Aslında zengin falan değiliz. Bizim kaldığımız evi babamlar babamların kaldığı evi de babamın iş yeri almış. Hediye olaraktan ve taşınırken sıkıntı yaşamamak için.

Yürümeye devam ederken yan tarafımda duran apartmanın arkasından bağırma sesleri geliyordu. Şimdi normalde olsa götüm yemezdi. Yani biliyorum az korku filmi izlemedim ama bir kız sesi duyuyordum.

Sessiz adımlarla duvara yanaştım ve kafamı uzattım. 2 tane çocuk vardı. Kız ve erkek. Kızın uzun beline kadar uzanan kavherengi saçlarına uyumlu kahverengi gözleri; erkeğin kahverengi saçlarına nazaran yemyeşil gözleri vardı.

Küçük çocuk kızı köşeye çekmiş bağırıyordu "-oynamıycaksın. O çocuk çok kötü. Hem benden başka erkeklerle oynayamazsın, izin vermiyorum."

"Sanane ya. Ben senin oynadığın kızlara karışıyor muyum?"

"Evet karışıyorsun. Geçen gün İlayda'yı benimle oynadı diye dövmüşsün."

"Banane ya." dedi kız kısılan mızmız sesiyle.

En sonunda yanlarına gitmeye karar verdim "Bir sorun mu var?" dedim olabildiğince nazik sesimle.

"Annem yabancılarla konuşmamamı söyledi." dedi küçük kız.

"O zaman tanışalım." dedim "Ben Mira." dedim ve elimi uzattım.

Kız elimi küçük elleriyle sıkarak "Bende Ebru." dedi "Bu da Enes." dedi ve yanındaki çocuğu işaret etti. Yaşlarına göre oldukça iyi konuşuyorlardı.

"Sizde mi burada oturuyorsunuz?" diye sordum.

Bu sefer Enes cevap verdi "Evet." dedi.

"Aaa, o zaman komşuyuz. Bende burda oturuyorum." dedim ve gülümsedim. "Siz neden bağrışıyordunuz ben gelmeden önce?" diye sordum.

"Başka kızlarla oynuyor! | Başka erkeklerler oynuyor!"
Aynı anda iki cevap.

"Herkesin hayatına kimse karışamaz."

--------------------------------------

Eve geldiğimde Maya ile Cenk koltukta sızmıştı. Uyandırmaya kıyamadığımdan değil uyanmayacakları kadar hayvan gibi uyuduklarını bildiğim için uyandırmadım ve yukardan battaniye getirip üstlerine örttüm.

Ne kadar tatlı bir çift. Tıpkı hikayelerdeki gibi. Fazla uzun sürmez. Çünkü her güzel şeyin sonu vardır.

--------------------------
Selam gençler!
Bölümü hızlı ve uzun yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.
Votelar neden bu kadar ağağağğaz? Ağlıycam amaağağa.
Olsun 2 vote da iyi. Ne olcak ki yağni.
Yinede sizi seviyorum❤️

İkizler... (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin