two

3.1K 337 469
                                    

"Merhaba. Ben okul temsilcisi Yang Jeongin. Aramıza hoş geldin. Sınıfın 12/A. Sınıf odası ikinci katta. Yurda ve odana seni sınıf başkanın götürecek. İyi dersler."

Tilkiye benzeyen çocuk bir çırpıda konuşup uzaklaşıyordu ki, bir şey hatırlayarak geri döndü.

"Lütfen gelecek sefer yumurtaları tavada kırmayı dene. Burası kötü bile olsa hala bir okul. İyi günler"

Nihayet uzaklaştığında Sunghoon sessizce küfür etmemek için kendini tuttu. İlk günü kesinlikle berbat geçiyordu. Bu okulda okuyacak olması yetmiyormuş gibi geldiği gibi çiğ yumurtalarla karşılanmıştı. Üstelik ne kadar temizlese de, gömleğinin bazı kısımlarındaa yumurta sarısının lekesi vardı. Ayrıca koridorda onu dalga geçercesine izleyen bir sürü öğrenci vardı. Jake denilen delinin teki sabahın köründe onu küçümsemişti ve ona ezik demişti. Gittiği her yerde ilgi odağı olduğu ve kesinlikle prensler gibi karşılandığı için kendini oldukça kötü hissediyordu. Babası bu sefer gerçekten çok kızmış olmalıydı ki, her şeyi siktir edip biricik oğlunu buraya göndermişti. Mutsuzca sınıfa ilerledi. Nihayet yeni sınıf arkadaşlarıyla tanışacaktı. Aman ne heycanlı! diye geçirdi içinden.

Yeni sınıfınıza ilk kez girdiğinizde beklediğiniz şey genellikle günaydın, hoş geldin, neden buraya transfer oldun gibi sıradan cümleler olurdu. Açıkcası yumurta faciasından sonra Sunghoon da bunu ummuştu ve daha normal bir karşılama beklemişti.

Üzerime yumurta atıldı bundan fazla ne olabilir diye düşünmüştü. Fakat tahmin ettiğiniz gibi umduğundan fazlası oldu. Çünkü adımını içeri attığı an, içi boya dolu balonlar vücudunun farklı kısımlarına isabet etmişti.

"NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ SİZ ?"

Kendisine doğru atılan balonlar kesildiğinde şokla bağırdı. Baştan ayağa boya olmuştu ve yüzüne isabet etmiş bir kaç balon yüzünden gözünü zar zor açabiliyordu. Kimseden çıt dahi çıkmadığı için kendisini gülerek izleyen sınıfta kısaca göz gezdirdi. Yaklaşık 15 kişi vardı ve geneli erkekti.

Sessizlik devam ederken kapıdan sevimli ve kediye benzeyen bir çoçuk girdi ve şaşkınlıkla önce Sunghoon'u, sonra da sınıfı süzdü. Sevimli çocuğun içeri girmesiyle sınıftakiler suçlukla başını aşağı eğmişti.

"Bunu yapmamak konusunda anlaştığımızı sanıyordum. Benim sözlerimi dinlemiyor musunuz siz?"

Kedi çocuk direkt kendi boylarında olan çoçuklardan birinin kulağına yapıştı. Sunghoon şokla ikiliyi izlerken sevimli olan, diğerinin -Sunghoon yanlış hatırlamıyorsa bu kendisine yumurta atanlardan birisiydi- kulağını çekmesi yetmezmiş gibi saçını yolmaya başlamıştı.

"Hep senin başının altından çıkıyor bunlar, Riki"

Çocuğu kulağından sürükleyerek Sunghoon'un önüne getirdi. "Özür dile" emretmesiyle kulağı çekilmekten kızarmış olan çocuk kısaca özür dilemiş ve geri kaçmıştı.

Sınıfa girdiğinden beri diğerlerini azarlayıp ismi Riki olan çocuğun kulağını nerdeyse koparan kedi çocuksa güzelce gülümseyerek Sunghoon'a baktı.

"Ben Yang Jungwon. Sınıf başkanıyım. Üzülerek söylüyorum ki, genellikle böyle yaramazlardır. Yumurta attıkları yetmezmiş gibi bir de boya atmışılar. Bu büyük terbiyesizlik için gerçekten özür dilerim. Bizim okula genellikle yeni birileri gelmez bu yüzden nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Aramıza hoş geldin"

Jungwon'un samimi konuşmasıyla beraber Sunghoon bu okula geldiğinden beri ilk kez içten bir şekilde gülümsemişti.

"Hoş bulduk"

Sunghoon'un gülümsemesiyle sınıftakı tüm öğrenciler de gülümseyerek ona bakmıştı. İnanılmaz tuhaf bir an olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

"Bu halimle derse katılamam" Sunghoon boya olmuş kıyafetlerini gösterek konuştu.

"Öğretmenden izin alıp seni hemen yurda götüreyim. Hem yurdu da tanımış olursun. Üstünü değiştirip geri döneriz."

Jungwon gülümsedi ve üstü boya olmasına rağmen Sunghoon'un koluna girdi. Yurt odasına gelene kadar da kolundan çıkmamıştı. Sunghoon, birinin koluna girmesinden gram hazetmezdi ama açıkcası pek rahatsız olmamıştı.

"Sen üzerini giyin ben bekliyorum"

Jungwon kapıdan içeri girmeden. Sunghoon da onaylayarak Jungwon'u bekletmemek adına, odada bulunan minik banyoda kısa bir duş alıp, valizinden bulduğu ilk şeyi üzerine geçirdi.

Sunghoon'un yaklaşık yirmi beş dakika süren hazırlanmasından sonra, ikili tekrar, kola kola bir şekilde okul binasına doğru yürümeye başlamıştı. On beş dakika süren yol boyunca Jungwon, okulla ilgili belli başlı şeyleri Sunghoon'a aktarıyordu. Anlattığına göre bu okulda nadiren tek takılan birileri olurmuş. Öğrenciler arasında çok fazla gruplaşma varmış. Hatta kendilerini çete ilan edenler bile varmış. Jungwon eliyle dörtlü bir grubu işaret etti.

"Kendilerine 'Çakma Cullen'lar diyorlar. Kendilerini vampir sanıyorlar ve kırmızı meyve suyu dışında bir şey tüketmiyorlar. Şu sarı saçlı grup lideri Chan. 8 kez sınıfta kaldı. Bu sene mezun olacak diye umut ediyoruz. Kısa olan Changbin ve şu güzel olan çocukla sevgili. Changbin hyung aralarındaki gerçek deli. Sevgilisinin ismi Felix. Diğeri de Seungmin. O birazcık akıllı."

Sunghoon anlatılanları şaşkınla dinlerken istemsizce sordu.

"Bu okulda normal biri yok mu?"

"Nadiren sıradan birileri oluyor. Mesela ben ve ikizim bu okuldaki en sıradan kişileriz. Bu okula sadece evimize yakın olduğu için yazıldık. Ayrıca sen sormadan söyleyeyim ikizimin ismi Jeongin ve büyük ihtimal onunla benden önce tanıştın."

Jungwon güldüğü için Sunghoon da güldü.

"Şahsi değilse bir şey sorabilir miyim?"

"Elbette, Jungwon"

Sunghoon kendisini merakla izleyen çocuğun saçınlarını okşadı. Sunghoon genellikle en arkadaşı dışında kimseyle temasta bulunmaz, insanlarla kolaylıkla iletişim kuramazdı. Fakat nedenini anlamasa da Jungwona kanı inanılmaz ısınmıştı. Sunghoon'a göre Jungwon çok tatlı ve içten biriydi. Ayrıca diğer öğrencilerin aksine kendisine arkadaşça yaklaşıyordu.

"Yanlış anlama ama neden böyle bir okula gelme ihtiyacı duyduğunu merak ettim."

"Şımarıklıklarımdan dolayı babamın sabrı taştı ve kendince beni cezalandırıyor işte. Detaylı bir şekilde daha sonra konuşuruz."

Sunghoon sınıfa geldiklerini göstererek gülümsedi. Jungwon da onu kafasıyla onaylamıştı. Aslında son okulundan atılma sebebini anlatmaya pek istekli değildi. Bazı arkadaşları bile bu olay yüzünden onu tanımamazlıktan gelirken, daha yeni tanıştığı biri ne düşünürdü kim bilir.

"Sunghoon." Jungwon endişeyle söylediğinde Sunghoon kafasındaki düşünceleri bir kenara atarak ona baktı.

"Sınıftakiler sana alışana kadar durduk yerde kalbini kıracak laflar edebilir ve kötü davranabilirler. Önceden belirtmek istedim. Görmezden gel onları. Özellikle Jake'i."

"Endişelenme, Jungwon. Onlar daha gerçek beni görmediler"

jungwon cok sirin 😖😖😖😖


sevgiyle kalın <3

crush culture' jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin