Hayat ne güzelde giderdi. Kuşlar uçar,insanlar ise hep gülerdi.Oysa bunların hepsi bir oyundu.Ben de bir oyuncuyum hem de çok iyi bir oyuncu.Bunu bana hayat öğretti.Mutsuzken gülmeyi, gülerken de ağlamayı.9. sınıf öğrencisiyim. Ortaokulda beri lakabım"ERKEK FATMA" bu iki kelimeden nefret ederim.Bir yandan da böyle demeleri güzel kendini bi bok sanan,eteği kıçında olan kızlardan olmaktansa erkek fatma olmayı tercih ederim.Erkeklerden nefret ederim. Hepsi kızları sümüklü
bir mendil gibi kullanıp işleri bitince kenara atarlar. Okulun ilk günü bugün. Cehennemin kapısını açtığı gün. Derslerim kötü değil ama okul ortamını sevmem.Okul kıyafetimi giydim ve evden çıktım.
Okulun kapısına geldiğimde derin bir iç çektim ve bahçeye girdim.Tören oldu ve sınıflara çıktık.
Öğretmen masasının önündeki sıraya oturdum . Ayaklarım yandaki sandalyeye uzattım. Birden bir ses ile irkildim.
-Yanın boş mu?
-Evet
-Oturabilir miyim?
-Tabiki de (masum çocuk taklidi)
Yanıma oturdu.İlk gün olduğu için hoca serbest bıraktı.Bizde konuşmaya başladık. Adı ece.Sarı saçlı, mavi gözlü kara kuru bir kız. İyi anlaşacağız galiba.Bir anda birinin beni dik dik izlediğini farkettim.
B-buuu rüzgar İzmir'in en yakışıklı erkeği fakat beni hiç etkilemedi.Dediğim gibi erkekleri sevmem.
Teneffüste masamın üzerinde bir kağıt vardı. İçinde de bir söz şöyle yaziyordu:
Seni sevdiğim kadar yaşasaydım;
Adını aşk koyardım.
Bunun kimden geldiği umrumda değildi. Çöpe fırlattım ve yerime oturdum 2-3 saat sonra okul bitti ve eve doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLMEK İLE YAŞAMAK ARASINDAKİ ÇİZGİ
Fiksi RemajaAşk için ölmek Rüzgar'a yakışırdı. Yeter ki Öykü yaşasın. Öykü daima yaşasın.Öykü o deniz mavisi gözlere bakan son kız olsun...