Kingdom bitse bile hala performanlarını tekrar tekrar izliyorum.
Başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz -->
"Bir Suelo'sun demek."
Jisung, arkasından gelen sesle birden irkildi. Bu yolda kimsenin olmadığını sanıyordu. Arkasını dönüp baktığı zaman kahverengi saçlı, oldukça yakışıklı bir beden ile karşılaştı.
"Sue- Neyim?"
"Suelo'sun. Toprak elementi sahibi yani. Tanrım, bunları bilmiyor musun gerçekten? Nasıl bir taşıyıcısın sen?"
Jisung, karşısındaki adamın ne dediğini anlamıyordu. Taşıyıcı, element sahibi... Ne zırvalıyordu bu adam? Kendi kafasında kurduğu dünyada mı yaşıyordu?
"Bir dakika... Oh, ne? Sen gerçekten dediklerimi bilmiyorsun..."
"Neyi bilmiyorum? Kendi kafanda kurduğun dünyayı mı?" diye sitem etti Jisung karşısındakine.
Karşıdaki beden Jisung'un dediklerine karşı histerikçe güldü. "Sen bir Suelo'sun. Bunu kendi gözlerimle gördüm. Elinde bulunan solmuş çiçeği kendin geri canlandırdın. Bunu ancak Suelo'lar yapabilir. Ben de bir Agua'yım. Yani su taşıyıcısı."
Adamın söylediklerinin üzerine Jisung sadece gözlerini kırpıştırmak ile yetindi. Evet, daha demin elinde solmuş olan çiçek birden canlamıştı. Bunu kendisi de gördü. Bu nasıl olabiliyordu ki?
Kahverengi saçlı adam sanki Jisung'un içinden geçenleri anlamış gibi ona sıcak bir gülümseme verdi. Anlaşılan karşıdaki kişi güçlerini ve ne işe yaradıklarını henüz bilmiyordu. Karşısındaki çocuğun daha rahat anlaması için göstermesi en iyisi olacaktı. Etrafına bakındı ve toprağı kurumuş bir ağacı gözüne kestirdi. Ağacın yanına gitti ve toprağa doğru eğildi. Elini toprağa koydu ve gözlerini kapattı. O sırada diğer oğlan, irislerini onun üzerinden bir saniye olsun ayırmadan ne yaptığını merakla izliyordu. Adamın elini koyduğu kuru toprak bir anda nemlenmeye başladı. Jisung'un gördükleri ile gözbebekleri büyüdü. Nasıl yapmıştı bunu? Ağacı ellerini kullanarak suluyordu resmen.
O sırada adam gözlerini açtı ve yerden kalktı. Toprak olan ellerini silkelerken karşısındaki bedene döndü. Onun şaşkınlıkla açılan ağzını ve büyümüş gözlerini görünce güldü. Karşısındaki çocuk bu şekilde oldukça tatlı duruyordu.
"Anlaşılan sana her şeyi en başından anlatmam lazım. İstersen birlikte bir yerlere oturalım. Sana her şeyi anlatırım."
Jisung tanımadığı bu adamla birlikte oturmanın ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu ancak daha deminki şeyi nasıl yaptığını çok merak ediyordu.
Merakına yenik düşerek kafasını ağır bir şekilde aşağı yukarı salladı. Adam yanına gelip eliyle onu yönlendirerek yürümeye başladı.
***
Birlikte etrafta kimsenin olmadığı bir parka gelmişlerdi. Adam boş bir banka oturup yanına gelmesi için yanındaki boşluğu patpatlamıştı. Jisung da yanına oturduğu zaman dilini alt dudağında gezdirdi ve derin bir nefes alarak anlatmaya başladı.
"Öncelikle adım Minho. Lee Minho. Su mühendisiyim. Su mühendisini daha önce duymamış olabilirsin. Bu işi sadece Agua'lar yapabilir. Agua'lar su taşıyıcısıdır. Yani suyu istediğimiz gibi yönetebiliriz. Normalde suya şekil verilemez değil mi? Ama Agua'lar eğer isterse suya şekil bile verebilir. Agua'lar harici rastlanan 2 element taşıyıcı türü daha var. Bunlardan biri Suelo. Yani toprak taşıyıcısı. Suelo'lar da aynı Agua'lar gibi toprağı istediği gibi yönetebilir. Önceden bir Suelo'nun isterse bütün toprağı zehirleyerek toprağın altında ve üstünde yaşayan bütün canlıları öldürebileceğini ya da tam tersi toprağı canlandırarak altında ve üstünde yaşayan canlılar için daha konforlu bir ortam sağlayabileceğini duymuştum."
YOU ARE READING
nightmare | hyunlix
Fanfiction"Hyunjin'in aynada gözüken yansıması bulanıklaşmaya başladı. Karşısındaki yansımada başka bir beden belirmeye başladı. Yansımadaki kişinin bulunduğu yerde çok kuvvetli rüzgar esiyordu. Fırtına kopuyordu adeta... Karşısındaki kişinin sarı saçları bir...