Chapter 4

31 9 39
                                    

Bölüm sonunu yazarken bu şarkı çok yardımcı oldu.

Okuduğunuz tarihi buraya bırakabilirsiniz.

Beomgyu ve Jeongin önde yürürken Hyunjin ve Jisung arkalarından onları takip ediyorlardı. Hyunjin Jisung'un neyinin olduğunun anlatmasını bekliyordu ancak hiç anlatacak gibi bir hali yoktu. Jisung ise o sırada dünki adamı ve dediklerini düşünüyordu. Kendisi bir taşıyıcıysa ve güçleri varsa bunu nasıl kullanabilirdi? Minho ona toprağı zehirleyip üstündeki ve altındaki bütün canlıları öldürebileceğini söylemişti. Ya istemeden birilerinin ölümüne sebep olursa böyle? Gücünü nasıl kullanacağını bilmezken bunları Hyunjin'e anlatırsa arkadaşı büyük ihtimalle onun kendi psikoloğuna görünmesini isterdi ancak içindeki sıkıntıyı birine anlatmazsa da kendi kendine kafayı yerdi. Bu durumda Hyunjin ona inanmasa bile olayları ona anlatmak, onu rahatlatırdı. Eğer arkadaşı ona inanırsa ondan ne yapacağına dair tavsiye de alabilirdi aynı zamanda.

Evlerine yaklaştıkları zaman Jisung artık dün olanları arkadaşına söylemeye karar verdi.

"Hyunjin."

"Hm?" Hyunjin arkadaşına doğru kafasını çevirdi. Galiba sonunda arkadaşı anlatmaya karar vermişti.

"Sana bir şey anlatmam lazım ama burada olmaz. Bir kafeye ya da parka gidelim. Anlatacaklarım önemli bir konu."

Hyunjin, Jisung'un söyledikleri ile alt dudağını ısırıp gergince başını salladı. Jisung'u en son babasının başka bir kadınla evlendiği zaman bu kadar ciddi görmüştü.

Jisung'un annesi öldükten sonra babası Jisung'a hem annelik hem de babalık etmekte zorlanmış, bunun için başka bir kadın ile evlenmişti. Jisung bu duruma ilk başta hiç de sıcak bakmamıştı ancak daha sonrasında üvey annesinin aslında iyi bir kadın olduğunu farketmişti.Üvey annesinin bir de oğlu vardı. Beomgyu... Beomgyu aslında çok şirin ve sıcak kanlı bir çocuktu. Jisung onu çok severdi. Evlerine ilk taşındıkları zaman Beomgyu bu çevrede arkadaş edinmekte zorlanmıştı. Jisung da bu durumda devreye girmiş ve onu en yakın arkadaşının kardeşi Jeongin ile tanıştırmıştı. İkisi hemen çok yakın arkadaş olmuştu. Bu durum hem Jisung'u hem de Hyunjin'i oldukça memnun ediyordu.

***

2 arkadaş birlikte sakin bir kafe bulup oturmuştu. Jisung dün olan her şeyi en ince detayına kadar Hyunjin'e anlatmıştı. Hyunjin ise onu can kulağı ile dinlemişti. Arkadaşının söylediği şeyler her ne kadar saçma gelse bile Jisung'un bu tür şakalar ile işinin olmadığını bilirdi.

"Yani bana diyorsun ki, sen bir toprak taşıyıcısısın ve toprağı yönetebilme gücün var ancak bu gücünü henüz yeni öğrendiğin için nasıl kullanacağını bilmiyorsun. Bunu öğrenmek için değişik adı olan bir kitabı okuman lazım ve bu kitaba ulaşmak için de tanımadığın bir adamla iletişime geçmen lazım öyle mi?"

Jisung arkadaşının dediklerini gergin bir şekilde onaylarken ona inanmasını ve onunla dalga geçmemesi için içinden dua etti.

"Bunları eğer başka biri söylese ona bir psikoloğa görünmesini söylerdim ancak bunu bana söyleyen sensin ve ben senin bu tarz konular ile şaka yapabilecek biri olduğunu düşünmediğim için sana inanıyorum Jisung. Eğer bana fikrimi soracak olursan bence o adamı ara ve yemini edeceğini söyle."

Jisung arkadaşının ona inanması ve kendi düşüncesini belirterek tavsiye vermesi üzerine parıldayan gözler ile arkadaşına baktı. Ona çok fazla minnettardı.

"Ancak seninle birlikte geleceğim. Seni bilmediğimiz bir yere tek başına gönderemem. Sen kitabı okurken ben de yanında duracağım."

nightmare | hyunlixWhere stories live. Discover now