But after all I've said, please don't forget...

50 9 66
                                    

Xiaojun boş yatakta açtı gözlerini. Dileği gerçekleşmemişti. Üzüntüsünü bastıramayarak güzel kokuların yayıldığı mutfağa gitti. Hendery çoktan kahvaltıyı hazırlamış, Xiaojun geldiği anda masayı kurmayı bitirmişti.

Xiaojun, Hendery'nin karşısına oturup boş olan sandalyelere burukça baktı.

"Çok boş ve sessiz."

Bu sözün üstüne ne dese saygısızlık olacak gibi hisseden Hendery sessiz kaldı. Ta ki boğazını temizleyip söylemesi gerekenleri dışarı vurana kadar.

"Bir cenaze düzenleyelim. Belki Yangyang ölmemiş olabilir ama zihnimizde onu bitirmeliyiz. Yangyang'ın eşyalarını gömmek için iyi bir yer geliyor mu aklına?"

Xiaojun biraz düşündü. Aklına bir yer geliyordu ancak orada yaşananlardan ötürü çekiniyordu.

"Mektupları uçurumdan atsak olur mu?"

Hendery başıyla onayladı. Xiaojun'un aklından ne geçtiğini kestiremiyordu.

***
Kahvaltı bitiminde ikili, Xiaojun'un yol gösterimiyle bir uçurumun kenarına vardılar. Xiaojun, kutuyu Hendery'nin ellerinden alıp mektupları çıkardı. Hepsini uçurumun ucunda esen rüzgarın alıp götürmesine izin verdi.

"Her mektubun yazıldığı kişiye gitme hakkı var. Yang'ın mektupları da adresine ulaştı."

Hendery'nin anlamaz gözlerine ithafen sözlerine devam etti.

"Çok kötü bir şey yapmış olsam bile yanımda olur musun? Dudaklarıma üflediğin yemini tutar mısın?"

Hendery şokla kaskatı kesilmişti. Xiaojun, Yangyang ile ilgili söylediklerini de duymuş muydu öğrenmeliydi.

"Duyduğun tek şey yeminim miydi?"

Xiaojun kıkırdadı.

"Aşk itirafını da duydum. Gece dudaklarımda hissettiğim sıcaklıkla uyandım. Hâlâ cevap bekliyorum?"

Hendery rahatlamıştı, sadece onları duymasında sorun yoktu.

"Evet. Burada, uçsuz bucaksız denizin şahitliğinde yemin ediyorum sana Xiao Dejun! Sevgimin ufuktan daha sınırsız olduğunu sana kanıtlayacağım."

Xiaojun, kendini Hendery'nin kollarına attı. Ona güveniyordu.

"Bu sırrın ve yeminine karşılık ben de sana bir sırrımı açacağım. Yaklaşık beş sene önce, benim için değerli birine burada uçmayı öğrettim. Sana geçenlerde almamanı söylediğim oyunu bir zamanlar ben de oynamıştım, Kun'un oyun koleksiyonunda bulunan bir parçaydı. O zamanlar sevdiğim çocuğa açılmama yardımcı olacak bir aşk oyunu sanmıştım, bambaşka bir şey olduğunu anladığım anda oyunu iade etmiştim gerçi.

Ama yine de zihnimi kararttı, dayanamayıp sevdiğim kişinin şiirler ithaf ettiğiyle burada buluştuk. Konuştuk uzun bir süre, ardından da tartıştık. Tartışmamız uzun süremedi ne yazık ki. Kendisi çizdiği melek tasvirlerinden birine dönüştü, uçtu gitti. Ardından tek yapabildiğimse günahlarımı bana hatırlatan her parçayı kilit altına almak oldu. Korktum Hendery, çok korktum."

Hendery'nin nutku tutulmuştu. Nurdan yapıldığını düşündüğü eller kendisininkiler gibi bir hayatı çekip çıkarmıştı masum bir bedenden. Xiaojun ile ortak bir noktasının daha çıkmasının heyecanı içinde havai fişek misali patlıyordu.

"Artık korkmana gerek yok Xiaojun, ben yanındayım. Sana kötü hissettiren tüm parçaları sil zihninden, sana yeni parçalar yaratacağım ellerimle."

Xiaojun bunca yıldır taşıdığı yükün aniden hafiflediğini hissetmişti, rahatlamıştı. Hendery'nin kolları arasında aynı uçurumdan attı hatıralarını. Tek düşünebildiği bir zamanlar derisini soyarcasına sert esen rüzgarın şimdi Hendery'nin kollarının arasında başkalaşıp, hoş bir melodiyle uğuldamasıydı. Geçmişini bir daha hatırlamak istemiyordu, hepsi acıdan ibaretti. Güzel bir gelecek için feda edecekti hatıralarını. Ancak bunun için her şeyin başladığı yere de uğramalıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 03, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yandere Simulator|XiaoDery ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin