I tried to warn you just to stay away

83 14 61
                                    

Hendery çığlık atarak yatakta doğruldu. Korku, şaşkınlık, üzüntü ve inkar dolu yaşlar yanaklarından süzülüyordu.

"Hayır, hayır, hayır!.. Gerçek olamaz, Kun sadece kayboldu ve geri gelecek. O kadar güzel anımıza hakaret etmez. Ölmüş olamaz, hele öldürülmüş olamaz, değil mi?.."

Parmakları saçlarına işkence ederken uzun zaman önce unuttuğu anılar belirdi zihninde. Aslında hepsinin araları çok iyiydi ve çok eğleniyorlardı. Ancak Kun kaybolmadan bir hafta önce Xiaojun ile Kun kavga etmişlerdi ve sebebini ikisi de söylememişti. Büyük ihtimalle Xiaojun onunla geçirdiği son zamanlarda aralarındaki küslükten dolayı da vicdan azabı çekiyordu. Bu yüzden Kun'dan bahsedildiği zamanlarda garip davranıyordu.

Kapı kolunun hareketiyle Hendery'nin saçlarındaki elleri çarçabuk yanaklarını kuruladı. Gelen her kim ise ağlama sebebini ona açıklayamazdı.

Kapının ardından büyük tebessümüyle Xiaojun çıktı. Hendery'yi uyanık görmeyi beklemediğinden yüzünde bir anlığına şaşkınlığı belirdi. Ardından Hendery'nin yatağına oturup uykulu olanın saçlarını karıştırdı.

"Erken uyanman iyi oldu, bize lazımsın koca adam!"

Hendery gözleriyle, bol tişörtü yüzünden Xiaojun'un açıkta kalan tenini dolaşırken az önce duydukları karşısında yüzünü ekşitti. Bugün kimsenin doğum günü olmadığına göre zorlu bir iş yaptıracaktı. Merakla gözlerini akik kahvesi gözlere doğrulttu.

"Şey... temizlik yapmalıyız! Ama biraz daha farklı, eşyaları falan kaldıracağız. Yani O'nun eşyalarını."

"O?"

Xiaojun yalan makinesine bağlı bir suçlu misali gözlerini kaçırıp zorlukla yutkundu. Bu ismi değil söylemeyeli, aklına bile getirmeyeli yıllar olmuştu. Kun'un gülüşü, gözyaşları ve onunla ilgili acı hatıralar aklından çıkmamasına rağmen ismini dudaklarına almaya utanıyordu.

"K-Kun..."

Dudakları günahlarının ağırlığını üstlenmiş gibi birbirlerine bastırılırken güçlükle söyleyebilmişti. Zihninin her bir odasında az önce söylediği isim yankılanırken dolan gözlerine lanetler savurarak kapıya yöneldi. Az önceki tavrı ve yüzüne bile bakmadan çıkışı Hendery'nin kafasını karıştırmıştı. İkisinin Kun ile ilgili yaralarını iyileştirirken kendininkileri hep gizlemiş olmalıydı, bu yüzden tahmin edilemez derecede acı çekiyordu.

Mide gurultusu düşüncelerini bölünce açık olan kapıdan çıkıp mutfağa ilerledi. Hâlâ kahvaltısını yapan Yangyang'ın yanına oturup kendine masadaki malzemelerle sandviç hazırlamaya başladı. Aklına takılan soruyu biraz çekinse de sormaya karar verdi.

"Xiaojun sabah yanıma gelip Kun'un..."

Hatırlatmasıyla Yangyang'ın da rahatsız olacağından kaygılandığından duraksadı. Yangyang hiçbir tepki vermeyerek bıçağını çikolataya daldırınca Hendery rahatça cümlesini tamamladı.

"...odasını temizleyeceğimizi söyledi. Neden eşyaları kaldırıyoruz?"

Yangyang ağzına attığı lokmayı yutup boğazını temizledi.

"Hani bizim bir hayırsız ev arkadaşımız daha vardı ya, eskiden Xiaojun'un oda arkadaşı olan Lucas. Değişim programından erken dönüyor. Xiaojun ile ben kaldığımdan o da boş odaya yerleşecek. Bu yüzden oradaki eşyaları kutulayıp dolaba atacağız."

Hendery kafasını anladığını belli ederek salladı. Lucas'ın gelmesiyle bu aşk yuvasına dönen evde daha rahat nefes alabilecekti.

İkili son lokmalarını da yutup Kun'un odasına doğru gittiler. Ardından kapının önüne boş karton kolileri çeken Xiaojun ile beraber odaya girdiler.

Yandere Simulator|XiaoDery ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin