*Seungmin*
Chris sinirlenip okuldan gittiğinde peşinden gitmeyi düşündüm. Ama ben çıkacağım zaman Felix ve Hyunjin gelmişti. Onları gördüğümde gitmekten vazgeçtim. O da geri dönerdi zaten. Aynı Felix ve Hyunjin gibi.
"Felix iyi misin?"
Yere bakan kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerinin içi kızarmıştı. Ağlamıştı. Chul gibi bir arkadaşım olduğu için çok utanıyordum.
"Felix ben onun adına özür dilerim."
"Senlik bir şey yok Seungmin. Kendini üzme."
"Hepsi oyunmuş Felix. O gördüğün... Chulun sana gösterdiği şeyler hepsini biri ayarlamış ve Chula vermiş. O da sadece senin evine gelip işte sanki bunlar gerçekte olmuş gibi göstermiş."
"Oyun mu?"
"Evet Changbin seni hiç aldatmamış Felix."
"Ama onlar çok gerçekçiydi."
"Sana ne gösterdiler bilmiyorum Felix ama oyunmuş, Changbin masum."
Kafasını yere eğdi. Kendini yaptıklarından dolayı pişman hissediyor olmalıydı. Yere bir damla gözyaşı düştü. Felixe biraz daha yaklaşıp elimi omzuna koydum.
"Üzülme Felix senin yapabileceğin bir şey yok. Oyun olduğunu bilemezdin. Bu onların... bu oyunu kuranların hatası. Senin şuan yapabileceğin tek şey bir an önce Changbini arayıp konuşmak."
Birden kafasını kaldırdı. Ani hareket yaptığından korkmuştum.
"Changbini aramak mı? Onunla konuşmayalı o kadar zaman oluyor ki... ona ne diyeceğimi bilmiyorum."
"Her şeyin bir oyun olduğunu öğrendiğini söyle. Pişman olduğunu söyle. Seni anlayacaktır."
Kafasını salladı. Changbinle barışmayı o da istiyordu. Ona gülümsedim.
"Bu arada Chan nerde?"
Konuşmaya yeni dahil olan Hyunjine doğru döndüm. Omuz silktim.
"Chula sinir oldu ve okuldan gitti."
"Ne? Okuldan mı gitti?"
"Evet, merak etmeyin gelir. Biz sınıflara çıkalım."
Kafalarını salladıklarında sınıflara çıktık. Olaylı bir gün olmuştu. Sırama oturduğumda kafamı masaya yaslayıp gözlerimi kapattım. Okul bitene kadar da bu şekilde kalmıştım. Kafamı sıradan kaldırdığımda Chris hala gelmediğini gördüm. Kendi eşyalarımı topladıktan sonra gidip Chrisin eşyalarını da aldım. Direk eve girmiş olmalıydı. Diğerleriyle beraber eve geldik. Ama evde de değildi. Artık endişelenmeye başlamıştım. Telefonumu alıp Chrisin numarasını tuşladım. Ulaşılamıyordu.
"Belki de dışarı çıkıp arasak ona daha çabuk ulaşabiliriz."
"Bulabileceğimizi sanmıyorum burası büyük bir yer. Ama denemekten zarar gelmez, çıkalım."
Üzerlerimizi hızlıca değiştirip tekrar dışarı çıktık. Onu daha çabuk bulabilmek için dağılmıştık. Eğer 3 saat içinde kimse bulamazsa tekrar eve geçecektik. Her yere bakmıştım. Parklara, restoranlara, bakkallara bütün geçtiğim yollara bakmıştım. Ama hiç birinde yoktu. 3 saat çoktan bitmişti. Hava da iyice kararmıştı. Eve geri dönmeye karar verdim. Eve geldiğimde Hyunjin evdeydi ama Felix yoktu.
"Bulabildin mi?"
"Bulsam şuan yanımda olur değil mi Seungmin."
Cevap vermeden kendimi koltuklardan birine attım. Chrisi bulamadığımız için o da sinirli olmalıydı. Şuan kavga edemezdik. Açılan kapı sesiyle yerimden kalktım. Ama gelen Felixdi. Derin bir nefes alıp tekrar koltuğa attım kendimi.
"Bulamadım. Yok hiç bir yerde yok."
"Polise falan mı gitsek?"
"Saçmalama Seungmin. Sadece bir kaç saattir yok. Hem koskocaman adam başının çaresine bakabilir. Eğer 24 saati geçer ve hala gelmezse o zaman gideriz."
Kafamı salladım. Nereye giderdi? Saat gece yarısına geliyordu ve Chris hala yoktu. Gözlerimi kapattım. Şuan ne yapıyordu? Iyi miydi? Neden gelmiyordu? Bilerek mi gelmiyordu yoksa gelemiyor muydu? Düşünceler beynimi istilâ ederken tekrar çalan zille gözlerimi açtım. Herkes evdeydi. Bu Chris olmalıydı. Yerimden fırlayıp kapıyı açtım hemen. Bir çocuk Chrisi kolundan tutmuş taşıyordu. Kapıyı açtığımda bir süre bana baktı. Ardından Chrisi yavaşça bana doğru uzattı. Onu tuttuğumda kafamı kaldırıp Chrisi getiren kişiye baktım. Gidiyordu.
"Hey sen! Bekle nereye gidiyorsun?"
Beni duymamıştı. Normalde peşinden gidip kim olduğunu öğrenebilirdim ama şuan Chrisi tutuyordum ve o fazla ağırdı. Arkama dönüp diğerlerine seslendim. Koşarak geldiler. Beraber Chrisi yatağına kadar taşıdık. Leş gibi alkol kokuyordu. İçmiş miydi? Onu getiren adamla barda mı karşılaşmışlardı? Barda karşılaştılarsa adam evi nerden biliyordu ki? Chris alkolun etkisiyle evin yolunu doğru düzgün vermiş olamazdı. Gelen adam bizi tanıyor muydu?
*Felix*
Hyunjin ve Seungmini odalarına yatmaya yollamıştım. Geç olmuştu ve artık Chan da geldiğine göre uyuyabilirlerdi. Chana baktım hala uyuyordu. Uykusu derindi. Ama yine de ben sessiz davranarak telefonumu alıp parmak uçlarımda çıktım odadan. Aynı şekilde devam ederek mutfağa kadar geldim.
Işıkları açmadan telefonumu kurcalamaya başladım. Changbinin numarasını gördüğümde duraksadım. Aramalı mıydım? Onu seviyordum ama ona uzun zamandır tekrar sevgili gözüyle bakmamıştım. Denersem becerebilir miydim? Bir cesaret bastım arama tuşuna. Ya açmazsa? Saatte geç olmuştu. Vazgeçtim. Telefonu kulağımdan çekip kapatacağım zaman telefonu açtı.
"Felix? İyi misin? Bu saatte bi şey mi oldu? Sen iyi misin?"
Gülümsedim. Geç saatte aradığım için endişelenmişti.
"İyiyim Changbin. Geç saatte aradığım için üzgünüm. Anca arayabildim."
"Sorun değil. Bir şey mi oldu?"
"Şey... sana bir şey söyleyecektim."
"Seni dinliyorum."
"Sana söylemem gereken şeyler var. Ama telefonda söylemem yarın okul çıkışı buluşsak gelebilir misin?"
"Elbette... elbette gelirim Felix."
Sesi heyecanlı geliyordu ama bir yandan da kötü bir şey söylerim diye korkuyordu. Hem endişeli hem sevinçli bir ses tonu vardı.
"O zaman saat 4 de?"
"Tamam."
O görmesede kafamı sallayıp kapattım telefonu. Ardından zıplaya zıplaya odaya gittim. Bu sefer ses çıkacak diye düşünmeden gitmiştim.
Selamm. Geç attığım için kusura bakmayın.. okula gidiyorum ve eve gelince ders çalışıyorum çok yoğun bir programım var 😭. Daha hızlı atmaya çalışacağım 🤧.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klenie Kinder | Chanmin
FanfictionSeungmin: Başlayacak mısın artık? Cidden sıkılmaya başladım.. Chris: Geldim bebeğim, artık seni sikmeye hazırım. Seungmin: Sonunda.. ' Başlangıç: 23.05.21 Bitiş: ?