Not ; Hikayenin geçtiği zaman diliminde Yunanistan bütün halinde değil, şehir devletlerine bölünmüş durumda. Şu an Yunanistan sınırlarında olan Mora yarımadasındaki şehirler geçmişte bir araya gelerek Achaea Ligi olarak bilinen bir konfederasyon kurmuşlar, ben hikayede Achaea Birliği demeyi uygun gördüm. Bu birliğin bulunduğu yarımada Korint Kanalı ile Atina'nın da bulunduğu ana karaya bağlanıyor, bizdeki Avrupa ve Asya yakası gibi bir durum anlayacağınız. Biraz sonra ana kahramanımız Octavian iki yaka arasındayız dediğinde yarımada ile Atina arasında olduklarına atıfta bulunuyor. Ülkenin geriye kalan kısmı da dediğim gibi bu zaman diliminde bağımsız şehir devletleri halinde bölünmüş. Fazla geçmişe gittik ve bu bilgilere pek aşina değilsiniz biliyorum fakat her zaman bu kadar askeri ve coğrafi karmaşa ile ilermeyeceğiz, rahat olun. Umarım keyif alırsınız, iyi okumalar :-*
M.Ö 146 – Korint/Yunanistan
Tiberius toprağı döven at nallarının sesini duyduğunda, şehre hâkim tepelerin birine kurulmuş bağ evinin bahçesine çıktı. Kurumuş otların üzerinden yükselen toz güç bela seçebildiği atlıların gölgelerine karışıyordu. İleri çıkıp gözlerini kıstığında güneşle parlayan altın miğferin yansımasını seçti, bu elinde olmadan Octavian diye düşünmesine sebep oldu.
Gün doğumuyla birlikte çıkarma yaparak şehri abluka altına almışlardı. Kanal ve liman kontrollerine geçmişti fakat onları Roma'dan Korint'e sürükleyen düşmanları bir duman gibi ansızın ortadan kaybolmasıyla ün salmıştı. Octavian, karaya çıkmalarından çok önce şehri pençeleri altına almaları gerektiğinin üstünü defalarca kez çizmişti. Çıkarmanın amacı Roma'nın düşmanı olarak görülen sözde Makedon Kralı Myron ve destekçisi Faustus'un yakalanmasıydı. Makedonya krallığı yıllar önce yıkılarak Roma'ya tabi hale gelmişti. Fakat Myron'un babası Yunan asıllı Andriscus tahttan indirilen kralın oğlu olduğunu iddia ederek krallığı yeniden ayağa kaldırmıştı. Hükümdarlığı sadece bir yıl sürmüştü, orduda yıllarca görev yapmasına rağmen o zamanlar Legatus rütbesini yeni almış olan Octavian senatonun desteği ile birlikte kendini kanıtlamak amacıyla Andriscus'un üzerine yürümüş, yapılan savaşta ölü olarak ele geçirilmişti. Bununla birlikte Makedonya artık sadece Cumhuriyet'e tabi olmakla kalmamış, aynı zamanda ikiye bölünerek Roma eyaleti haline gelmişti. Pinda'da kazanılan bu zaferle Octavian kendisine verilen general rütbesini hak ettiğini kanıtlamıştı. Fakat çok zaman geçmeden elinden kaçırdığı Myron, ölen babası Andriscus'un hem dostu hem de silah arkadaşı olan Faustus ile birlikte isyan ederek Makedon tahtında hak iddia etmişti. Arkasına Achaea Birliği'nin desteğini de almasıyla birlikte Roma adına ciddi bir tehlike oluşturmaya başlamıştı. Geçen iki yıl boyunca adamı her saklı taşın altında aramalarına rağmen ele geçirememişlerdi. Octavian, artık bu durumu şahsi bir mesele olarak görüyordu. Myron ve Faustus'u ele geçirmedikçe zaferinin tam anlamıyla taçlanmayacağı inancındaydı.
Yaklaşık üç ay önce, senatoya ulaşan istihbarat ile Faustus'un Myron ile evlendireceği kızını Korint'e getirdiğini öğrenilmişti. Hem Myron'un hem de Faustus'un şehri sık sık ziyaret ettikleri söyleniyordu. Octavian, bu haberi aldığı gibi hazırlıklara koyulmuştu. Çıkarma planları hakkında uzun uzadıya tartıştıktan sonra ordu ile birlikte Taranto'dan denize açılmışlardı. Myron'un nişanlısını gizlemek için neden Korint'i seçtiğini tahmin etmek zor değildi. Şehir, irili ufaklı adalar tarafından çevrelenmiş durumdaydı, bir yakası körfeze bir yakası ise Ege'ye açılıyordu. Denizle çevrilmiş bu şehirden kaçmak kolaydı, Atina'ya yakınlığı ve adalarla çevrelenmesi sessiz bir çıkarma yapılmasını güçleştiriyordu. Octavian tüm bu tehlikelerin farkındaydı, orduyu Roma'dan Yunanistan'a sürüklemesinin arkasından koca bir hayal kırıklığı çıkabilirdi. Fakat hem tanrılarla yarışan kibri ve gururu, hem de güçlü inadı onu bu yola çıkarmıştı. Konuşurken öyle tutkulu ve istekliydi ki eli boş dönmeyeceğine tüm kalbiyle inanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Esaret
Historical FictionM.Ö 146 - Roma Cumhuriyeti. İskender'in imparatorluğunu tarihe gömen, kadim Yunanistan'ı kılıcının önünde diz çöktüren General Octavian genç yaşında aldığı gösterişli zaferlerinin ardından adını tarihin altın sayfalarına yazdırmaya kararlıdır. Fakat...