0.5

109 9 18
                                    

Saklanacağı yeri arıyordu Seokmin ancak hâlâ bulamamıştı çünkü bütün güzel yerleri çoktan kapmışlardı. Ortalıkta gezinmeyi de seviyordu aslında. Kimin nerde olduğunu da bilmek istiyordu.

Kahkahasını tutamamıştı, sesli bir şekilde gülerek yere doğru yatmıştı. Bağırarak konuşmaya başladı:

"Gördüm seni Coups hyung." 

Seungcheol bir bezin altına girmişti ama vücudunun yarısı tamamen dışardaydı. Sanki o saklanmamış da bez saklanmış gibiydi.

Seungcheol korkarak Seokmin'in yanına gidip ağzını kapatmaya çalıştı:

"Sus şimdi duyacaklar seni, yerimi belli etme" diye kızdı.

Seokmin gülmekten ağlamaya başlamıştı. Her zamanki gibi yerleri süpürüyordu.

Yaklaşık beş dakika geçtikten sonra Seokmin sonunda gülmeyi bırakmış ama her Cheol'un suratına baktığında gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Hyung sen buna saklanmak mı diyorsun? Neredeyse bütün vücudun dışarıdaydı."

Cheol Seokmin'in aksine sinirlenmişti çünkü Seokmin az kalsın yerini belli ediyordu. Sinirli bir ses tonu ama kimsenin duymaması için de kısık bir sesle konuşmaya başladı:

"Ya yerimi belli edeceksin git buradan."

Seokmin ise alaycı bir ses tonu ile:

"Zaten ben gelmesem bile seni farketmesi çok zor olmayacaktı" deyip hızlıca kaçtı oradan.

Cheol ise arkasından bağırdı ama Seokmin arkasına dönmeye bile korkuyordu, ondan dolayı koşarak oradan ayrıldı.

Biraz daha ilerledi ve tekrardan oturmaya karar verdi mızmızlanarak konuşmaya başladı tekrardan:

"Ah çok yoruldum. Neden bu kadar sıcak olmak zorunda ki hava?"

Seokmin otururken arkasından bir ses geldi. Telaşlanarak ayağa kalktı ve etrafa baktı ama kimse yoktu. Korkudan titreyen sesiyle:

"Hyung sen misin, beni takip mi ettin?" diye bağırdı ama ses gelmedi. "Herhalde yanlış duydum." diyerek yoluna devam etti. Biraz daha devam ederken kocaman bir ağacın yanına gitti.

Seokmin ağacın orada bulduğu kağıdı açtı ve okudu:

"Keşke saklanacak bir yer bulsaydın."

Bu da ne demekti böyle?

Seokmin endişeli bir şekilde etrafına baktı. Hâlâ bir şey yoktu. Tekrardan konuşmaya başladı:

"Ne olur beni korkutmayın."

Tam o anda birisi Seokmin'in arkasından vurarak yere düşmesini sağladı. Seokmin korktuğu için nefes alışveriş hızı iyice zorlaştı.

"Seni sona bırakmıştım ama maalesef sen çıktın karşıma. Üzgünüm, bu senin hatan." diyerek vurmaya devam etti. Sonunda Seokmin hareketsiz bir şekilde yerde yattıyordu.

Seokmin'in nabzına baktığında hala yaşıyordu ölmesi için bileklerini kesmeye karar verdi. Seokmin'e yaklaşarak sol bileğini bayağı derin bir şekilde kesti. Seokmin bayılmış olmasına rağmen hâlâ acıyı hissediyordu. Biraz durduktan sonra sağ bileğini de keserek oradan ayrıldı.

Kanlar içinde hâlâ acıyı iliklerine kadar hissediyordu. Ayağa kalkmaya çalıştı ama beceremedi. Gözleri de yavaş yavaş gidiyordu. Biraz durduktan sonra artık kurtulamayacağını anlayınca gözlerinin kapanmasına izin vererek derin bir uykuya daldı.

hide-and-seek • seventeen ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin