Jun uykulu haliyle ortalıkta gezerken aslında kendine saklanacak bir yer değil de uyuyacak yer arıyordu; kimsenin onu asla bulamayacağı ama bir o kadar da rahat ve uyunabilecek bir yer.
Jun yakalansa bile fazla koşmak istemediği için yakın bir yere saklanmak istedi. Bu yüzden girdiği yer geldikleri arabaydı.
Yüzünde hafif bir gülümseme ama bir o kadar da sıcaktan yorulmuş bir haliyle içinden geçirdi:
"Ahh bu sıcakta da koşmazsın. Anlamıyorum bu sıcakta nasıl bu kadar heyecanlılar."
Kameraya bakarak tüm video boyunca uyuyamayacağını hatırladı. Ifadesindeki ani değişim çok komikti. Yüzündeki o üzgünlüğü düzelterek konuşmaya başladı.
"Caratlar bu sıcakta asla kendinizi yormayın benim gibi güzel bir yer bulup uyuyun. Uyumak da gayet eğlenceli bir aktivitedir." dedikten sonra göz kırptı ve güldü.
Bir süre böyle konuştuktan sonra dışarıdan ses gelmeye başladı. Ne oluyor hiçbir şey anlamamıştı. Dışarıya baktığında bir grup kişi oradaki insanları öldürüp ya da ellerini ve ağızlarını bağlayarak bir araca bindirdiklerini gördü o kadar telaşlanmıştı ki orada neler döndüğünü gördüğü için.
Bir süre geçtikten sonra Jun'un da orada olduğunu hissetmiş gibi oraya doğru geliyordu ki son anda diğeri onu çağırdığı için araca gitmemişti.
Jun korkudan tamamen titriyordu ve hızlı hızlı dua ediyordu. Ne yapacağını asla bilemedi. Son kez kameraya bakarak:
"Burada garip şeyler oluyor. Dışarıdaki insanları hepsini öldürüp araçların içine koyuyorlar ve ne yapacağımı bilmiyorum. Eğer bu videoyu izliyorsan ben ormanlık alana doğru koşacağım. Bu kamerayı da buraya saklayacağım ne olur beni ve arkadaşlarımı kurtarın."
Titremesini durduramamasına rağmen yavaş bir şekilde kamerayı sakladı. Az hareket etmesi lazımdı çünkü araç en ufak harekette sallanıyordu. Kamerayı sakladıktan sonra kimseye görünmeden aşağıya indi ve koşmaya başladı. Ormana doğru giderken tam o anda arkasından birisinin "Birisi kaçıyor!" diye bağırdığını duydu.
Jun arkasını dönüp baktığında birisi onun peşinden koşuyordu. Jun korkmuş bir halde artık arkasına bile bakamıyordu ve tüm gücüyle koşuyordu.
Jun uzun bir süre koştu. Neredeyse ormanın yarısına gelmişti ama hala kovalıyordu. Titreyen sesiyle iki ağacın arasında durarak:
"Benden ve bu insanlardan ne istiyorsunuz?!" diye bağırdı.
Onu kovalayan da yorulmuş olmalı ki bir süre sadece Jun'un yüzüne baktı. Ve konuşmaya başladı. sesi o kadar kalındı ki Jun duyduğu ses üzerine şok geçirmişti asla bir insan sesine benzemiyordu.
"Ben senden ve onlardan bir şey istemiyorum." diye karşılık verdi
Bu cevabın üstüne Jun'un aklı daha çok karışmıştı. Ne düşüneceğini bilmiyordu. Ne yapmış olmalıydı ki şu an onun peşine düşmüştü ve o kadar insanı öldürmüştü.
Birden bir atak yaparak elindeki bıçağı açıp Jun'un üstüne atladı. Jun ona karşı koymaya çalıştı ve yere düştü. İkisi de yerde bir süre çırpındıktan sonra bıçak birine saplanmıştı ama kime saplandığı bilinmiyordu.
Jun hafifçe ellerini çekerek ellerine baktı ve elleri kan içindeydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hide-and-seek • seventeen ✔︎
FanficSeokmin ağacın orada bulduğu kağıdı açtı ve okudu: "Keşke saklanacak bir yer bulsaydın." Bu da ne demekti böyle? seventeen ot13 fanfiction start: 10.7.2021 finish: 20.11.2023 kelly