1.1 (final pt1)

50 6 3
                                    

Hoshi her şeyi Wonwoo'ya anlatmıştı. Wonwoo tekrardan ağlamaya başlamış ve hepsi benim suçum diyordu. Mingyu.... Mingyu'ya ne oldu derken birden nefesi kesildi. Çırpınıyordu nefes alabilmek için. Hoshi'nin eli ayağına dolaşmıştı hemen ayağa kalkarak doktoru çağırdı.

Doktor gelip hemen Wonwoo'ya nefes alması için oksijen tüpüne bağladı. 2 dakika sonra Wonwoo çırpınmayı bırakmıştı.

İdol oldukları için herkes ışık hızında her şeyi öğrenmişti, tüm medyaya yayılmıştı yašadıkları.

Doktor yavaşça Hoshi'ye yaklaşarak "Psikolojik destek alması lazım." dedi.

Hoshi yavaş bir şekilde "Hepimizin alması lazım." diyerek onayladı doktorun dediğini.

Hemşire Wonwoo'ya sakinleştirici vermiş
"Bir süre bu şekilde uyuyacak, merak etmeyin ve uyandığında hemen bize haber verin lütfen." diyerek odayı terk etmişti.

Bir saat sonra ise diğer çocuklar gelmişti. Onlar da polise sorgularını vermişlerdi. Sorgusunu vermeyen sadeve Hoshi ve Wonwoo kalmıştı.

Jeonghan yavaşça Hoshi'yi yanına çekerek "Mingyu'yu söyledin mi?"

"Hayır söyleyemedim sadece olanları anlattım ve ondan sonra hemen nefesi kesildi. Sakinleşemiyordu. Sakinleştirici iğne vurdular ve sonra durdu. Şimdilik bir şey söylemememiz gerektiğini söyledi doktor."

Jeonghan kafasını sallayarak tamam demişti.

***********


Uzun uğraşlar sonunda katil ve ona yardım eden herkes bulunmuştu.

"Minghao ve Jun'u da öldürdün mü? Onların cesetleri hala bulunamadı." diye sormuştu sorguyu yapan amirm

"Evet... öldürdüm nerede olduklarını söylemeyeceğim."

"Ne demek söylemeyeceğim saat 2 ve hâlâ cesetleri yok ortalıkta. Zaten yeterince onlara zarar verdin daha ne yapma niyetindesin?"

"Hiçbir şey yapma niyetinde değilim... söylemeyeceğim sadece."

Emniyet amiri derin bir nefes alarak:

"Peki neden öldürdün onları?" dedi

"Her şeyi ben söylemeyeceğim,zevki kalmaz sonra. Biraz da kendi yaptıkları hatalara baksınlar."

"Ne demek istiyorsun açık konuşmalısın."

"Ben yeterince açık konuştuğumu düşünüyorum."

Emniyet amiri hızlı bir şekilde boynundan tutarak kendine doğru çekti. Sinirli bir şekilde yüzüne bakıyordu tam vuracaktı ki içeri diğer polis girerek "Amirim bunlar kaydoluyor dikkat etmelisiniz." dedi.

Hemen elini geri çekerek "Tamam çıkabilirisin." dedi Amir de.

Derin bir nefes alıp sakinleştikten sonra "Burada ne kadar işbirliği yaparsan cezan o kadar azalır." dedi.

"Cezamın azalmasını istemiyorum zaten yakında ben de yok olacağım."

"Ne demek istiyorsun?"

"Şu an saat kaç" diyerek çılgınca kahkaha atmaya başladı katil.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Kahkahasınin gittikçe daha da artmasıyla hemen dışarıya çıkarak sağlık çalışanlarını getirdi Amir. Ama getirdiğinde çoktan katilin ağzından kanlar geldiğini, vücudundaki bütün damarların mor olduğunu gördü. Hepsi o kadar belirgin oluyordu ki midesini bulandıracak kadar iğrenç bir görüntüydü.

Sağlık çalışanları hemen müdahale etmeye çalıştı ama zaten araba çarptıktan, ettikleri kavgadan dolayı aldığı darbeler yüzünden de baya kötü bir haldeydi ve o da oracıkta can vermişti.

hide-and-seek • seventeen ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin