"Chan-" fısıldayarak parmaklarını saçlarının arasından usulca geçirirdin. O kendinde olmazdı, uyurken onu uyandırmaktan nefret ederdin çünkü zar zor uyanırdı. "Chan, bebeğim uyanmalısın." Tekrar söylerdin, sesin biraz daha yükselirdi. Onu kaşıklamak (sarılmak) için çevirdiğinde uykulu bir şekilde elini tutardı. "Kalkmalısın bebeğim." Derdin ve başını sallardı.
"Biliyorum, sadece 5 dakika daha."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌼Lee Minho (이민호)
Büyük bir kabus görürdün ve uykunda yüzünün önünden geçen tüylü bir yaratığın olması da yardımcı olmazdı. Doongi'yi yastığında görerek yatakta zıplardın. Minho'nun kedilerini severdin ama Minho yapmadıkça uyudukları yerden taşınmaktan hoşlanmadıklarını bilirdin. Bunu kanıtlayacak çiziklerin olurdu. Minho'yu agresif bir şekilde sallardın, sadece inlerdi ve yuvarlanırdı. Gözlerini devirirdin, yataktan kalkıp kanepeye geçerdin.
"Benim kedim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌼Seo Changbin (서창빈)
Erkek arkadaşının şifresini soracak türden bir sevgili olmazdın. Bunun gerekli olduğunu düşünmezdin ve ona tamamen güvenirdin. Şifresini bilmediğin için pişman olduğun tek şey, e-posta bildirim sesini kapatmak için giriş yapamamak olurdu. Chan sabahın çok erken saatlerinde ona ses klipleri gönderiyor olmalıydı. "Changbin, lütfen telefonunun sesini kapat." Onu kaşıklarken ensesine söylerdin. Cevap olarak bir homurdanma alırdın ama hiçbir hareket görmezdin. Somurtarak arkanı dönerdin.
"Sabah yapacağım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
