"Senin gelemeyeceğini bildiğim için ben geldim!"derdin, çantandaki yiyecekleri gösterirdin ama Chan'ın bir şey demediğini görünce gerilmeye başlardın. Sandalyesinden kalkıp elindeki çantayı yakalar, kanepenin üstüne koyar ve sana dönerdi.
"Teşekkür ederim." derdi, seni öpmeden önce. Başta donmana sebep olurdu ama sonrasında dudaklarıyla seni eritirdi. Çekildikten sonra mırıldanırdın, "Teşekkür etme, her zaman sana yemek getirmek için burada olacağım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌼Lee Minho (이민호)
Kapıya doğru yürürdün, Minho'nun kalbi patlayacak gibi atardı. Bu üçüncü buluşmanızdı ama daha öpüşmemiştiniz. (senin) Umrunda olmadığını ve sürdüğü kadar götüreceğini bilirdi ama Minho bu gece seni öpmek ve onun hayat arkadaşı olmanı isterdi.
"Ah, S/A, içeri girmeden önce," çekingen bir şekilde söylerdi, elini tutar seni yakınına çekerdi. "Hayat arkadaşım olmak ister misin?"
Gülümserdin ve yüzünü okşardın, yumuşak bir şekilde söylerdin "Çok isterim." ve güneşten daha parlak olan gülümsemesini izlerdin.
Boş eliyle yüzünü kavrardı ve yumuşakça seni kendine çekerdi, dudaklarını dudaklarına bastırırdı. Uzaklaşıp o gülüşü tekrar yüzüne yerleştiridi. "Hayal ettiğimden bile daha iyiydi." Kızarırdın ve hızlıca ona sarılırdın, yüzünü saklamaya çalışırdın, o da anında sana sarılırdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
