Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda her yer karanlıktı. Elimin altında ıslaklık hissettim. Hemen bakışlarımı elime çevirdiğimde o ıslak şeyin toprak olduğunu gördüm. Gözlerim puslu görüyordu. 1-2 saniye gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimi tekrar açtığımda ise iri yarı bir adam ayaklarıyla karşılaştım. Hemen sürünerek bir iki adım geriledim. Kafamı kaldırıp baktığımda, kel , sakallı, iri cüsseli bir adam vardı karşımda.
Hiçbirşey yapmadan vereceğim tepkiyi bekliyordu. Siyah ceketinin iç cebine elini attı. Silah çıkaracak zannettim ama bir yüzük çıkardı. Bana doğru fırlattı. O kalın ve kaba sesiyle devam etti.
"Artık benimsin küçük hanım."
Şaşkınlıkla gözlerimi irileştirip bir kelime söylemek için ağzımı açmıştım ki kolumdan sertçe tutup tek hamlede yerden kaldırdı.
Konuşmama ve olayın şokunu atlatmama bile izin vermeden arabaya bindirdi. Siyah uzun bir arabanın içinde fırlatır gibi attı beni. Arabanın içinde karşılıklı koltuklar vardı. Benim karşıma geçip şoföre işaret verdi. Bir anda araba çalıştı. Daha yeni yeni kendime geliyordum.
"Nereye görüyorsun beni?!"
Gözlerimin içine baktı uzun bir süre. Ama cevap vermekten ziyade hiçbir tepki bile vermedi. Karşımda oturup beni izlemekle meşguldü.
"Ailen..."
Başladığı cümleyi bitiremeden araba durdu. Kapı bir anda açıldı ve silahlar patladı. Ne olduğunu anlayamadan kolumdan birinin tutmasıyla sürüklendim.
"S-sen kimsi-.."
"Bu iş bitene kadar ağzını dahi açma sakın."
"N-neden?"
Sıkıntıyla ofladı. Yürümeyi bırakıp yüzüme baktı. Yemyeşil gözleri ürpermeme neden oldu.
"Ne çok soru soruyorsun sen baş belası."
"Sensin baş belası."Dediğim şey üzerine gözlerini devirdi.
"Hmm. Sanırım senin ve senden alacağım para için az önce hayatımı tehlikeye attım küçük."
"Benden alacağın para derken?"
"Ooof. Ne çok konuşuyorsun sen ya. Gidine kadar tek kelime etme. Yoksa ağzını bağlamak zorunda kalırım anladın mı?"
"Seninle hiçbir yere gelmiyorum."
Yavaşça yanıma yaklaştı. Ceketini eliyle biraz kenara çekip belimdeki silahı işaret etti.
"Düşündüm de neden olmasın?" Dediğim şeyle gülmeye başladı.
"Küçük hanım korktu mu yoksa.?"
Gözlerinin içine kararlılıkla baktım ve aramızdaki mesafeyi hızlıca kapattım. Yanına yaklaşıp boynuna eğildim. Boynuna ufacık öpücükler bırakmaya başladım. Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
Elimi beline koydum. Hiçbirşeyden şüphelenmemişti. Ya da biliyordu yapacağım şeyi ve temkinliydi.
Aniden dudaklarına yapıştım. Diğer elimle belinden silahı alıp aniden geri çekildim. Silahı şakaklarına dayadım.
"Şimdi kim korkmalı bayım?"
"Sen."
Dediği cümle gülmeme yetmişti. Attığım kahkahaya şaşırmış olacak ki tek kaşını kaldırdı.
Ve aynı anda , aynı cümleyi söyledik.
"BEN HİÇBİRŞEYDEN KORKMAM."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇUK PEMBE
ChickLitBazı şeyler en derinden hissedilebilir. En büyük kırgınlıklar, kızgınlıklar... En büyük aşklar... En derinde bir kız daha ne kadar derine batabilir ? Bu hikaye duygularının en derinine ineceğiniz pembe saçlı genç kızın hikayesi. Bir kızın hayatını b...