Kız gidince Jeongin derin bir nefes aldı. Merdivenlere gidip burdan çıkmak istedi ama merdivenler artık orda değildi. İlk geldiği gibiydi. Işıklar titriyordu, duvarlar dökülüyordu.
Jeongin etrafında dönerek lavabonun girişini aradı. Yüzüne su çarpmanın iyi bir fikir olacağını düşünüp lavabonun kapısını araladı.
Her yer o kadar sessizdi ki kendi kalp atışlarını duyabiliyordu. Başka bir ses duymak istediğinden de emin değildi.
Titrek bir nefes alıp aynadan kendine baktı. Titreyen elini musluğun sapına koyup yavaşça kaldırdı. Akan şeyin su değilde kan olduğunu görünce hızlıca kapattı.
Ellerinin titremesi daha şiddetli bir hal alınca ellerini yüzüne kapattı. Ağlama dürtüsü oldukça artmıştı ve bastırmakta zorlanıyordu.
Hıçkırıkları lavabonun içinde yankılanırlen kabinlerin kapısından bir ses duydu. Yerinde sıçrayarak bakışlarını oraya çevirdi.
Kapı içeriden biraz daha zorlandı. Kapı açılınca yere biri düştü. Jeongin sadece geriye doğru bir kaç adım atabildi.
Bir süre kıpırdamadı ama sonra aniden kafasını 180 derece çevirip Jeongin'e baktı. Yerde sürünerek yavaş yavaş Jeongin'e yaklaşmaya başladı.
Dudaklarından anlamsız sesler çıkıyordu. Jeongin ise kaskatı kesilmişti hareket dahi edemiyordu. Yerde sürünen beden oldukça tiz ve uzun bir çığlık attı. Jeongin yerinde sıçrayıp hızlıca dışarı çıktı.
Kapıyı arkasından sertçe kapatıp sırtını kapıya yasladı. O tiz çığlığı tekrar duyunca kulaklarını kapattı. Bir şey arkadan kapıyı tırmalamaya başladı. Bir süre tırmalaya devam etti ama daha sonra sertçe kapıya vurdu.
Kırılma sesleri duydu. Tekrar vurduğunda kapı alt kısmından parçalandı. Jeongin kaçmaya fırsat bulamadan bileğini kaptırdı.
Çığlık atıp ayağını kendine çekmeye çalıştı. Ama dengesini bozulup yere düştü. Her bir zerresi titriyordu. Bileğini tutan ele diğer ayağıyla vurmaya başladı.
Sonunda kurtulunca ayağa kalkıp koridorun ortasına koştu. Kapı hâlâ zorlanıyordu. Kalbi deli gibi atıyordu.
"Hyelyn! Sen kazandın nerdesin?!"
Hyelyn'den hiç bir ses gelmemesi onu çok daha geriyordu. Tekrar kırılma sesleri duyunca arkasına baktı. Bir değil bir sürü beden ona doğru sürünüyordu. Arkasına tekrar bakmadan sınıflardan birine daldı.
Beklediğinin aksine sıralar yoktu başka kapılar vardı. Tiz çığlıklar duyunca düşünmeden bir kapıdan içeri girdi. Çığlıkları duymayana kadar ardına bakmadan koşmaya devam etti. En sonunda yorulup son bir kez içeri girdi.
Ama yerde yine yatan bir beden vardı. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Ona temas etmeden dar odanın içinde diğer tarafs geçmeye çalıştı. Ama arkasından adım sesleri duyunca kapının arkasına saklandı hızlıca.
Kapının arkasından yerde yatan bedenin saçlarını görebiliyordu. Adım sesleri yaklaştıkça yaklaştı. En sonunda içeri girdi. Yerdeki bedeni kucağına alıp dışarı çıkmak için arkasını döndü. Kapıdan çıkıyordu ki içeri giren kişi kapıya doğru eğilip dudaklarını araladı.
"Orda olduğunun farkındayım Jeongin. Ama bu gördüklerini kimseye anlatmazsan bir şey yapmam. Anlaştık mı?"
Jeongin kulaklarının uğuldadığını hissetti.
"Anlaştık..."
Diye mırıldanabildi sadece.
İçeri giren kişi dışarı çıkınca vücuduyla beraber hıçkırıklarını da serbest bıraktı. Vücudu deli gibi titriyordu. Hıçkırıklarının ardı arkası kesilmiyordu.
"Eve gitmek istiyorum..."
Dizlerini kendine çekip bacaklarına sarıldı.
"Eve gitmek istiyorum..."
Diye sayıklamaya başladı. Tekrar o tiz çığlıkları duydu. Uzaktan geliyordu ama kesinlikle oldukça güçlüydü. Ses gittikçe güçlendi. Her yerde yankılanıyordu sanki.
Jeongin nefesini tutup olanları dinlemeye çalıştı. Çığlık olabildiğince güçlenip birden kesildi. Sonra bir erkeğin çığlığını duydu. Kesinlikle daha yakındı. Derin ve güçlü olan ses giderek azaldı ve inlemeye benzer seslere dönüştü.
Küçük bir kızın kıkırtısını duydu. Bu ses Hyelyn'e ait değildi. Buna yemin bile edebilirdi. Ardından duydukları kanının donması için yeterliydi.
"Sıra sende Yang Jeongin."
..............
Minho
Player
Minho
Player
MİNHO
PLAYER
AĞAĞĞAPAAĞĞAPA ÇILDIRMAK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deadly School // Hyunin ✓Tamamlandı✓
Fanfiction"Üç yıldır burda okumama rağmen bu katı görmemiştim..."