Oyun

301 50 80
                                    

"Oyunu düzgün oynayıp bizi bulun!"

Bu çığlık eşliğinde ayaklarının altındaki zeminin saklandığını hissettiler. Birbirlerine tutunup titremenin geçmesini beklediler.

"Eğer bizi aramaya başlamazsanız organlarınızı tek tek çıkarmaktan büyük mutluluk duyarım!"

Deprem etkisi yaratan bu çığlıkla ikisi de yere çöktü. Hyunjin canı yanınca Jeongin'in koluna sarılıp küçük bir sızlanma kaçırdı dudaklarından.

Jeongin refleks olarak kolunu onun beline sardı. Sarsıntı geçince Hyunjin'in yüzüne baktı. Canının yandığı belliydi. Yavaşça yere oturunca Hyunjin'in yanına oturmasını sağladı.

"İyi misin?"

Hyunjin derin bir nefes almaya çalıştı ama bu acıyla sonuçlanınca nefesi yarıda kesildi.

"Canım yanıyor."

Kafasını yere eğince uzun saçları yüzünü örttü.

"Ama gitmemiz gerek yoksa ikimizin canı da oldukça yanacak."

Jeongin onun doğrulmasına yardım edip kolunu tekrar beline sardı. Hyunjin ise kolunu Jeongin'in omzuna atıp dengesini bulmaya çalıştı.

"Şuraya bakalım."

Başka bir sınıfı işaret edince beraber oraya yürümeye başladılar. İçeri baktıklarında yine bir sürü odaya açılıyordu.

"Burda normal bir sınıf yok mu? Her seferinde böyle odalara açılıyorlar."

Jeongin derin bir nefes alıp ikisinin de içeri girmesini sağladı. Kapı arkalarından sertçe kapanınca ikisi de yerlerinde sıçradı.

Dönmeye fırsat kalmadan enselerinde sıcak bir nefes hissettiler, sonra da soğuk parmaklar.

"Jeongin. Sana kimseye söylememeni söylemiştim değil mi?"

İkisi de kaskatı kesilince enselerindeki soğuk parmaklar çenelerine doğru hareket etmeye başladı. Parmaklar Jeongin'in hâlâ kanayan yarasına değince kanla bulandı.

Bunu umursamadan parmaklarını gezdirmeye devam edince kanlar Jeongin'in yüzüne bulaştı.

"Şimdi size ne yapmalıyım hm? Sonunuz Yeji gibi mi olsun istiyorsunuz?"

Üstlerinde hissettikleri bir baskıyla dizlerinin üstüne çöktüler. Onlara dokunmamıştı ama üstlerinde inanılmaz bir baskı hissetmişlerdi.

Soğuk parmaklarını saçlarına daldırıp sertçe geri çektiğinde ikisinden de acı dolu sızlanmalar yükseldi.

"Etlerinizi parça parça etmek hoş olacaktır."

Jeongin'in saçlarından göğsüne doğru kaydırıp sertçe baskı uyguladı. Jeongin'in dudaklarındanki kopan büyük bir haykırışı Hyunjin'in sesi durdurdu.

"Dur lütfen! Ben kimseye söylemem!"

"Jeongin de söylemeyecekti."

Sesi oldukça kızgın çıkıyordu. İkisi ürpermelerini engelleyemedi.

"Söz veriyorum! Kimseye söylemeyeceğiz!"

Hyunjin'i saçlarından tutup çekiştirerek duvara fırlattı. Sırtını sertçe duvara çarpınca nefesi kesildi. Jeongin'i ise yere itip ayağıyla sırtına bastı.

"Nasıl güveneceğim size?"

Yavaş ama büyük baskıyla Jeongin'in nefesi kesildi. Baskı yavaş yavaş artıyordu ama şimdiden nefes alamayacak duruma gelmişti. Hyunjin öksürerek doğrulmaya çalıştı.

"Gerçekten söylemeyeceğiz! Eğer birine söylersek bize istediğini yapabilirsin!"

Adam gözlerini Hyunjin'e dikti. O sırada hâlâ Jeongin'in üstündeki baskıyı arttırıp nefessiz kalmasını sağladı. Hyunjin bir çıngırak sesi duymasıyla koluna pullu bir yüzeyin sürtünmesi bir oldu.

Hyunjin kolunu hızlıca kendine çekti. Yılan hızlıca hareket edip onun ayak bileklerine gevşekçe dolandı.

"O da sizinle gelecek kimseye söylemediğinizden emin olmalıyım. Hem de unutmamış olursunuz."

Jeongin yerde nefes almaya çalışırken Hyunjin kıpırdamadan ayak bileklerine dolanan yılana bakıyordu. Yılanlardan oldu olası korkmuştu şimdi ne yapacağını kestiremiyordu.

Koridora açılan kapı ani bir darbeyle yeri boyladığında Hyunjin ve o garip adam kapıya baktı. Suhyun ifadesiz bir şekilde üçünü süzüyordu. İfadesiz olması kesinlikle işleri daha da korkunçlaştırıyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

"Sır tutmayı bilmeyen bir velede dersini veriyorum."

Suhyun yılana bir bakış atıp kafasının hemen altından tutarak onu havaya kaldırdı.

"Bu ne için?"

Yılan çırpınmaya başladığında Hyunjin dizlerini kendine çekip ona temas etmemeye çalıştı.

"Bu seni neden ilgilendirsin Suhyun?"

"Onların bizi araması gerekirken sen onlarla uğraşıyorsun çünkü! Buraya gelen insanları biraz zaman geçtikten sonra öldürdüğünü hepimiz biliyoruz ne saklıyorsun?!"

Tekrar deprem etkisi yaratan çığlıkla Hyunjin bir yere tutunmaya çalıştı. Jeongin kıpırdamıyordu. Nefessizlikten bayılmış olduğunu düşünüyordu. Adam ayağını Jeongin'in üstünden çekince Suhyun'un üstüne doğru yürüdü. Onun bileğinden tutup koridora çıkardı.

Hyunjin fırsattan istifade Jeongin'in yanına gitti. Nefes alıyordu ama bilinci kapanmıştı. Hyunjin derin bir nefes alıp onu sırt üstü dönderdi.

"Jeongin uyanmalısın lütfen, lütfen..."

...........

Bölüm. İğrenç. Oldu.

:( Uzun zamandır yazmayınca böyle hissettiriyor sanırım

Buraya ciddili görüşlerinizi yazın beni mutlu etmek için güzel oldu falan demeyin saçma bulduğunuz kısımları yazın düzelteyim

Deadly School // Hyunin ✓Tamamlandı✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin