Jeongin'in titremesi an be an şiddetlendi. Elini ağzına bastırıp çıkarabileceği her sesi bastırmaya çalıştı. Köşesine daha çok sinmişken birden küçük bir kız odaya girdi. Jeongin ondan hâlâ ölesiye korksa da tek umut kaynağı oydu.
"Hyelyn! Tanrım sonunda!"
Küçük kız onu dinlemeden oda içerisindeki diğer kapılardan birine girdi.
"Hyelyn! Dur lütfen! Sen kazandın lütfen çok korkuyorum!"
Jeongin korkudan titreyen bacaklarıyla onu takip etti. Son bir odaya girdiğinde Hyelyn artık orda değildi. Burası yıkık dökük bir banyoydu. Ve başka odalara kapı yoktu. Etrafına deli gibi bakındı ama Hyelyn'e ait her hangi bir iz bulamadı.
Banyodan çıkıp diğer odalara bakmak istedi ancak banyodan çıktığında başka bir kapı yoktu. Sadece bu odaya girdiği kapı vardı. Kaşlarını çattı. Olan hiç bir şeye anlam veremiyordu.
Bir kaç odadan daha çıktı ama sadece geldiği kapı duruyordu. Çıktığı kapılar ise tek tek yok oluyordu. Sanki o odalara hiç girmemişti.
Odalardan yavaş yavaş çıkarken tiz bir çığlık duydu. Olduğu yere çivilenirken seslere kulak verdi.
"Dur lütfen! Çok acıyor!"
Bir erkeğin sesiydi bu. Ve sesinden bile ne kadar acı çektiği belli oluyordu. Arkasında bir hareketlilik hissedince arkasına dönmeye kalktı ama bir şey onu belinden tutup havaya kaldırdı. Güçlü bir çığlık attı ve kollarını kurtarmaya çalıştı.
Bacaklarını sallayıp kurtulmaya çalıştı ama başaramadı. Arkasından tutan her ne ise oldukça güçlüydü ve onu giderek çığlıklara yaklaştırıyordu.
"Bırak beni!"
Diye bağırdı ama tutan her kim veya ne ise onu bırakmaya niyetli değildi. En sonunda koridora çıktığında kendi yaşlarında yerde yatan bir çocuğun karnına basan bir kız vardı. Jeongin ve onu tutan kişi koridora çıktığında kız onlara döndü.
"Yang Jeongin! Merhaba!"
Çocuğun karnından ayağını çekince çocuk hırıltılı derin bir nefes alıp yana dönerek öksürmeye başladı. Kız Jeongin'e yaklaşıp işaret parmağını onun göğsüne bastırdı.
"Seninle tanışmak istiyordum."
Normal bir görüntüsü vardı. Orta uzunlukta kahverengi saçları, mavi gözleri, dolgun dudakları vardı. Kız dişlerini gösterek gülümseyene kadar normal görünüyordu en azından.
Kanlarla kaplı sivri dişleri vardı. Jeongin'in gözleri ardına kadar açıldı. Göğsündeki parmağın baskısının arttığını hissetti. O kadar artmıştı ki göğsünü delecek sanmıştı.
"Biraz oyun oynayalım mı Innie?"
Göğsündeki parmağı çenesine çıkarıp bir çizik attı. Jeongin acıyla inleyip yüzünü çekmeye çalıştı.
"Oyunun adı, ne kadar acıya dayanabiliyorsun?"
Yerde yatan çocuğu gösterdi.
"Hyunjin'in acı eşiği biraz düşük. Seninkini merak ettim.'
Adının Hyunjin olduğunu öğrendiği çocuğa baktı. Yüzü yer yer morarmıştı ve hâlâ öksürüyordu. Kız elini Jeongin'in çenesine sarıp tırnaklarını geçirince Jeongin acı içinde çenesini kurtarmaya çalıştı. Diğer eliyle Jeongin'in boynunu tutup çizikler bıraktı.
"Tahminimden iyi gidiyorsun Jeongin."
Diyerek gülümsedi. Jeongin koridorun başında hareketlilik sezince gözlerini oraya çevirdi.
"Oh yakalanmışsın Jeongin."
Diyerek kıkırdadı Hyelyn.
"Onun canını yakma Suhyun o abimin arkadaşı."
Suhyun çenesindeki elini sonra kez bastırıp elini kendine çekti.
"O zaman biz saklanalım onlar bizi arasınlar."
Der demez aniden kayboldular. Jeongin'i tutan şey de kaybolunca ani boşluk hissiyle Jeongin yere düştü.
Emekleyerek Hyunjin'in yanına ulaşıp yüzüne baktı. Acı çektiği oldukça belliydi.
"Nerelerin acıyor? Hyunjin beni duyuyor musun?"
Hyunjin kendini zorlayarak doğruldu.
"Gidelim burdan... Geri gelebilirler gidelim lütfen..."
Jeongin, Hyunjin'in ayağa kalkmasına yardım edip kolunu omzuna attı.
"Nereye gitmeliyiz?"
"Bilmiyorum gir bir sınıfa. Hadi hızlı ol."
Jeongin, Hyunjin'e oldukça dikkat ederek her hangi bir sınıfa daldı. Kapıyı kapatıp Hyunjin'i yere oturttu.
"Burda ne oluyor bir fikrin var mı?"
"Tek bildiğim onların çok fazla psikopat olması. Ah canım acıyor..."
..............
Acele edeceğim diye batırmadım umarım :'(
Pff neyse iyi gecelerrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deadly School // Hyunin ✓Tamamlandı✓
Fanfic"Üç yıldır burda okumama rağmen bu katı görmemiştim..."