HATA -GAY

BÖLÜM 4

Genç adam Şule'nin ona attığı gergin bakışları sikine bile takmadan, gözüne kestirdiği adamı izlemeye devam etti. Seks onun için tutkuyken burada ve gizli bir sevişmenin vereceği hazzı düşündü. Alt dudağını ısırdı, kesinlikle denemeliydi.

Dirseğini masaya koyduktan sonra elini yanağına yasladı. O sırada gözgöze geldiği adamla sırıttı. Adamın istemeceği ihtimali aklına bile gelmiyordu. O mükemmeldi kendince... Kim onunla sevişmek istemezdi ki?

Adamın ona karşılık vermesiyle, dilini yanağının içine bastırdı. Kafasıyla evi gösterdiğinde, adam elinde ki içeceği yudumladı ve evin depo yerine doğru yürümeye başladı. Burayı adı gibi biliyordu zaten arkadaşının eviydi sonuçta.

Can arkasından takip etmeye başladı. Sırıttı, sonunda sıkıcı ortamdan kurtulmaya gidiyordu.

Köşkün denize bakan yerine gelmişlerdi. Can düşünmeden edemedi, neden burada yapmamışlardı? Omzunu silkti, işine gelirdi. Demir paslanmış bir kapının önünde duran adamla o da durdu. Adam elinde ki anahtarla kapıyı açtığında sorgulamadan önce o girdi. Pantolonunu direkt indirdi. Neden geldikleri zaten belli değil miydi? Sıkıcı ön sevişmeyi boş verdi, zor durumdaydı.

Arkasından adam girdiğinde demir kapının gıcırtılı sesiyle kapandığını duydu. Adam önünde pantolonunu çıkartan çocuğa sırıttı. Ona yaklaştı ve çıplak kalçasında ellerini gezdirdi. Can adamın yavaşlığına göz devirdi. Adamın elini tuttu ve deliğine konumladı.

"Hızlısın."

Can homurdandı. "Keşke sende olsan." Adını bilmediği adam elini pantolonunun düğmesine götürdü. "Acımam ama..." Kafasıyla onayladı ve ellerini omzunda gezdirdi. "İşine bak." Adam onu sevmişti...

Kumaş pantolonunu ayak bileklerine kadar indirdi. Boxerini de inirdikten sonra Can'ı yüzüstü duvara yasladı. Can hafif ışıkla ve burnuna dolan rutubet kokusuyla hiç mutlu değildi. "Hey! Benim götüm değerlidir, burayı sevmedim." Adam parmaklarını ıslatıp kuru deliğe dayadı. "Birazdan bu umrunda bile olmayacak güzelim." Birden içine giren orta parmakla kasıldı ve acıyla inledi.

"Siktir! Ecdadını sikeyim, devam et." Adam duyduğu küfürle kaşlarını çattı ama umursamamaya karar verdi. Böyle götü bir daha göremezdi. Parmaklarıyla genişlettikten sonra birden içine girdi. Hafif çığlık odada yankılanırken adam hiç durmadan devam etti. Açıkçası umrunda değildi.

Hızlı hareketleri yavaşlamadan devam etti. Sonunda bulduğu Can'ın hassas noktasıyla, Can büyük bir inleme bıraktı bu iğrenç yere. Derin nefes alıp verirken burnuna gelen koku yüzünden yüzünü buruşturuyordu. Ona minnet duymalıydı...

Tenin tene çarptığı sesler ve inlemelerini duyan kişiden habersizlerdi. Mahir ses çıkmasını umursamadan kapıyı açtı. Sigarasını dudaklarının arasına sabitledi ve çakmağını çıkartıp yaktı. İçine derin bir nefes çekti ve zehiri deponun içine bıraktı. Kapıya yaslanarak onları izlerken aklında ki sikilen çocuk kadar sinsi düşünceler geziniyordu.

Bars çocuğun içine boşaldıktan sonra arkasına döndüğünde kapıya yaslanmış sigarasını içen arkadaşını gördü. Sert bakışlarından ödün vermeyen adamın ona ne yapacağını tahmin etmeye çalıştı. Korktuğu insanlardan biriydi ve onu bir erkeği sikerken görmüştü. Yutkundu, sıçmıştı.

Mahir sert sesiyle "Git." dediğinde yerinden kıpırdayamadı. Can onları umursamadan pantolonunu giyiyordu. Adama bakmamıştı bile... Sadece azmış ve onları izlerken kendisini tatmin ettiğini düşünüyordu.

Mahir öfkeyle Bars'a baktı. "Sana git dedim." Bars hızla başını salladı ve ordan koşar adım uzaklaştı. Can erkeksi sesle yutkundu kafasını kaldırdığı anda gördüğü koyu kahve gözlerle afalladı. Onu beklemiyordu. Aklına gelen şeyle sırıttı ve alay dolu bakışlarını ona sikecek bakışlar atan adama çevirdi. "Ne o? Karın sana yetmiyor mu?" Göz kırptı. "Her zaman açığım."

Korkmuyor da değildi... Mahir burnundan soluyarak yeri döven adımlarla çocuğun dibine girdi. Gözlerini masum duran yüze ve sinsilik akan gözlerde gezdirdi. Yüzünü dağıtmak istiyordu. Seraplardan nefret ederdi. Sigarasını hemen yanlarında ki masanın üstüne koydu.

"Benim olana dokundun."

Üstüne yürüyen kalıplı adama yutkunarak baktı. Duvarla kendisi arasında kalana kadar üstüne yürüyen adam, bir eliyle Can'ın çenesini kavrayıp sıktı. Can gerildiğini belli etmemeye çalışarak yüzüne çarpık gülümsemesini kondurdu. Biliyordu.

"Senin olsaydı dokunamazdım."

Söylediklerinden sonra adamın ateş çıkaran gözlerine baktı. Dişlerini sıktığı belli oluyordu. "Cezanı çekeceksin." Boynunda belli olan damarlar ve çenesini neredeyse ezecek olan elin sahibine istemesede korkuyla baktı. Adam Can'ın dağınık görünen saçlarına duvara yasladığı elini koydu. Yavaşça okşadı en sonunda saçının tam ortasından kavradı.

İstemesede etkilenmişti Can. Az önce rahatlamasına rağmen zonklayan penisini hissetti.
Adam kavradığı saçı sertçe çektiğinde Can kafasını refleksle kaldırdı ve acıyla inledi. Sinirle bakan gözler karşısında acıyla kıvranan genci izledi. Çenesinde duran elini yukarıya çıkardı, Can'ın yanağını okşadı.

"Bu son acıyla inlemen değil Can... Hata yaptın." Can saç dibinde ki acıya rağmen sırıttı.

Mahir elini bu seferde dolgun dudaklara koydu. Ne Can sırıtmasını kesti ne de Mahir elini çekti.

"Gururun mu kırıldı yoksa? Benim suçum değil. Karına hesap sor." Mahir kaşlarını çattı ve saçını daha fazla çekti. O sırada gözü Can'ın adem elmasında takılı kaldı.

"Önemsiz."

"Beni bırak o zaman amına koyayım." Can kuruyan dudaklarını ıslattı. İyi ki bir karısını sikmişti, neden büyütüyordu?

Mahir ıslak elini dudaklardan çekti ve iki yanağa baskı yaptı. Can acıyla inledi. Yüzünde ki gülümseme silinmişti. "Bana küfür edersen, seni sikerim."

Bir şey söylemeden bakmaya devam ederken, Mahir canına susamış çocuğa öylece baktı. Aptaldı... Cesaret ile aptallığı karıştırmış bir aptaldı.

"Şu an tam burana..." Eliyle Can'ın adem elmasına sertçe dokundu. "Sigaramı söndürmek istiyorum." Can'ın afallamış halini görünce bu çocuğu kolay etkisi altına alabileceğini anladı.

"Eski hayatını unut Can. Çünkü çok özleyeceksin." dedi. Son kez hiçbir şey anlamamış çocuğa baktı ve arkasını dönüp gitti. Kendisine defalarca tekrarladı.

Sabırlı ol.