HATA -GAY

BÖLÜM 10

Birden yüzüme atılan suyla irkilip gözlerimi kırpıştırarak açtım. İlk önce bulanık görsemde beni oturtturdukları koltukta dik durmaya çalıştım. Önümde ki küçük masaya hâlâ sızlayan bacağımı uzatmışlardı...

Gözlerimi sarılmış bacağımdan çekip sızlanarak etrafa baktım. Gördüğüm bedenle kaşlarım çatıldı. Mahir bey elinde ki bardağı yavaşça koca masaya bırakmış koltuğuna rahatça yaslanmıştı.

Yüzümden akan damlaları elimle kurutmaya çalıştığımda, beni umursamadan elinde ki dosyalarla ilgileniyordu. Korksamda dudaklarımı yalayıp çatallasan sesimle, "Sen ciddi misin, hem beni öldürmeye çalış hemde iyileştir. Ne istiyorsun benden? Ne istiyorsan vereyim bırak beni, seni ve o karını hiç çekemeyeceğim." diye alayla konuşup yerimden doğrularak, "Hem madem bu kadar içerlendin sadece bana mı gücün yetiyor... Evlenirken hiç umursamıyordun." diye eklediğimde gözlerini bana çevirebilmişti.

"Bilmediğin şeyler hakkında yorum yapma!" diye sessizce konuşup ceketini oturduğu yerden çıkarttı. "Demek her şeyi verirsin..." diye alayla söylediği şeyle yutkundum ve tereddutle kafamı salladım.

Bu orospu çocuğunun ne isteyeceği belli olmazdı...

Elini çenesine yaslayıp beni biraz süzmüş -tabii bu olay karşısında çok yargılamadım, yakışıklılığım deyip geçtim- ondan sonra bi boş kağıt önüme koyup gözlerini hafifçe kıstı.

"Senden, Şule'nin bu kağıdı imzalamasını sağlamanı istiyorum" dediğinde bu kadar kolay bir şey isteyeceğini beklemediğimden kaşlarımı kaldırdım, "ve onu öldüreceksin."

"Ananı avradını, nah yaparım." diye bağırıp koltuktan kalkmaya çalıştığımda sinirle ayağa kalkmış belinde ki silahı bana doğru doğrultmuştu.

"O zaman yaşaman için bir gerekçe yok ha?"

"Lan madem öldürmek senin için bu kadar kolay, niye ben öldürüyorum." dediğimde sinirle bir nefes almış, "Benim ismim duyulmamalı, sana ne yapman gerektiğini söyleyeceğim ama sadece bu kadar. Gerisini bilmene gerek yok, sen sadece işini yap ve yaşa." dedi.

Ben tam olarak sıçmıştım.