aralıksız üç defa birlikte ol(m)ak

2.3K 176 63
                                    

onun odası, tıpkı kendisi gibiydi.

asi ama bir o kadar da nefes kesici.

metallica'ya ait albümler ve simsiyah; dağınık kitaplığında bulunan sprey koleksiyonları. buram buram gotik kokusu ve daha fazlası. resimleri, karakalemleri ve sürrealizm tabloları. dağınık tek kişilik yatağı ve üstündeki sanat dergileri, oyun kasetleri.

fazla bakamadım. bana yaklaşan; ölüm meleğine benzer, dağınık mullet saçlı, piercingli biri vardı çünkü.

aramızdaki boy farkından dolayı parmak uçlarına yükselmiş ve dudaklarımızı dişlerimiz çarpacak biçimde birleştirmişti.

sırtım yumuşak zemine geldiğinde üstüme ağırlığını vermiş ve yüzümü avuçlarının arasına kapatmıştı. üstümde sürtünen bedenini hisseder hissetmez bacak aramdaki sertliğim uyarılmıştı. böyle şeylere yükselen biri olmamıştım ama o apayrıydı.

hissettiği şeyle sırıtırken dudaklarımızı ayırdı. ıslak ses dağınık odada yankılanırken piercingli dudağı boynumu gezdi; ardından hoodiemi kavradı ve sekizlilerimi ortaya çıkardı. kumaşı yukarı çekmesiyle artık göğüs kaslarım da gözler önüne serilmişti.

elleri sekizlilerime değmiş ve hepsini teker teker parmak ucunu sürerken tekrar dudaklarımızı birleştirmişti. ona karşı koymak çok zordu; zordan öte, karşı koymak isteyen birisi yoktu. cehennem biletimi ona o gün el işi vererek almıştım. ya da belki iyimser olursam daha geç; sevişmemiz için bu eve gelerek.

öpüşünde acele yoktu ancak hırçın yapısı kendini gösteriyordu. dudaklarımı emiyor ve piercinglerinin baskısını dudağımda hissediyordum. sonra dili devreye giriyor ve piercingli dilini görünce nutkum tutuluyor. onu ısırmak ve çekiştirmek istiyorum. yapıyorum da, taeyong'un ensesinden tutup dillerimizin dans etmesini sağlıyorum. sıcak ağzı o kadar günahkâr ki beni içine davet ediyor. şeytandan farksız olarak içeriye dalıyorum ben de.

gözüm dönmüş bir şekilde ağzını keşfediyorum, birbirimizi keşfediyoruz. sonra eli erkekliğime değiyor ve bastırmasıyla irkiliyorum. eşofmanımda uzunluğumu tutuyor, üstümde yavaş hareketlerle tekrar sürtünüyor. bu seferki daha içten ve daha azdırıcı bir biçimde. aramızdaki tutku gitgide keskinleşiyor. eli eşofmanımın içine gittiğinde nefes nefese kaçıncı kez ayrılıyoruz bilmiyorum. saymayı bırakalı çok oldu.

boxerımın lastiğini aşağı çekerken sırıttı. istediğini alacak olan bir çocuk gibiydi şimdi.

"jung jaehyun." tek kaşı kalkmıştı ve dudakları kıpkırmızıydı. nefesini karnıma verdiğinde devam etti. "yoksa sen bir erkek için mi sertleştin?"

yüzündeki yaramaz gülüş genişlediğinde yutkunamadım. "kes şunu."

"icraat diyorsun." dedi geriye çekilip. kapüşonunu kafasına kapattığında dudaklarımı birbirine bastırdım. "o zaman izle."

lastiğimden kurtulmasıyla havalanan üyeliğimi dövmeli eliyle tuttu. sonra ani hareketiyle içim gitti.

ağzına sertliğimin tamamını aldığında boğuk bir inleme verdim. inlememle durmamış ve ikinci kere üyeliğimi baştan sona ıslatmıştı. parmak uçlarım istemsizce kıvrılırken kafamı arkaya attım. ağzı, dili, onu kullanış biçimi beni mahvetmişti. durmak bilmiyordu. boğukça inlemelerim devam ederken gözlerim kapanmıştı ve sekizlilerim terlemeye başlamıştı. taeyong'un çıkardığı her ıslak seste, dil darbesinde ve boydan boya üyeliğimi fethetmesine dayanamaz duruma gelmiştim. inip kalkan yüzünü artık seçemiyordum. temposu arttıkça bedenim titriyor ve kendimi daha fazlasını isterken buluyordum. zirveye yaklaşıyordum, sikeyim, çok azcık daha.

sonra taeyong dudaklarını yalayıp üyeliğimden çıkıyor. "zirveye gelmek nasıl bir his?"

sonra bütün dünya başıma yıkılıyor. yatakta zevkten kıvranarak söylüyorum. "tanrı aşkına devam et,"

"benim kıvrandığım hale benziyorsun. aslında ondan bile beter durumdasın."

sonra dayanamıyorum ve yalvarıyorum ona. "lütfen."

gözlerimin içine bakıyor yalan söyleyip söylemediğimi anlamak istercesine. o kadar zavallı hissediyorum ki altında. bir anda onurum zedeleniyor. ben altta kalabilecek bir adam değilim.

"sikeyim." dedim ağzımı tutamayarak. "içine boşalmak istiyorum."

gözleri açılmış ancak yeniden eski haline dönmüştü.

"o zaman,"

soyunmaya başlamasıyla kalbim güm güm atıyor. dövmeli elleri, dağılmış göz makyajı, kırmızı dudakları ve yaramaz bakışları. sonra pürüzsüz vücudu ortaya çıkıyor. haechan ondan dövmelerini göstermesini istediği günden beri aklımda dönüp duran vücudu. diğer erkeklere nazaran daha ince beli ve göbek deliğindeki parlayan piercing... tanrım, bu nasıl bir sınavdı?

çıplak kalmasıyla üzerime yerleşiyor ve vücuduna bakarak kesik bir nefes alıyorum. çırılçıplağız; iki erkek, aynı yatakta. ben alttayım, o ise tam kasıklarımın üstümde. bu cidden gerçekleşiyor muydu?

bacaklarını aralıyor ve sertçe yutkunuyorum. üyeliğimi deliğine sürtüyor sonra. o kadar tahrik oluyorum ki menim bacak arasını hafif kirletiyor. sonra ikinci kez aynı hareketi yapıyor ve bu sefer daha derine iniyor. taeyong üçüncü sefer dudaklarını dişlemiş ve hafif inlemişti. üyeliğimin üzerinde hareket edişi terlememe sebep veriyorken sabrım kalmamıştı.

belinden tuttuğum gibi onu kendime çekmiştim. "ah!"

emir vermeme gerek kalmadan üstümde sıçramaya başlamıştı. her sıçrayışında odanın duvarlarında tenin tene çarpma sesi duyuluyordu. taeyong deli gibi inliyordu; gözlerini kapatmış ve mullet saçları dağılmıştı. belinden destek verdiğim sırada avuçlarım kalçalarına erişti. dolgun değillerdi ancak elimi doldurmuşlardı. bu sırada tek kişilik yatak gıcırdıyordu.

tenlerimiz birbirine sürttükçe günah katsayım arttıyordu ama kimin umrundaydı? onunla hayatım boyu arzulamadığım/ arzulamaktan korktuğum şeyleri yapıyordum. artık bir günahkâr olsam bile bundan şikayetçi değilim.

taeyong sıçramasına devam ederken zirveye geldiğimi anlıyorum. penis damarlarım adeta zonkluyor ve taeyong'da dağılmış vaziyette. dudaklarını dişlemekten kanatmış, saçları dağılmış, yanakları ısıdan kızarmış. onun da zirveye gelmiş olması gerek çünkü inlemeleri derinden ve çok sık geliyor.

tempomu hızlandırıyorum ve taeyong derinden inliyor. sonra kendimi daha fazla tutamıyorum ve menim infilak ediyor. taeyong'un içini menimle kaplıyorum. o ise benim göğsüme infilak ediyor. boğukça inlemelerimiz havada karışırken ikimiz de bitmiş durumdayız.

hayır, düzeltiyorum. sadece ben bitmiş durumdayım.

çünkü taeyong önümde domalıyor ve onu arkadan becermemi istiyor. gözleri öyle ışıldıyor ki aklımı sıyırıyorum. isteğine karşı koymuyorum.

tarih 3 temmuz, sıcak bir yaz gecesi. ben bir erkekle ilk kez aralıksız üç defa birlikte oluyorum.

omegle // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin