𝗜𝗠𝗔𝗚𝗜̇𝗡𝗘 𝗜𝗧-𝙇𝙊𝙏𝙍

𝐄𝐎𝐌𝐄𝐑

Aragorn savaştan kanlar içinde ve yaralar içinde dönmüştü, ama aynı zamanda yaklaşan kıyamet haberleriyle birlikte. Gandalf'ı ahırlara kadar takip ettin. Eomer ve adamlarını bulmak için kuzeye gitmeyi planladığını biliyordunuz. Ama bir büyücü olmasına rağmen, Eomer'in beyaz bir büyücüyü - şüphesiz Sauraman'ı - nasıl tanımladığı göz önüne alındığında, Eomer'i bulma ve onu gelmeye ikna etme şansı azdı, Eomer muhtemelen Gandalf'ın ağzından çıkan tek bir kelimeye inanmazdı. Ama belki seni orada görmüşse ve sen Gandalf'a kefil olsaydın? Belki o zaman Eomer inanır ve zamanla Miğfer Dibi'ne ulaşırlardı. Gandalf kabul etti ve bir anda Gölgeyele'de onun arkasındaydın.

𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎

"Eomer, amcana yardım etmek için güneye, Miğfer Dibi'ne gitmeliyiz." dedi Gandalf.

"Ve Rohan topraklarına saldırmak için adam gönderen kurnaz beyaz büyücüye neden inanayım?" Eomer agresif bir şekilde sordu. Sonra Gandalf'ın atının arkasından atladın. Eomer'in yüzünün savunmadan şaşkına, sonra da acıya dönüştüğünü hemen gördünüz. Görüntü kafanızı karıştırdı. Son görüşmenizden bu yana ne yaptınız...ya da yapmadınız. "Ona inanmıyorsan bana inan Eomer." Ona yaklaşmaya başlayınca ilan ettin. Eomer atından indi ve miğferini çıkardı. Gözlerinde pis bir sırıtışla sana doğru yürümeye başladı. Sana bu şekilde baktığını görmek seni kalbinden bıçakladı. Gerçi belki de ikinizin birbirinize karşı hisler beslemesindense gelip sizden hoşlanmaması ve sizi rahat bırakması daha iyiydi. Bu düşünceleri bir kenara itmeye çalıştın.

Uzun vadede daha iyiydi ve ilgilenmesi gereken daha acil meseleler vardı. "Amcan yine iyi, Eomer. Grima, Rohan'dan kovuldu. Ve on bin ork Miğfer Dibi'ne ve senin savunmasız halkına doğru yürüyor. Sakın bana onları bu korkunç kadere terk edeceğini söyleme?" Eomer'e yaklaştıkça sesin daha da kısıldı, böylece sadece o duyabildi. "Seni bulmaya çalıştım." Eomer sana ulaşırken soğuk bir şekilde dedi. Sana bu yüzden mi acımasızca bakıyordu? "Ben-ben uzaktaydım." Belli değilmiş gibi söyledin."Önemli bir görevdeydim." Eomer'e özür dilercesine baktın ve o gerçekten bunu kast edip etmediğini yargılamaya çalıştı. Neyi seçtiğinden emin değildin. Bir süre sonra arkasını döndü ve atına doğru yürümeye başladı. Sonra durdu ve sana baktı ve ona katılman için işaret etti.

Rohirrim!" Adamlarına hitap etmeye başladı. "Miğfer Dibi'ne ve savaşa gidiyoruz!" Dedi kaskını takarak. Sen onun olduğu yere geldin ve o atına bindi ve sana elini uzattı. Onu aldın ve seni arkasına oturman için çekti.

𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎𒊹︎︎︎

Neden beni bulmaya çalışıyordun?" Atlar için bir mola sırasında sessizce sordun.

"Teodred. Kuzenim." Eomer hüzünle yere baktı. "Orklarla yapılan bir savaşta yaralandı. Onu iyileştirebilmen için seni bulmaya çalıştım." Sonra sana baktı. Gözleri acı ve öfke doluydu. "Seni bulamadım."

Cevap vermeden önce iç çektin ve düşüncelerini topladın. "Lord Elrond tarafından çağrıldım. Tek Yüzük bulundu." Eomer'in yüzü şaşkınlıkla havaya kalktı. Neredeyse umut dolu bir bakış, yüz hatlarına ışık tuttu. "Nerede?" O sordu.

"Yok edilmek üzere Mordor'a götürülüyor."

"KİM TARAFINDAN ?!"

Biraz gülmek için ara vermek gerekiyordu. Her şeyin bir başkasına açıklanması kulağa saçma geliyordu. Dünyaya karşı iki hobbit mi? Evet. "Adları Frodo ve Sam." Hobbitlerin tamamını daha sonraya saklamaya karar verdin. Sonra Eomer'in adamlarından biri tarafından sözünüzü kestiniz. "Lordum. Devam etmeliyiz." Eomer başını çevirdi ve sana dönmeden önce adama başını salladı.