Veeee yeni bölüm. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum millet. İyi okumalar.
Oturduğum yerde sinirle diklenerek arkamı dönerek gelen kişiye baktım. Alex. onu görmüş olmanın beni memnun etmediğini yüzüme yansıtarak ona baktığımda onun tam tersine bu durum oldukça hoşuna gitmiş gözüküyordu.
Sevimsiz insan Alex
"Sevgili Clarissa seni burada görmek ne kadar hoş bebeğim." David'in elimi tutan eli gerildiğinde sinirlendiğini anlayarak elimi tutan elini bırakarak ben elimi elinin üzerine koydum.
"Ben seni gördüğüme hiç sevinmedim Alex. Ve senden ricam buradan gitmen."
"Çok ayıp. Senin gibi cici ve asi bir bebeğin bu şekilde konuşması hiç hoş değil."
Yanıma yaklaşarak oturduğum sandalyenin arkasına elini yaslayarak bana doğru eğildiğinde geri çekilmeme müsaade etmeden elini yanağıma koyduğunda David'in yerinden sandalyeyi yere devirecek bir hızda kalktığında ben daha ne olduğunu anlamadan Alex'i omzundan itip benden uzaklaştırarak savurduğu yumrukla Alex'i yere devirdiğinde korkuyla oturduğum yerden kalkarak ona yeltenmeye çalıştığımda ileriden birilerine işaret ederek buraya çağırdığında olduğum yerde şaşkınlıkla durmuş az önce olanları kavramaya çalışıyordum.
Karşımda gelen güvenliklere bir şeyler söyleyerek Alex'in dışarıya sürüklenmesini izlerken herkesin gözleri bizim üzerimizdeydi. Normal olarak. Utançla etrafa bakınırken belime değen elle başımı kaldırarak David'e baktım.
"İstiyorsan kalkabiliriz .Başka bir yere de gidebiliriz."
"Ben özür dilerim David."
"Özür dilenecek bir şey yok. O şerefsiz hak etti bunu." Elimi tutarak beni dışarıya yönlendirdiğinde sesimi çıkarmadan peşine takıldım. İlk geceden yaşanan tatsızlık gerçekten canımı sıkmaya yetmişti. David'e engel olmam gerekiyordu. Ne olursa olsun bu kimseye şiddet uygulanacağı anlamına gelmiyordu.
Restorandan çıktığımızda karşımızda duran araba ile hızla arabaya binerek kemerimi taktım. Kendimi mahcup hissediyordum. Bu akşam böyle sonlanmamalıydı. Araba hızla ana yola çıkarken ben eve gideceğimiz düşünüyordum.
Sessizlikle geçen yarım saatin sonunda araba bilmediğim müstakil bir villanın bahçesine geldiğinde anlam veremeyerek David'e baktım.
"Nereye geldik."
"Bu akşamın böyle bitmesine izin veremezdim. Hem yaşanan şeyi telafi etmek istiyorum. Sana kendi evimde kendi mutfağımda yemek yedireceğim. Bakalım beğenecek misin?"
"Zehirlenmek istemiyorum."
Gülerek arabadan inerken onunda inmesini bekledim. Yanıma gelip elimi tuttuğunda gülümseyerek göz kırptı. Bu daha çok sen görürsün tarzı bir bakıştı. Galiba heyecanlanmaya başlıyordum.
"Benim yemeğimi yediğinde bir tabak için daha yalvaracaksın." Bunu duymak kahkaha atmama neden oldu.
"O kadar güveniyorsun kendine. Galiba senin yaptığın bir yemeği yemek için sabırsızlanıyorum."
"Bende o yüzündeki tatmin olmuş ifade için sabırsızlanıyorum."
Kendine gel Clarissa. Sadece yemeği kastetti. Bunun için kalbinin yerinden çıkmasına gerek. Bakışlarımı yere indirerek kendime zaman tanımaya çalıştım. Dışarıdan oldukça ihtişamlı gözüken evin bahçe kısmına yönelerek ufak bir bahçe kapısından geçerek evin ön tarafına bahçeye adımladığımızda karşıma oldukça hoş bir görüntü serilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkimizin Hayatı
RomanceTam kapıdan çıktım diye seviniyordum ki Chandra'nın konuşmasıyla olduğum yerde kaldım."Clarissa bu akşamlık odanı Andrew ile paylaşırmısın canım." Cevap vermeden odama girdiğimde yaptığım aptallığın daha yeni farkına varıyordum. Resmen benim odamda...