Kısa bir namjin bölümü yazmak istedim.
Iyi okumalar~💜
5 GÜN SONRA
Bugün jeon krallığına taşınıyordum. Jin hyungla birlikte hazılanmış kapıda babamla vedalaşıyorduk, babama sarıldıktan sonra jin hyung babamin önünde eğildi.
"Yarın düğüne geleceğiz zaten oğlum üzülme bu kadar."
Kafamı sallayıp at arabasına doğru yol aldım. Iki arabayla gidiyorduk, birinde jin hyungla ben diğerinde kıyafet ve sandıklarımız vardı.
"Hyung çok heyecanlandım ben. Hem üzgünüm hem de heyecanlıyım. Sen nasılsın?"
Jin hyung bana gülümseyip konuştu.
"Açıkçası ben o kadar da üzgün değilim biliyorsun beni park krallığına bağlayan sen ve hoseok vardınız ve artık ikinizde jeon krallığındasınız, bu yüzden sadece namjoon bebeğimle tanışacağım için ve tekrar hoseoku göreceğim için mutluyum."
Göz ucuyla şoföre baktığımda bizi duymadığına emin oldum.
"Hyung, eğer alfa namjoon ona bebeğim dediğini duyarsa seni zindana atıp kırbaçlar biliyorsun değil mi?" (Kırbaçlamak: geçmiş zamandaki bir işgence yöntemidir)
Jin hyung bana bakıp sırıttı.
"Olur olur yeriz yeriz."
"Anlamadım hyung ne yiyiyorsun?"
"Boşver boşver sen anlamazsın daha miniksin."
Jin hyung saçlarımı karıştırıp omzuma hafifçe vurunca sinirle söylenmiştim.
"Ya hyung sadece senden bir yaş küçüğüm, ne miniği ya"
Jin hyung bana bakıp gülümseyip kolunun altına almıştı.
"Tamam inandım minik civciv. Hadi uyku saatin geldi uyu."
Jin hyung beni kolunun altına aldığı için kafamı geriye atınca direk koluna gelmişti.
"Tamam uyuyorum zaten benimde uykum gelmişti. Ama sende uyu, çok yoruldun hem benim hemde senin eşyalarını topladın, olur mu?"
"Tamam hadi koy kafanı bende uyurum sen uyuyunca"
"Tamam hyung"
YAZARDAN
Jimin uyuduktan sonra jin kolunu oynatmamaya özen göstererek ilacını çantasından çıkardı. Son iki günü kalmasına rağmen hala ilacını almadıkça kendini kaybediyordu. Bu yüzden her dört saatte bir tekrar içiyordu. Su matarasının kapağını açıp ilacı yuttuktan sonra jimin uyandımı diye onu kontrol etti. Jimin ufak bi kıpırdanmadan sonra tekrar uyumaya geri döndü. Yolculuğun bitmesine daha bir saate yakın zaman vardı ve jin vakitin geçmeyeceğini anlayınca jiminin kafasına doğru kendi kafasını koyup ilacının da etkisiyle uyumuştu.
...
At arabası jeon krallığına ulaştığında kapıda bekleyen askerler hemen eşyaların olduğu aracı kontrol edip içeri aldılar. Namjoon kapıda arabalar geldiği zaman prense haber vereceği için bekliyordu. Prens jungkookun özel emri üzerine jiminin arabasını sadece namjoon kontrol edecekti. Diğer askerlerin jiminin yüzünü görmesine izin vermemişti.
Namjoon ilk önce kapıdaki askerlerden birinin yanına gidip prens jungkooka haber vermesini istedi sonra da birinci arabanın kapısını açıp içine baktığında sarmaş dolaş yatan iki kişi beklemiyordu. Iki kişi geleceğini biliyordu ama bu kadar samimi değil. Prens jeon'un bunu görmesi ile kıyameti koparacağını anlayan namjoon hemen prensin yanında uyuyan adamın yanına gitti. Yüzüne baktığında onun da bir prens olduğunu düşündü. Bu kadar mükemmel biri ancak prens olabilir dedi. Jin'in koluna dokunup hafifçe sarstı.
Jin gözlerini açıp karşısında namjoonu görünce paniklemişti. Yerinde dikleşmek için kolunu oynayacağı sırada kolundaki ağırlıkla yavaşca vazgeçti.
"Prens jungkook geliyor sizi bu kadar yakın görürse çok sinirlenir."
Jin, namjoonun dediklerini anlayamıyordu sadece alık alık yüzüne bakıyordu.
Seslere uyanan jimin mırıltılar çıkartıp sessizce konuştu.
"Hyung hadi gel uyuyalım da hemen namjoon bebeğine gidelim."
Namjoon prens jiminin hizmetçisine hitap şekline mi şaşırsın yoksa kurduğu cümleye mi bilemedi. Bu sırada at arabasının diğer kapısını açan prens jungkook vitasını biriyle sarmaş dolaş görmeyi beklemiyordu.
Jimin, jungkookun feromonlarını hissetmiş ve hemen uyanmıştı.
"Noluyor burda?!"
...
Önde jungkook olmak üzere hemen arkasında jimin iksinin arkasında jin ve namjoon yürüyordu. Saraydaki herkes prens jimin gelmeden önce emir almıştı.
'Hiç kimse prens jiminin yüzüne bakmayacak, göz ucuyla bile bakarsanız haberim olur ve anında zindana yollarım!'
Şimdi ise sarayın en üst katına doğru ilerliyorlardı. Bu katta üç tane yatak odası vardı. Birinde jungkook, yanındaki odada ise namjoon kalıyordu. Diğer oda ise misafir odasıydı. Jimin bu akşam misafir odasında kalacak yarın ise jungkook'un odasına taşınacaktı. Jin ise jimin'in isteği üzerine sadece bir gece için jiminle kalacaktı ama jungkook bugün jimin ve jin'i öyle görünce kararından vazgeçmiş ve jin'i namjoonun odasında kalmasına karar vermişti. Zaten bu gece namjoonun nöbeti vardı odasında kalmaz diye düşünmüştü.
...
Bir kaç saat sonra namjoon at arabasında duyduğu cümleyi düşünerek odasının kapısının önünden geçerken duyduğu inleme sesleri ile adımlarını durdurup kapıyı dinledi.
SEOKJIN
Çok yorgundum, jeon krallığına geldikten sonra bana geçici olarak bir oda vermişlerdi. Odaya girdiğimde direk olarak kendimi yatağın üstüne attım.
Bir kaç saat sonra duyduğum tarçın kokusuyla tavaşca gözlerimi araladım. Kahretsin bastırıcı ilacın etkisi geçmişti. Deli gibi inleyip, kıvranıyordum ve ıslanmıştım.
Duyduğum ses ile kafamı kaldırdım.
"Iyi misin?"
Karşımda namjoonu görmemle utancımdan yerin dibine girmeyi bekledim.
Kafamı evet anlamında salladiktan sonra giydiğim uzun kıyafetle kalkan penisimi gizlemeye çalışıp hemen yataktan kalktım. Çantama ulaşıp ilacımı avcumun içine aldıktan sonra utançla namjoona dönüp sordum. Yüzüne baktığımda o da anlamış gibiydi durumumu.
"Şey mutfak nerede acaba su içeceğim de?"
Eliyle arkasındaki masanın üzerindeki sürahiyle bardağa su doldurup bana uzattı.
"Al bunu iç mutfağa kadar inemezsin bu halde."
Elindeki bardağı hemen alıp iki tane ilacı aynı anda ağzıma atıp su ile yuttum.
Bir kaç dakika beni süzmüştü. Bunun için her ne kadar heyecanlanmam gerekse de şuanda utanıyordum. Çünkü penisim hala inmemişti. Yavaşça hareketlenip bu sefer lavabonun yerini sordum.
Hemen arkasındaki kapıyı göstermişti. Hızlı adımlarla ilerleyip lavaboya girdim. Yüzüme üç dört kere su vurdum, hala tam olarak kendime gelebilmiş değildim. Bu sırada kapı açılma ve kapanma sesi duymuştum. Büyük ihtimalle namjoon gitmişti. Tekrar yatak odasına girince sakince cam kenarına oturup pencereyı açtım. Soğuk havanın tenimle temas etmesine izin verdim ve ilacın etki etmesini bekledim.
...
YAZARDAN
Namjoon hala şoktaydı. Odasına girdiği anda yatakta inleyerek kıvranan bir jin beklemiyordu. Evet ismini öğrenmişti onunla böyle tanışacağı aklına bile gelmezdi. Islandığından dolayi odaya çok fazla feromon yaymıştı jin. Namjoon hızlı adımlarla kattaki lavaboya girip yüzünü yıkadı nolmuştu ona. O etkilenmezdi böyle şeylerden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amethyist || Jikook
Teen FictionJeon krallığının delta prensi jungkook ve park krallığının vita prensi jimin nesillerinin son örneği olduğu için birlikte olmaya mahkum bırakılmışlardı. Çiftler; Jikook Sope Namjin ANGST DEĞİL!