Amethyist || Jikook

BÖLÜM 6 (M)

Utanıyorum aşırı utanıyorum.

Geç attığım için üzgünüm, evde değildim ve stream kasıyodum.

Iyi okumalar~

YAZAR

Jungkook jimini kolunun altına almış ve hızlı adımlarla kendi odasının bulunduğu kata doğru ilerliyordu. Jungkook kapıyı açtığında, jimin her zaman kapıda bekleyen iki askerin olmadığını fark etmişti. Jungkook jiminin inlemelerini duymalarını istemediği için göndermişti onları.

İçeri girdiklerinde etrafı incelemişlerdi. Raflarda ve yerlerde mumlar vardı. Yatağın başındaki sehpanın üzerinde farklı renklerde birsürü küçük şişeler vardı. Jungkook jiminle birlikte yatağın yanına kadar ilerlemişlerdi.

"Vitam olmaya hazır mısın?"

Jimin başını kaldırıp dudaklarını jungkookun dudaklarıyla birleştirmişti.

"Evet"

Jungkook aldığı onayla birlikte jiminin omuzlarına ellerini koyup üstündeki kıyafeti omuzlarından iterek yere düşmesine izin verdi. Dudaklari tekrar birleşirken jimin ellerini jungkook'un göğsüne koyup kıyafetinin düğmelerini açmaya başladı.

Ikiside sadece iç çamaşırlarıyla kaldığında jungkook'un parmakları jiminin bel oyuntusunda geziniyordu. Elini jiminin saçlarına atıp tacını masaya bırakmıştı, jiminin de ellerini jungkookun ensesini bulduğunda yavaşça saçlarına çıkarmıştı. Parmakları tacını bulduğunda kafasının üstüne özenle sabitlenen tacı çıkartıp adeta masaya fırlatmıştı.

Jungkook belindeki elini sıklaştırıp jiminin geri geri gidip yatağa düşmesine izin verdi.

Jungkook, jiminin üstüneki yerini alırken tek eliyle ağırlığını üstüne vermemek için başının kenarında tutuyordu. Jungkook'un dudakları jiminin boynunu bulduğunda nazik bir sekilde öptükten sonra kafasını kaldırıp gözlerinin içine bakarak boyunundaki bastırıcı kolyeyi çıkarmıştı.

İlk defa aldığı şeftali kokusuyla bayılacak gibi olmuştu jungkook. Dudakları tekrar jimin'in boynunu bulurken bu sefer dişlerini sertçe boynuna geçirdi.

Jiminin dudakları arasından derin ve acı dolu bir inleme çıkmıştı. Jungkook boynuna geçirdiği dişlerini aksine yumuşak bir şekilde çıkardı. Kanayan boynuna baktıktan sonra sırıtmış ve mührünün üzerini emmişti.

Aldığı kan tadıyla hırlayan jungkook, jiminin inlemelerini duydukça daha fazla sertleşiyordu. Jimin, jungkooku üstünden itip yanına düşmesini sağlarken üstüne çıkmış ve büyük olanın kasıklarının üstüne oturmuştu. Dişlerini boynuna yaklaştırıp derisine geçirdiğinde jungkooktan bir inleme kazanmıştı. Dişlerini boynundan çekip izin üstünden akan kanı yalamıştı.

Jungkook terkrar jimini altına aldığında gözü sehpanın üzerindeki kokulu yağ şişelerine takılmıştı. Birkaçının üstünde yazanları okuduktan sonra şeftalili olanı eline alıp kapağını açmıştı. Tüm odayı saran kahve kokusuna karışmış şeftaliden dolayı yağın kokusu gelmiyordu bile burnuna.

Olduğu konumdan hafif doğrulup jiminin tamamen çıplak kalmasını sağladığında gözleriyle bedenini süzmüştü.

Bembeyaz pamuk gibi görünen teninin üzerinde tek bir kusur bile yoktu. İncecik beli olmasına rağmen belli olan karın kasları vardı. Pembeleşmiş ve hassaslaşmış göğüs uçlarına baktı.

Jimin kendini süzen gözlerle istemsizce utanmıştı. İlk defa birinin karşısında çırılçıplak kalmıştı ve utancından dolayı gözlerini kapatıp elleriyle kendi göğsüne sarılıp kapatmaya çalışmıştı.