BÖLÜM 5

1.1K 83 72
                                    

Yeni şarkımız permission to dance çok hoşuma gitti. Jungkook'un saç stili ve yoonginin mavi saçları... iyi değilim.

Bir sonraki bölümü de yazdım. Smut var ama utandığım için atamıyorum. Cesaret yüklemesi yapıp akşam atıcam.

Iyi okumalar~💜

DÜĞÜN GÜNÜ

Herkes sabah erkenden uyanmıştı. Kral jeon erkenden kalkıp düğün için gelen kral park ve diğer krallıklardan gelen soylu kişileri karşılıyordu. Krallığın hemen arkasında bir orman ve içinde şelalenin aktığı küçük bir göl vardı, orda düğün olacaktı. Jimin burayı gördüğünde çok etkilenmişti, saraydaki en sevdiği yer olabilirdi hatta.

Akşam yedi gibi başlayacaktı düğün, özellikle erken bitireceklerdi düğünü, çünkü bu akşam dolunay vardı. Dolunay akşamlarında herkes bir saat kadar kızgınlığa girerdi. Bu bir yandan iyi iken diğer yandan kötüydü. Ikiside birbirlerini hala yakından tanımıyorlardı. Kızgınlığa girmek işlerini kolaylaşırabilirdi. Jimin ve jungkook hem mühürlenecekleri için hem de dolunay olduğu için kızgınlığa gireceklerdi.

Jungkook korkuyordu, jimine izinsiz dokunmayacağına söz vermişti ve kızgınlığa girdiğinde kendini tutabilirmiydi bilmiyordu, ama bir yandan jimininde aynı durumda olacağını biliyordu. Jiminle düğünde dolnay öncesi bu konuyu konuşmayı aklının bir köşesine yazdı.

Düğünden sonraki sabah kral jeon boynundaki mühürleri kontrol edicekti, bu işten yırtma şansları yoktu Eğer mühürlenipte cinsel ilişkiye girmezlerse, yarım saat içinde acı içinde hayatını kaybederdi ikiside.

...

AKŞAM YEDİ

JİMİN

Düğün başlıyordu ve biz jungkookla birlikte on beş dakika sonra aşağı incecektik. Üstümde bembeyaz bir kıyafet vardı. Kol ve boyun kısmındaki yerlerde mor detaylar yapılmıştı. Jungkookun kıyafetleri ise simsiyah ve mor detaylıydı.

Bugün düğün sırasında jungkook park krallığında ki tacımı çıkartıp yerine jeon krallığının prenslerinin taktığı taçlardan birini takacatı bana. Önceden görmüştüm, eski tacımdan pek bir farkı yoktu altın üzerine iştenmiş ametist taşı ve elmaslar vardı.

Jin hyung bana son kez bi göz attığında memnun bir yüz ifadesiyle gülümsedi.

"Çok güzel oldun jimin."

"Teşekkürler hyung."

Kapı tıklandıktan sonra açıldı ve içeri jungkook girdi. Beni gördüğünde ilk birkaç saniye adımları duraksasa da tekrar yanıma geldi.

"Aşağı inme vakti geldi."

Koluna girmem için uzattığında beklemeden koluna girdim.

Merdivenlerden hızlı bir şekilde indiğimizde adımlarımızı sarayın arka tarafına doğru yönlendirdik.

Hemen arkamızdan benim çaprazımda jin hyung jungkookun çaprazda alfa namjoon yürüyordu. Bilerek mi yaptılar bilinmez ama onlar da pembe ve mavi temalı giyinmişlerdi ve çok uyumlu görünüyorlardı.

Misafirlerin masalarının konduğu yerin ortasından geçen kenarına mor, mavi ve beyaz tonlarındaki çiceklerin bulunduğu yolda yürüdük.

Kısa yolun sonunda kendi masamıza geçtiğimizde namjoon hyungun elindeki küçük kırmızı yastığın üzerinde bulunan tacı jungkooka duğru uzattı. Jungkook ilk önce başımdaki tacı çıkartıp jin hyungun elindeki kırmızı yastığa koydu. Sonra namjoonun uzattığı tacı alarak başımın üzerine sabitlediğinde biraz geri çekilip alnımı öptü.

Amethyist || JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin