BÖLÜM 10

947 73 66
                                    

Iyi okumalar~💜

Yoongi şaşkın bir şekilde hoseoka bakarken nasıl kokusunu hissedemediğini düşündü. Etrafta çok fazla koku vardı ve bu yüzden olduğunu düşündü.

Jungkook, jimini gördüğüne şaşırmamıştı. Çünkü jiminin kokusunu kapıdan girdiği andan beri alıyordu.

Tabiki de adamın istediği olmamıştı.

Jungkook jimini yanına çağırmıştı.

"Vitam gel buraya! Sende gel kırmızılı"

Jimin çekinik adımlarla jungkookun yanına ilerlerken arkasından gelen adama sinir olmuş ve adımlarını yavaşlatmıştı. Adam kafası eğik yürüdüğü için fark etmeyip jiminin sırtına çarptığında jimin canı acımış gibi konuştu.

"Ah- napıyosun dikkat etsene"

Jiminin sesiyle onlara dönen jungkook o adamın vitasına temas ettiğini görüp çıldırmıştı.

Jimin, jungkookun bakışları altında hemen yanına ilerleyip önünde durdu. Jungkook, jimini belinden tutarak kucağına çekip dizine oturtunca, jiminin dudaklarından ufak bir çığlık kopmuştu.

"Sen kırmızılı adın ne?"

Adam hemen kralın karşısında durup dizlerinin üstüne çökmüştü.

"Kai, ismim kai kralım"

"Vitam o senin gözlerine baktı mı?"

"Bir kaç saniye goz göze geldik deltam."

Jungkook artık olayları açığa kavurşturmuştu beyninde. Vitasının gözlerine bir saniye bile baksa mor olduğundan onun olduğunu anlayabilrdi ve buna rağmen tanımamış gibi bağırdıysa cezası ölümdü. Kendisinden başka kimse vitasına bağıramazdı.

"Namjoon ve yoongi onu hemen zindana gönderin, gerisine sonra karar vereceğim."

Namjoon hızlı adımlarla kainin yanına gidip kolundan tutarak kaldırdığında yoongiye bakmış ve uzakta hoseokla öpüşürken görmüştü. Hemen öksürüp yoonginin dikkatini çektiğinde kaşlarıyla kaiyi işaret etmiş ve yoongide hemen koşup adamın kolunu tutmuşu. Haremden çıkana kadar ikisi eşlik etmiş sonra da kapıdaki akserlere emir vermiş ve onlar kollarından tutmuştu kaiyi.

Namjoon ve yoongide askerlerle birlikte zindana kadar eşlik etmişti. Hareme geri dönerlerken kapının hemen arkasında iç çekme sesleri duyduklarında oraya bakmışlar ve omega jin olduğunu görmüşlerdi.

"Sen git yoongi ben hallederim."

"Tamam ama acele et jungkook'a yalan söyleyemem"

Namjoon hızlı adımlarla jin'in karşısına geçtiğinde elinden tutup onu kaldırmıştı.

"İyi misin?"

Jin ilk başta namjoonu görünce şaşırsa da sonradan aklına acısı gelmiş ve gözleri dolmuştu.

"Hıhı, iyiyim"

"Neden ağlıyosun?"

"Ayağımı böcek ısırdı"

Jinin üzülerek ve korkuyla söylediği bu cümle namjoona komik gelmişti.

"Bunun için mi ağladın, gel hekimin yanına gidelim orada bakarız"

"Ama yürüyemiyorum"

"Tamam gel kolunu omzuma at ağırlığını bana ver ben seni götürürüm."

Jin burnunu çekip namjoona yaslanmıştı. Bir kolunu namjoonun omzuna atmış namjoonda jini belinden tutmuştu.

Ağır adımlarla hekimin odasına giderlerken namjoon artık sıkılmıştı çünkü bir dakikada on adım atarak yürüyorlardı resmen.

Namjoon en sonunda dayanamamış ve zaten bir eli jinin belinde olduğundan diğer elini de bacaklarının altından geçirip kucağına almıştı.

Jin bir an ne olduğunu anlamadığı için düşeceğini sanmış ve korkudan namjoonun boynuna daha çok sarılmıştı.

Zaten yeterince yakınken şuan yüzlerinin arasında milimler vardı.

Jin söylenmek için kafasını kaldırmış ve dudaklarını aralamıştı ki namjoonun da jine bakmasıyla burunları sürtüşmüştü.

Namjoon hemen kafasını kaldırıp önüne baktı, eğer biraz daha jinin ağlamaktan kızarmış gözleri ve dudakları görüş açısında olsaydı daha fazla dayanamaz ve öperdi. Zaten gözlerinin bir kaç saniyeliğine kırmızı olduğunu hissetmişti.

Hekimin odasına geldiklerinde kimseyi bulamamışlardı. Namjoon kucağındaki jini odadaki yatağa dikkatlice bırakıp karşısına dikildi.

"Ben hekimi bulmaya gideceğim sen de burada bekle"

"Tamam"

Namjoon koridora çıkmış ve yandaki odalara bakmaya başlamıştı. Hekimlerin  diğer odada olduğunu görünce durumu anlatmış ve hekimle birlikte jinin olduğu odaya girmişlerdi.

Jin arkasındaki yastığa yaslanmış ve ayakkabısını çıkartıp kıyafetinin bacağını biraz yukarı sıyırmıştı.

"Biraz burada bekleyin efendim malzemeler yan odada, alıp geliyorum hemen."

Hekim odadan çıktığında namjoon jinin yanında duran sandalyeye oturmuştu.

"Bir şey soruabilir miyim?"

"Evet?"

"Vita jimin ile geldiğiniz ilk gün, arabada niye öyle dedi?"

İşte şimdi jinin başı belaya girmişti.

"Iıııı şey, eeeee şeyden öyle dedi o, eeeeee heh şeyden-"

Tam o sırada hekim ve hemşire elinde malzemelerle girince jinin cümlesi yarıda kesilmişti.

Hekim jinin yanına bir sandalye çekmiş ve ayağına bakmıştı. Hemşirenin elindeki tepsiden merhem alıp ayağına sürdükten sonra ince bir bandaj ile sarmıştı.

"Efendim bunu iyileşene kadar  akşam uyumadan önce sürmelisiniz, eğer ağrınız olursa size ilaç verebilirim fakat uyku yapar bu yüzden pek tavsiye etmem. Bir kaç gün ayağınızın üstüne fazla basmayın."

Jin doktoru dinlemiş ve teşekkür edip verdiği merhemi ve bandajları kıyafetinin iç cebine koymuştu.

"Geçmiş olsun efendim"

"Teşekkür ederim."

Hekim ve hemşire odadan çıktığında jin kıyafetini indirmiş ve ayakkabısını eline almıştı. Namjoon hemen jine yaklaşıp tekrar kucağına almıştı.

Jin yorulduğu ve de yakından aldığı tarçın kokusuyla mayışıp kafasını namjoonun göğsüne yasladı.

Namjoon artan çilekli feromonlardan dolayı jine bakmıştı. Jin yanağını namjoonun göğsüne sürtüp mırıldanıyodu.

Namjoon, jinin odasına girdiğinde ne mırıldandığını duymak için durmuş ve dikkatlice dinlemişti.

"Joon gel bi tane öpiyim kaçma"

Namjoonun aklında duyduklarıyla iki soru işareti oluşmuştu

Joon dediği kendisi miydi?

Ya da

Başkasına mı öpiyim diyordu?

Namjoon, jinden at arabasında gördüğünden beri etkileniyordu ve eğer jin başkasından hoşlanıyorsa çok üzülürdü.

Jini yatağında bırakıp üstünü diğer ayakkabısını da çıkardı. Üstünü örtüp uzun uzun sevdiğinin yüzüne baktı. Ne kadar da güzeldi kaşları, gözleri, kirpikleri, minik burnu ve dolgun dudakları. Kusursuz bir yüzü vardı. (Ne sandın yarrrraaam, wwh o bikere)

Onu sevdiğini söylemeye karar vermişti fakat joon dediği kişinin kim olduğunu bulmalıydı önce, ya bir sevdiği varsa. Reddedilmekten korkuyordu namjoon, belkide sevdiği biri vardı ve namjoon ona açıldığında uzaklaşırdı.

Tüm bu endişeleri yenmek için karar verdi. Joonun kim olduğunu bulacaktı.

...

Kontrol etmeden attım. Yazım hatalarım varda affedin~

Amethyist || JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin