''Seni seviyorum annem, korkma tamam mı? Babanla biz burada olacağız hep.'' annem alnıma öpücük kondurduktan sonra babam da onun gibi bir kaç şey söyleyip bana sarıldı. Hilal ve Bora da gelmiş, onlarla biraz konuştuktan sonra aşağıya almışlardı. Telefonuma bakmak istiyordum, bir şey yazmış mı bilmek istiyordum. Uyandıktan sonra telefonuma baktığımda eğer mesaj görmezsem üzülmeyeceğim diye kendime söz vermiştim.
Zevkine değil sonuçta Selin, dağ başında işte. Yoksa çok isterdi gelmek. İsterdi di mi?
''Beş dakikaya ameliyathaneye alacağız sizi.'' dünden beri her şeyimle ilgilenen hemşire her zamanki gibi gülümseyip odadan çıktı. Sarışın, güler yüzlü biriydi. Bana '' küçük hanım'' deyip duruyordu.
''Anne son bir kez telefonuma bakabilir miyim?''
''Kızım ameliyata gireceksin hala telefon düşünüyorsun, arkadaşların daha biraz önce aşağıya indiler zaten.'' dudaklarımı ısırdım, ne diyebilirdim ki? Gereksiz anlam yüklüyordum, arkadaş olabilirdik Egeyle ama sonuçta işi vardı bu kadar basitti.
Kapı tekrar açıldığında hemşire geldi sanmıştım ama içeri uzun boylu esmer bir çocuk girdi. 20'lerinde olduğu belliydi, saçlarını taramadığı da belliydi oldukça dağınıktı. Sırtında siyah bir sırt çantası vardı ve içeri koştura koştura girmişti resmen.
''Pardon, böyle çat diye girdim. Özür dilerim.'' annem ve babama bakıp özür dilerken, kalbim düşündüğüm şeyle hızla atmaya başladı.
''Kimsiniz?'' diye sordu babam, yattığım yerden toparlanıp oturur pozisyona geçtim. Olabilir miydi? Olamazdı, İstanbul'da bile değildi ki. ''Kusura bakmayın, ben Selin'in bir arkadaşıyım.'' gözlerini gözlerime dikti. Yutkunduğunu gördüm, elimin altındaki yorganı sıktım. Bana bakıyordu ama babama cevap veriyordu.
''Ege ben.''
*
VEEE İŞTEE BEKLENEN AN!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUL ÇÜRÜTEN | Texting
Teen Fictionçul çürüten: kaygısı olmayan,rahat kişi x: geçen gün çok iyiydin Selin: pardon? x: partideki dansından bahsediyorum masanın üstündeki Selin: kimsin? x: senin için fark eder mi ki gamsızsın zaten Selin: kendimce eğlendim diye gamsız olduk şimdi de x:...