37

575 36 2
                                    

''Geçen gün çok iyiydin.''

''Pardon?''

''Yanağımdan öpmenden bahsediyorum.'' 

Kahkahalarla gülmek istiyordum ama ani hareketlerde canım acıdığı için sadece gülümsemekle yetinmiştim.

Ameliyattan çıkmıştım, yoğun bakımdan da. Odaya alınmıştım, Hilal ve Bora tüm gün yanımdan ayrılmamıştı. Akşama kadar ailemle ve onlarla sohbet edip durmuştum. Hava kararınca onlar gitmişti, Ege gelince de annem ve babam kantine inmişti. Biz de Egeyle gergince bir şekilde bir süre birbirimize baktıktan sonra o tekrar gevşek gevşek konuşmaya başlamıştı.

Aslında onun gevşekliğini seviyordum. 

''6 gün sonra çıkıyorum, 1 hafta evde takılırım. Sonra da...'' boğazıma takıp çıkardıkları ufak hortumlar yüzünden konuşmakta zorlanıyordum, göğsümün ortasındaki yarık canımı çok yakıyordu. Ve ayrıca sesim tamamen içe kaçmış gibi boğuk çıkıyordu.

''Sonra da?''

''Randevuya gitmeyecek miydik?'' cümleleri kısa kesmeye çalışıyordum çünkü konuştukça canım acıyordu. Gözleri birden sevinçle büyüdü.

''Ha şu bana bir 'şans' vermek istediğin için gideceğimiz randevu. Olur gidelim. Sana makyaj yapabilecek miyim bari?''

''Hayır!'' 

''Amacım tamamen motive hissetmeni sağlamak, kitapçıkta yazıyordu diyorum!'' deyip güldü.

Şans. Evet, Ege bir şansı hak ediyordu ve ben o bir şansı ona vermek için can atıyordum. Ondan hoşlanıyor muydum? Eh, belki. Onunla randevuya çıkmak istiyor muydum? Evet, kesinlikle!

ÇUL ÇÜRÜTEN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin