~ Başlangıç ~

23 4 9
                                    

Patlamadan sonra oluşan sağır edici sessizlik hiç bu kadar güzel gelemezdi. Alışılmış bir kavga yeni dinmişken fırsattan istifade kulaklıklarını takıp hükümdarı olduğu hayal dünyasına, tüm sıkıntılar geçene kadar oradan çıkmamak üzere dalmaya hazırdı. Bu vurdumduymazlığa onu alıştıran ardı arkası kesilmeyen tartışmalardı.

Ne zaman uğursuz bir olay yaşasa hemen ardından tüm duyuları alarma geçer ve yıldız patlaması yaşarcasına ilham dolardı. Başta bunu fark edemeyip üstündeki bu enerjiyi atmak için pek çok yol aramış ama bir türlü istediğine ulaşamamıştı. Günün birinde bu aşırı yüklenmeye son vermek adına kontrolü ele almaya karar vermiş ve tüm odağını toplayıp çok sevdiği tuvaline yönelmişti. Fırçasını pürüzlü yüzeyle buluşturduğunda parmaklarında hissettiği yoğun karıncalanma duygusuyla birlikte kısa süreli yaşadığı şaşkınlıktan kurtulmak için duraksayıp bir süre parmak uçlarını ovaladı. Elleri bu denli hareketliyden düzgün bir performans sergileyemeyeceğini biliyordu ama durdurak bilmeyen titreme tekrar tuvalle buluşunca adeta fırçanın zarif dansına dönüşüyordu. Yaşadığı farkındalık anıyla tüm bu enerjiden ne şekilde faydalanacağını keşfetmişti. Sanatın her dalından farklı zevk alan biri olarak kimi zaman kendini yazarken, kimi zaman okurken bulurdu. Özellikle de resim çizmeye bayılırdı. Duygu ve düşüncelerini bu şekilde aktarmak kendini hiç olmadığı kadar hafifletirdi. En çok da olaylı geçen günlerinde buna ihtiyaç duyardı.

Böylesine kötü başlayan günlerin sonunda karanlıkta kaybolmayı beklerken aydınlığa kavuşacağı yolu böyle kolayca buluyor oluşu, genelde şansı yaver gitmeyen biri olduğu düşüncesinin aksine aslında başına talih kuşu konmuş birinden farksız olabileceği fikrini aklına sokmuştu. Bu düşünce de farklı bir ailede doğmuş olsaydı çok daha mutlu olabileceği ihtimalinin düşmesine neden oluyordu.

Sıradan hayatının her günü baba kelimesinden öteye gidemeyen adamla aynı evde yaşadığı rutinlerden doğan melankolik halinden sadece böyle anlarda kurtulurdu. Evde beklenmedik anlarda tartışma çıkarken, en ufak bir olay yıkıcı bir savaşa dönerdi. Yıllarca hiçbir şey değişmemiş, tekrar edip sıradanlaşmıştır artık. Okul gitmek bile sorun çıkarırken üniversiteye başlamak istediğini söylediğinde yaşadıkları neredeyse hayallerinden vazgeçmesine neden olacaktı. Her şeye rağmen pes etmemiş dayanmış ve zamanı geldiğinde mezun olurken yanında sadece kız kardeşi vardı çünkü ailesinin onun mutlu gününde yanında olmasını istemesi bile sorunlu babası için bir tartışma sebebi oluyordu.

Yaşadıklarına rağmen güçlü kalıp kendi yolunda sevdiği işlerle uğraşmak için elinden geleni yapan ve ona karışılmasına izin vermeyeceği noktaya gelse bile kötülüğü iyiliğe eviremeyeceğini fark edip en sonunda tüm bunları kanıksarken bulmuştur kendini.

Yaşadığı hayatı her haliyle kabul etmiş ve artık olduğu haliyle idare etmeye yeni yeni alışmışken, kendisini ve ailesini bekleyen bambaşka bir yıkımla karşı karşıya kalacaktır. Bu sefer kolayca kurtulamayacağı feci bir olayla güne başlar. Alışılagelmiş sabahlarının aksine kırmızı mavi yanıp sönen ışıkla aydınlanan sokakta, kulakları çınlatan bilindik siren sesiyle herkesin dikkatini çeken polis arabalarının varlığıyla gözlerini açar. Uyku mahmuru gözlerini ovalar ve komodinin üzerindeki telefondan saati kontrol eder. Daha güneş doğmamışken her zamanki alarmının aksine sabahın altısında uykusunu bölen duruma aşinadır.

Ailesi gibi kaosu bitmeyen mahallesinde yine bir olay yaşandığını düşünürken seslerin çok daha yakından, kendi apartmanlarından gelmesi dikkatini olaya yoğunlaştırınca pencereye yönelir. Perdeyi araladığı gibi sokaktaki beklenmedik kalabalıkla merakı artar. Kafasını pencereden uzatmasıyla daha net bir şekilde karşılaştığı sahne adeta kanını dondurur. Dördüncü kattaki pencereden baktığında binanın önünde kaldırımda yüz üstü uzanan, uzuvları düşmenin de etkisiyle anormal biçimde bükülmüş yaşlı bir beden kanlar içinde yatmaktadır.

Aklına tek bir ihtimal gelmiştir çünkü yaşadığı yerde çok fazla yaşlı insan yoktur ve olanları da yakından tanımaktadır. Özellikle de yerde yatanı çok iyi tanımıştır. Zira yıllardır Allahın her günü gördüğü; her konuda sabit fikirli olan, giydiklerinde bile bunu hissettiren, sadece saatler önce her zamanki geceliğini giymiş uykuya hazırlanırken gördüğü kişiyi ayırt etmemesi mümkün değildir.

O sırada polislerden birisi cesede yanaşır ve gazeteciler ölü bedenin çevresinin görüntüsünü belli ölçüde kapatmıştır. Sokaktaki kargaşanın yanında bir siren sesi daha duyulmaya başlanmıştır. Gelenin ambulans olduğunu düşünür ve tahmininde yanılmaz.
Bu erken saatte bile toplanmış olan kalabalığı olay yerinden uzaklaştırmaya çalışan bir grup polis dikkatini çeker. Yakınlarında yaşadığı Emniyet Müdürlüğünün tüm ekipleri oradaymışcasına çok fazla polis ve polis aracı vardır ve bir kısmının da yanlarına gelmek üzere olduğuna emindir. Her şey adeta bir film gibi yaşanırken gelecek sahneyi tahmin etmekte güçlük çekmez.

Olay yerinin pek çok açıdan fotoğraflanması bittiğinde henüz gelmiş olan ambulansa bedeni taşırlar. Bir takım telsiz konuşmaları olur ama ne konuşulduğunu anlamamıştır. Götürülen cesetle birlikte dağılan kalabalık da ortamın durulmasını doğrudan etkiler. Bu sırada kapıları çalınır. Her şey o kadar hızlı olmuştur ki kapıdan gelen sesle birkaç saniyelik bir rüyadan uyanmışcasına kendine gelir ve gerçeği kavrar. Kapıyı açmak için odasından çıkar ama çoktan ailesi de sese uyanmış ve annesi kapıyı açmıştır. Kız kardeşinin hala uyanmamış olduğunu fark eder ve onu uyandırır. Bu sırada çevredeki insanlardan topladıkları bilgiyle hangi daireye gideceklerini öğrenen polis memurları sorgu için aileyi karakola götüreceklerini söyler. Yeni uyanan kız kardeşi de olayları tam kavrayamasa da ona ayak uydurur. Bir çırpıda geceliklerinden kurtulup bacaklarına kot pantolonunu geçirir ve üzerine gök mavisi dökümlü bir bluz giyer ve henüz ısınmaya başlamak için erken olan Mart havasına karşı hırkasını da omuzlarına geçirir. Hızla saçlarını elleriyle taramışcasına düzenler ve toplar. Bu sırada kız kardeşi de gri sweat ve siyah pantolon giyip hazırlanmıştır. İkisi de odadan çıkarken annesinin de pardesüsünü üstüne geçirdiğini görüp yanına gider. Normalde de pek güler yüzlü olmayan babası, beklenmedik olayla birlikte surat asması yeterli değilmiş gibi ağzının içinde bir şeyler gevelerken evden ayrılırlar.

Herkes yeterince şaşkınken babasının ne dediğini pek de umursamaz. Evden çıktıklarında yaşadığı ve yaşamak üzere olduklarının gerçekleği daha net bir şekilde yüzüne çarpar ve az önce yukarıdan gördüğü her şey aşağıdayken daha dehşet verici bir hale bürünür. Kaldırım taşından süzülerek asfaltın bir kısmına yayılıp kurumaya yüz tutmuş kan birikintisinin lekesi tüylerini diken diken ederken yıllardır yaşadığı mahallede pek çok şeyin değiştiğini ve bir daha eski haline gelmeyeceğini anlamasına neden olur. Gerçekler artık daha pusluyken yalanlar eskisinden de saydam olmaya başlamıştır.

Olay yerini hala terk etmemiş bir düzine insanın meraklı bakışları eşliğinde polislerin peşinden gider. Anne ve babası iki polisle birlikte bir araca binerken kendisi de kız kardeşi ve iki polis memuruyla diğer araca binerler ve emniyete doğru yol alırlar. Gün aymaya başlamış, her gün görmeye alıştığı devasa alev topu her şeye rağmen yeniden yüzünü göstermeye hazırlanmaktadır.

.
.
.
Öncelikle herkese merhabalar. Yıllar sonra cesaretimi toplayıp burada kurgularımı paylaşmaya karar verdim. Bana fikirlerimi saklamak yerine paylaşmam için destek verenlerin getirdiği cesaretle şu an buradayım. Yanlışlarım olursa afedersiniz. Yorumlarınızı ve desteklerinizi bekliyorum. Birlikte yeni maceralara atılalım. Kitapla kalın.

POZİDRİVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin