Lab Rats

Lütfen?

Sapnap yavaşça kafasını yattığı yastıktan kaldırdı, etrafına göz gezdirdi ve en son ne olduğunu hatırlamaya çalıştı. Kendini tamamen lava çevirmiş ve elektrik şoku yemişti. Hem bunu neden yapmıştı ki? Hiç bir işine yaramayacağını biliyordu. Elleri ile destek alarak ayağı kalktı ve duvara tutunarak ilerledi, başı ağrıyordu.

404:"Sapnap?!?! Uyanmışsın!"

Sapnap:"evet... hey kelepçenin yarısı erimiş!"

404:"Bağırma! duyucaklar, ve evet belki başka zaman tekrar deneyip tamamını eritirsin."

Sapnap:"Ama o gün bu gün olmıyıcak. Eheheh."

*Gülüşmeler işte*

Duyuru:"Sapnap! -2. Kattaki test odasına lütfen!"

404:"Lütfen demelerine rağmen gitmezsek bizi öldürecekleri gerçeği?"

Sapnap:"Pahahahah ölüm yaşamaktan daha güçlü yanan bir ateş ve bazıları oraya isteyerek atlar."

404:"Ne zamandan beri söz yazarısın?"

Sapnap:"Senin yüzünden kitap okuduğum günden beri. Neyse ben gidiyorum! Bay bay!!"

Deney odasına doğru ilerledim, ışıksız ve böceklerle dolu merdivenleri inerken ne kadar canımın acıyabilceğini düşünüyordum. Sonunda vardığımda profesörün gelmediğini fark ettim, ben de köşede duran fareleri izlemeye başladım. Anarşi, dedi arkamdaki ses.

Profesör:"Anarşi, farelerin arasından belkide sadece bir tanesi koloniye aldırmadan oradan kaçıp özgürlüğüne kavuşabilecek. Ancak kaçtığında kapalı olan dünyanın gökyüzüne karşın daha güzel olduğunu fark edecektir. Geri dönmek istediğinde kimse onu kabul etmez çünkü o çoktan ihanet etmiştir. Şimdi Sapnap, söyle bana. Sen ve arkadaşların neyin peşindesiniz?"

Sapnap:"Bu kadar nutuku bir soru için mi çektin?"

Profesör:"Sadece bir düşünce tarzı, söylersen kazanacağın şeyi söyleyince öğreneceksin."

Sapnap:"Hiçlik, kazanacağım şey bir hiç."

Arkamdaki ayak seslerinden bana yaklaştığı belli oluyordu.

Sapnap:"Bana yaklaşma."

Profesör:"Ne zamandan beri beynini kullanabiliyorsun sen?"

Sapnap:"Bilmem sana sormak lazım. Ne zamandan beri beni önemsiyorsun?"

Profesör:"Ugh aptal çocuklar. Çıkabilirsin, bu kadardı."

Hızlıca odadan çıktım. Merdivenleri teker teker çıkarken cebimdeki şeyin ses çıkarmamasını umuyordum.

At the garden...

Duyuru:"9 Ağustos saat 00:00'da denek E-2025'in imhasına başlanacaktır, onunla olan son görüşmenizin iyi olması dileği ile."

Honk:"O kimdi lan."

Niki:"Hatırlamıyorum."

Quackity:"Eret."

Herkes Quackity'e baktı ve ardından Minx konuşmaya başladı.

Minx:"Oha artık George'un zorbalarından birini görmiyicez."

Guruptakiler bu şekilde konuşsada Jack'in gurubunda çok bir kargaşa vardı.

Eret:"Manifold, beni neden yok etmek istediklerini biliyorsun. Söyle de öğrenebileyim!"

Jack:"Hayır! Bu sefer bana söylenmedi! Zaten senin gücünü dahi bilmiyorum, geldiğinden beri o gözlükleri çıkartmadın veya gücünü söylemedin!"

Eret:"Nedenini duymak ister misin? Ben sikik bir 'İNSAN' vücuduna sıkışmış bir tanrıyım Manifold! Ben deneylerde bir tanrı haline geldim!"

Jack:"Ne şimdi bu? Saniyeler içinde kendine tanrı kopleksi mi oluşturdun?"

Bunu derken Eret'e bakmayan yüzü yavaşça geriye dönerken gözleri açıldı.

Jack:"S-sen, gözlük."

Eret:"Evet, şimdi ya bana yardım edersin! Ya da cehennem ateşini cennette tadarsın!"

Ranboo:"Zaten Ölümüne 7-8 gün varken neden bu kadar endişelisin ki? Ölüm yeryüzündeki insanların ödüllendirilmesidir."

Eret:"Sen öyle san! Dünya'ya gönderilerek cezalandırılmış bir tanrı sadece diğer melekler tarafından affedilirse geri alınır! Eğer ölürsem asla eski gücüme kavuşamam!"

Jack:"Eret, üzgünüm(!) yapabileceğim bir şey yok."

Eret:"Ben de George'dan yardım isterim."

Jack:"Ne yani~ her gün zorbalık yaptığın birinin yanına gidip~ 'lütfen, ölmek istemiyorum!' Mu diyeceksin~?"

Eret:"Evet aslında, tam olarak öyle diyeceğim. Belki ben dışında kimse senin gücünü bilmediğinden onlara biraz anlatırım, böyle güzel bir eğlence ile zevk içinde kıvranmak, ahh~ başka hiç bir güç bunu yapamaz."

Jack:".."

Eret:"Sayonara~"

Eret hızlıca George'un yanına ilerlediğinden George panikleyip yüzünü eli ile kapatmıştı. Ancak beklediği darbe gelmediğinde kollarını yavaşça indirdi.

George:"Huh-

Eret:"L-lütfen, arkadaşlığımı kabul e- Ahhh!"

George:"Minx! O bana bir şey yapmıyordu!"

Minx:"Bi dakika ne! Şimdi sen o dal yarrağın sana bir bok yapmadığını mi söylüyorsun!"

Eret:"Evet, bu dal yarrak ona bir bok yapmadı."

Minx:"B-ben... üzgün falan değilim iyiki vurmuşum sana, imha edileceğin zaman mı geldi aklın yerine piç orospu!"

Eret:"Evet, tam olarak öyle oldu."