Muhammet Ali Sönmez'den...
Malları depoya taşırken elimin tersiyle alnımdaki terleri sildim. Sabah ezanından beridir gelen malları,marketin deposuna taşıyorduk. Saat 10.30'du. Saat on bire kadar gelen malları sisteme geçirmem gerekliydi.
"Serkan! Koçum ben yukardayım!" Bodrum katında sesim yankılanırken "Tamam usta!" Dedi onayını alınca merdivenleri ikişer ikişer çıktım. Marketin depo kapısını kendime doğru çektim, kapı oldukça ağırdı bu yüzden zor açılıyordu.
"Bismillah" kapıyı açtıktan sonra arkamda kapanmasını beklemeyip kasada duran Kübra'ya baktım. Kübra süt kardeşimdi benim. Bu yüzden onu çalıştırıyordum kasiyer olarak.
"Kübra ninem nerede?" Etrafta göremeyince omzunu silkti.
"Yanında değil miydi?" Kulağında kulaklık takılıydı. Ya beni duymuyordu ya da duymazdan geliyordu.
"Kübra!"
"Heh? Efendim Muhammet?" Ya sabır
"Anneannem nerede!?"
"Bilmem. Dışarda bir gümbürtü koptu. Bakmak için çıkmıştı."
"Yaşlı kadının dışarıya çıkmasına izin verdin yani! Bravo Kübra"
"Müşteri geldi tutma beni! Sonra açık çıktı diye kızıyorsun!" Müşteri malzemeleri koyarken Kübra tek tek geçiriyordu kasadan. Kafasını kaldırmıyordu.
"Ben anneanneme bakıyorum"
"Tamam" marketin kapısını açınca bu ne kalabalığı diye iç geçirdim.
"Muhammet abi geldi!" Çocukların bana el sallamasıyla bende el salladım. Ara sıra Camiide ders veriyordum onlara, bu yüzden tanıyorlardı beni.
Kalabalıktan bir şey göremiyordum. Etrafımda döndüğümde anneannemin elini ağzına kapamış halini görmem ile yanına ilerledim.
"Anneanne?" Gözleri dolmuştu.
"Yavrum! Şüheda! Şüheda'yı dövüyor bir adam!" Kaşlarımı çattım.
"Şüheda kim anneanne kim kimi dövüyor!?" Kalabalığın arasından 'Ben yapmadım!' diye bir ses yükselince insanları itip bağıran kişiyi görmek için baktım.
"Şüheda, sana bahsettiğim kız, annesinin yetimhaneye bıraktığı hani!" Kaşlarımı olabildiğince çattım. Adam kadını öldüresiye dövüyordu ve kimse ses çıkarmıyordu?
"Kardeşleri yetimhanede olan?" Diye sordum. Ninem sürekli o kızdan bahseder dururdu evde. Neymiş ben evde kalmışım, kızın da kardeşlerini yanına alması için sigortaya ihtiyacı varmış. 25 yaşını dolduramadığı için alamıyormuş. Evli olduğu adam 25 yaşından büyük olduğu zaman alabilirmiş falan filan.
Bende 26 yaşındaydım, bu yüzden anneannem bana baskı uyguluyordu. Ama sadece o kız, bu kız diye bahsederdi. Adını duymamış yüzünü görmemiştim hiç.
"Evet" beni onaylarken gözlerim yardım dilenen kıza bakıyordu. Adam ona tekme atınca ağzından kan geldi.
"Muhammet! Kurtar şu kızı! Ölecek! Kadınlar size emanet değil mi! Böyle mi koruyorsunuz emaneti!? Ha!?" Anneannemin dediği şey ile gözlerimi kapatıp kızın iç çekişlerini ve milletin dedikodusu dinledim. Dayanamadım...
Milleti yararken hızlı ve uzun adımlarımla ulaştım yanlarına.
"Benim çocuğuma kimse dokunamaz! Sizin gibi yobazlar yüzünden olan bizim çocuklarımıza oluyor! Bir de medeni ülke olacağız!" Adamın saçma sapan düşüncelerini kamçılayan oğlunun bağıra bağıra ağlamasıydı.