1'2

57 11 119
                                    

Şüheda Sönmez'den 

Saat 04.05 hala uyumadım...Olanlardan sonra da gözüme bugün uyku gireceğini düşünmüyordum.

 Canım sıkkındı.

 Mert ve Efe uyuyordu Muhammet ile birlikte yatmıştı ikisi de. Onların bu kadar birbirini sevmesine anlam veremesem de Muhammet sevilmeyecek bir adam değildi. Oldukça ilgili biriydi...Fazla ilgili...

Derin nefes alıp yattığım yerden doğruldum. Muhammet  ortada yatarken sağ tarafında Efe, sol tarafında Mert ona sarılmış haldeydi. Muhammet ise ikisinin elini de tutmuş karnında durmasını sağlamıştı.Oldukça güzel görünüyorlardı...

Sessizce ayağa kalkıp üzerime bir hırka ve başıma bir tane şal aldım. Kapının kilidini açıp odadan çıktım. Bu evde bir şeyler benim üstüme geliyordu. Anlamlandıramasam da negatif bir şeyler vardı... Nefes alamıyordum...Aile sevgisi fazla gelmişti galiba...

Nefesim ciğerlerime gitmiyordu sanki, merdivenler uçurum gibiydi...Yürümeyi unutmuş gibiydim. Olabilir miydi böyle bir şey. Olabilir miydi bu kadar kötü hissetmem...Normal miydi?

Adımlarım mutfaktaki bahçe kapısından dışarı doğru ilerlerken gökyüzünün rüzgarlı sesini duyabiliyordum. Ürkütücüydü galiba ama ben ürkmemiştim. Rüzgar hırkamın altından bedenime işlerken ürperen tek  şey vücudumun soğuğa olan tepkisiydi. 

Ağaçlar hışırdarken onların sesi  beynime sanki soğukta donmuş bir çocuğun ölürken mırıldandığı şarkı gibi gelmeye başlamıştı...Acıtıyordu...

Herkes Mert ve Efe kadar şanslı değildi.  Yetimhanede kimsesiz olan binlerce çocuk vardı...Mert ve Efe kimsesiz değildi. Ben vardım. Ve şuan onlar için biri daha var...

Muhammet Ali Sönmez...

Muhammet...Benimle evlendiği için bütün ailesini karşısına almaya hazır olan o adam...Bakışları, ilgilenişi,sahiplenişi...Benim kimsesizliğimi unutturmaya çalıştıran adam...

Hakkını ödeyemeyeceğim tek kişi...

Başımı yere eğip uçuşan çimenlere baktım; gençliğim gibiydi bu yeşillikler... Köklerinden çıkmadan bir sağa bir sola uçuşuyorlardı, rüzgar nereden nereye eserse oradan oraya eğiliyorlar. Canlı olmalarına rağmen öylece sürecin onlara vurmasını bekliyorlar...Doğ, büyü ve öl. Ne kadar da tanıdık bir hayat. Başkaları gelir ;keser, biçer, ezer gider...Geriye ise yeniden sürece çalışmaya kalan bir avuç yıkım kalır...

Hayatım hep zor oldu, hiçbir zaman elimden tutacak birileri olmadı. Yetimhanede beni ve kardeşlerimi büyüten kadınlar bile oturdukları zaman gülerek bizimle dalga geçiyorlardı. Ne kadar canım acısa da onlara siz nasıl bizimle dalga geçersiniz diyemiyordum. Çünkü işin ucunda darp görmek ve aç bırakılmak vardı. Benim için çok önemli bir durum değildi. Aç kaldığım çok olmuştu. Lakin zulümü bana değil kardeşlerime yapmaya çalışıyorlardı. Ben ise onların acı çekmemesi için kendim katlanıyordum bir değil iki katına belki de... Kardeşlerimin en ufak yaramazlığının biletini bana kesiyorlardı. Şüheda şunu yap, Şüheda bu gece uyumak yok, Şüheda bugün sana yemek yok, Şüheda sus başımıza toplayacaksın insanları, Şüheda kazık kadar kız oldun bir bardak ne kadar haberin var mı senin, Şüheda nasıl kızsın sen bir şeyi beceremiyorsun, Şüheda senden bir b*k olmaz....

Yetimhane zordu, özellikle koruman gerek kardeşlerin varken...Sadece ben olsaydım belki bu kadar dirayetli olamazdım ama...Çünkü onlar için direndim ben onlar için çabaladım, onlar tek kalmasın, saçlarının bir tek teline arar gelmesin diye ayakta kaldım ben. Birazcık eğilmiş olabilirim ama en azından biraz da olsa büyüdüler... En azından şuan akıllarını kullanabiliyorlar...Ben her zarar gördüğümde, ağlarken, yanımda hep onlar vardı. Onlardan ne kadar saklanmaya çalışsam da onlar bir şekilde beni buluyorlardı ve işte o zaman Mert'in sivri dili onlara karşı boş durmazken Efe'nin duygusallığı asla beni yalnız bırakmıyordu.

Evlen BenimleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin