Nasılsınız?
Napıyorsunuz?
Bölüm ithafı: azra_gull okuyup oy verdiğin için teşekkür ederim, ilk okuyucularımdansın.
RabiaEr177 sana da minnettarım desteğin ve yorumların beni dinç tutuyor. İyi ki varsın...
M999lk desteğin için sağol kuzumm❤️ sizleri görüyorum ve çok seviyorum ❤️✨
mmglsmKara2 sana da çooook çoook teşekkür ederim ❤️
Oylarınızı benden esirgemediğiniz için, hayalet okuyucu olmadığınız için çok teşekkür ederim, sizi çok seviyorum, ilerlediğim bu kurguda umarım beni yalnız bırakmazsınız ❤️
Bir sorum var sizlere, sizce Şüheda ve Muhammet'in ağzından yazmam karışıklık yaratıyor mu? Tek bir ağızdan akması mı daha iyi yoksa iki kişinin düşüncelerini görmek amacıyla her ikisinin ağzından okumak mı?
Fikirlerinizi beyan ettiyseniz teşekkür ediyor yeni bölümü okumanız, oy vermeniz ve yorum yapmanız için dört gözle bekliyorum.
Sizleri seviyorum, sağlıcakla kalın.
Allah'a emanet olun ❤️
Muhammet Ali Sönmez'den...
⚫
Odadan beraber çıkıp, aşağıya bahçeye indik. Nereden saysak 20-25 kişi vardı.
O kadar kişi vardı, kalacak yer yoktu, gerçekten mükemmel bir düzendi.
"Oğlum geç sen otur babanın yanına" kadınlar ile erkekler için ayrı iki sofra vardı. Kocaman bir çadır içerisinde arasında örtü olup sağ tarafı kadınların sol tarafı erkeklerindi. Şuan çadırın iki tarafı da açık olduğundan rahatlıkla gözüküyordu.
Bu arada hala Azra'yı görememiştim!
"Anne?" Masaya tabakları koyarken dönüp bana baktı.
"Efendim oğlum?"
"Azra nerede?"
"Ha- o mu? Arkadaşında kalıyor" çatalları koymaya başlarken kaşlarımı çattım.
"Hangi arkadaş bu? Tanıyor musun?"
"Okuldan arkadaşıymış" derin nefes alıp verdim. Her ne kadar reşit olsa da o benim kardeşimdi.
"Şüheda!" Etrafa baktığımda göremedim, etraf çok kalabalıktı.
"Efendim!?" Arkamdan gelen sesle kocaman tencereyi tek başına getirdiğini gördüm.
"Yuh ama, çok ağırdır o, bırak" yanına yaklaşıp elindeki kazan gibi olan tencereyi aldım.
"Taşıyordum ben?" Yine aynısı olmuştu. Bu haline içimden gülüp tencereyi servis yerine koydum. Ne ağırmış be!
"Efe ile Mert nerede?"
"Faruk abisiyle oyun oynuyorlar" kafasını salladı.
"Şey diyecektim" elini beline koyup nefesleniyordu.
"Efe ile Mert nerede yiyecek? Çok kalabalık biz buraya sığamayız?" Kadın tarafı harbi kalabalıktı.
"Benim yanımda yerler, sen geç yemeğini ye hadi, miden bomboş zaten"
"Sen yiyemezsin?" Beni düşünmesine gülümsedim.
"Yerim ben, hadi sen git" kafasını sallayarak yemek yerine geçmek yerine çocukların yanına ilerledi.