Sabah olduğunda hissettiği baş ağrısı ile nerede olduğunu çözmeye çalışıyordu. Kendi evinde olduğunu görünce geceyi hatırlamaya çalıştı. Serkan'a dedikleri aklına geldi.
"Aferin Feris, ne vardı o kadar içecek. Hem o niye gitmemişti ki." Yataktan kalkıp Serkan evde mi diye etrafa bakındı. Masanın üstünde anahtarları görünce Serkan'daki yedek anahtar olduğunu anladı. "Anahtarı da bırakmış. Of Serkan! Ah başım da çok ağrıyor." Üstünü değiştirip ajansa gitti. Kapıda kocaman gülümsemesiyle Dicle bekliyordu.
"Feris Hanım kahveniz."
"Dicle bana ağrı kesici bulur musun?"
"İyi misiniz Feris Hanım."
"Başım ağrıyor. Bugün program nasıl?"
"Barış Arduç'un işi için son kez bir toplantı yapacaktınız. Onun sonucuna göre Barış Beyle görüşeceksiniz. Onun harici sakinsiniz."
"Dicle bu son toplantı zaten her şey okey sayılır ama yine de benim gitmem lazım o yüzden sen ağrı kesiciyi hemen bul."
"Tamam Feris Hanım." Ağrı kesiciyi bulup getirir ve sonra asistanlar odasına geri döner.
.....
"Feris iyi misin? Bugün çok yorgun gözüküyorsun."
"Gel Çınar. Dün içkiyi fazla kaçırmışım o yüzden iyi değilim. Birazdan da Barış'ın işi için gelecekler kendime gelmem lazım."
"Bir kahve içseydin." Feris elindeki kahveyi gösterir.
"Bu 3. kahvem galiba. Gidiyim biraz hava alayım en iyisi. Sonra da bir makyajımı falan düzeltirim."
"Geliyim mi seninle terasa ?"
"İyiyim ben hadi sen işine bak."
"Sen niye bu kadar içtin Feris?"
"Canım istedi Çınar."
"Tamam bir şey demedim hadi git." Terasa çıkıp hava aldıktan sonra makyajını düzeltmek için lavaboya gider. Tuvalete girer. O sırada dışarıdan gelen seslere kulak verir.
"Çok yakışıklı gerçekten. Yani fotoğraflarını falan görmüştüm ama bu kadarını beklemiyordum. Sevgilisi mi? Yani gazetelere göre Feris hanımla sevgililerdi ama araları hiç iyi gibi durmuyor. Yani bence ayrılmışlar. Dün ayağımı burkma bahanesi ile koluna girdim, çok kibar adam. Neyse kapatıyorum Serkan'ın yanına gitmem lazım. Görüşürüz." der. Üstünü başını düzeltip çıkar. Feris de dışarı çıkar.
"Serkanmış, çalışmaya mı gelmiş yoksa başka bir şeye mi? Serkan da yüz veriyor buna. Bir de aynı odadalar bunlar." Odadan çıkar ve asistanlar odasına bir tane daha masa koydurtur. Sonra da Bekir'den Serkan'a haber vermesini ister.
"Serkan bey asistanlar odasına yeni masa koyuldu. Size haber vermemi istediler."
"Kim istedi Bekir?"
"Şey Feris hanım."
"Feris mi? (güler) Çınar halledecekti o işi. "
"Bilmiyorum Serkan bey."
"Tamam Bekir sen çıkabilirsin."
"Tamam Serkan Bey."
"Tuğçe sen de asistanlar odasına geçebilirsin artık."
"Burada da çalışabilirim yani benim için sorun değil."
"Masayı bekliyorduk zaten geldiğine göre geçebilirsin. Bir şey olduğunda ben seni çağırırım zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küllerinden Doğan Aşk
RomansaAşkın zamanı olur mu? Doğru zamanın geldiğini nasıl anlarız? Ya da kime göre doğru zaman? Yıllar önce biten aşk yeniden alevlenir mi? Ya da aşk biter mi?