***
Kafayı yiyip yemediğimi ya da bunun bir rüya olup olmadığını düşünürken derinlerden bir ses gelmeye başladı. Etraf önce karanlık, sonra bulanık ve sonunda aydınlık oldu. Ses netleşti, görüntü keskindi ve annem baş ucumda konuşuyordu.
"Della, tatlım buradayım korkma"
Ve kafamda lanet bir ağrıyla "Ne?" dedim.
Olanlara inanamıyordum , hafifçe doğruldum. Az önce gördüğüm şey gerçek gibiydi fakat şu an bir hastane odasında tanımadığım bir adam, kız kardeşim ve annemle birlikte birbirimize uzaylı görmüş gibi bakıyorduk. Gözlerimi kırpıştırdım.
"Anne?.. Neler oluyor, ya da.. neler oldu?" dedim
Elena yaşlı gözlerini sildi ve kısık sesinde korku sezilir bir şekilde çoğaldı
"Tatlım, iyisin değil mi? Uçaktayken yaşayan ölü gibiydin. Hiç bir ikrama cevap vermedin ve bize de.. Uçaktan indiğimizdeyse bir anda bayıldın. Biz de seni hastaneye getirdik. O kadar telaşlandım ki.. Ya sana bir şey olsaydı? Çok fazla içine atıyorsun, stresten olmuş-" sözünü keserek
"-Ne? Bir dakika, ben uçağa bindiğimizi hatırlamıyorum ki." dedim. Annem yatağın köşesine oturdu, yanağımı okşayarak
"Tatlım biliyorum. Çok zor günler geçirdik. Seni yani sizi yaşadığınız şehirden alıp buraya getirmemeliydim. Biliyorum sen bana kızamıyorsun ama ben kendime kızıyorum. Çünkü aklına gelen ilk şeyi söylüyor gibi görünsen de hep içine atardın. Küçüklüğünden beri sinirlendiğinde veya üzüldüğünde susardın. Ben, anlamalıydım. Özür dilerim." dedi. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Haklıydı fakat bir gariplik vardı. O gerçekti, onu iliklerime kadar hissetmiştim.
Maria oturduğu koltuktan kalktı ve
"Madem iyisin, o zaman bil bakalım neredeyiz?" dedi neşeyle.
Hafifçe güldüm ve alay edercesine "Hastane odasında?" dedim. Ardından anneme dönerek "Hazır gelmişken ona da baktırsanız iyi olur. Yani normal olmadığını tescillersek devlet bize bakım ücreti falan verir." dedim. Annem ve o yabancı adam gülerken Maria bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Ona dönerek tek kaşımı kaldırdım. Cevap vermesini bekliyordum.
"Ah , Della sanırım taburcu olmaya hazırsın. Bu arada espri yapmaya çalıştın ama nezaketten gülüyorlar ve biz şu an Los Angeles'da bulunuyoruz." dedi ve çantasını alıp odadan çıktı. Tipik ergen Maria. Gerçekten beni deli ediyordu ama şu an onun salaklıklarından daha önemli bir şey var.
Yabancı adamı önce baştan aşağıya süzüp sonra da anneme 'Bu da kim? Cici baba falan istemiyorum' bakışı attım. Adam muhtemelen Elena'yla aynı yaşlardaydı. Uzun boylu, karizmatik bir adamdı. İyi giyimli, zengin birine benziyordu.
Elena ayağa kalkıp adamın yanında durdu.
"Della, tatlım bu Derek Parker. Genç bir pop starın menajeri ve ben de onun yeni yardımcısıyım. " dedi gülümseyerek. Ardından Derek'e dönüp "Bay Parker , bu da benim büyük kızım Della. Yani onu hastaneye sen getirdin ama.. Şey bu arada sağ ol. Resmen ışık hızıyla geldik." dedi.
"Sorun değil Elena. Ayrıca bana Derek demen konusunda anlaştık sanıyordum" dedi Derek Elena'ya bakarak. Annem hafifçe başını eğerek "Ağız alışkanlığı" dedi özür dilercesine. Adam hafifçe gülerek bana döndü ve "Bu arada bizi çok korkuttun Della." dedi.
Gözlerimi kısarak başımı hafifçe eğdim, "Ha?" dedim anneme bakarak. Oldukça kaba davrandığımın farkındayım ama ben de böyle biriyim işte. "Şey, Derek beni hastaneye yetiştirdiğin için teşekkürler." Nezaketen onu savuşturduktan sonra anneme döndüm "İnanamıyorum anne, yeni işin hakkında şu an öğrendiğim her şey için sağ ol! Daha geç de söyleyebilirdin. Örneğin ben bu saçmalıkları bir dergiden öğrendiğimde ama sen bunun yerine bayılıp hastanelik olmamı seçtin!" dedim. Ona karşı öfkeliydim. Beni Los Angeles'a getirirken bir açıklama yapmamıştı. Şimdi ise yeni işi hakkında bir başkasından haber alıyordum. Ayrıca bir pop stardan bahsediyorlardı. Ön yargılarım kabarmıştı. Eminim kendini beğenmişin tekiydi. İnsanlara, özellikle dünyanın kendileri etrafında döndüğünü zannedenlere tahammül edemediğimi biliyordu. Beğenilmek için sanatını kullanan ve popüler kültürün bir oyuncağı olan bu kişinin benim hayatıma ve özgürlüğüme bir pranga olacağını şimdiden biliyorum. Ayrıca herkesten saklaması gereken sırları olan ben, dünyanın gözü üzerinden ayrılmayan biriyle ilişkilendirilip, bir şekilde onun hayatına dahil olacağım. Bu benim hayatım için tamamen kaos. Merhaba yeni başlangıç! Ya da sonum mu demeliyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE DARK - Impossible
FantasyKaranlıktan korkan küçük çocukların sığınacak güvenli yerleri vardır. Kimileri annelerinin kollarını seçer, kimileri soğuk dolaplarda kilitli kalmayı. Seçmek her zaman isteyerek yaptığımız bir eylem değildir zaten... Koca duvarlarının arkasında, ken...