Başlangıç

107 5 2
                                    

İlk hikayem yorumlarınızı bekliyorum
"Bir kuş vardır bilirsiniz zümrüt anka kuşu küllerinden yeniden doğar... "
Bu şehrin tokadını yemeden, kimsenin burayı terk edip gidemediği ve açlıktan süründügum günleriydi. Burası Kristiyanya şehriydi.
Çatı katında yatıyordum. Alt katta saatin altıyi vurduğunu duydum. Ortalık iyice aydınlanmış, insanlar merdivenden inip çıkmaya başlamışlardı.
Gözlerimi açar açmaz, eskiden olduğu gibi, acaba bugün sevinebilecegim bir şeyler olucak mı diye düşünmeye başladım. Son zamanlarda işler oldukça kötü gidiyordu. Bazı eşyalarımı peş peşe rehin verdim. Arada, sırada o da şans yüzüme gülerse, gazetenin birine makale satıp üç beş kron aldığım oluyordum.
Gün aydilandikca aydınlanıyordu. Alt kattaki saat sekizi vurduğunda daha yataktan kalmamıştım.
Pencereden dışarıya baktım bulunduğum yerden bir çamaşır ipi boş bir arsa görünüyordu. Dirseklerimi pervaza dayayıp gökyüzünü seyre koyuldum. Sonbahar, herşeyin rengini değiştirip soldurdugu o ince, o serin, mevsim gelip çatmıştı. Sokakta başlayan gürültüler odama kadar yükseliyor ve beni dışarı çekiyordu. Her adım atışımda gicirdiyan dosemesiyle bu bob boş oda, kocaman ıslak bir tabut gibiydi. Kapısında ne doğru düzgün kilidi vardı, ne de içinde bir soba. Burada sevdiğim tek şey, kırmızı küçük bir sallanan sandalyeyi. Akşamları bu sandalyeye oturur, uykular ve olur olmaz şeyler üzerine düşüncelere dalarım.
Doğrulup yatağın yanında, köşede duran paketi karıştırıp kahvaltılık bir şeyler kalmış mı diye baktım. Ama nafile hiç bir şey yoktu. O zaman yeniden pencereye döndüm.
Acaba, diye düşündüm, kendime yeniden iş aramanın bir faydasi olacak mı? Bunca olumsuz cevaplar, yarım ağız söz vermeler, düpedüz söylenmiş hayırlar, önce beslenip sonra kırılmış umutlar cesaretimi boğup yok etmişti. İşlerim şimdiye kadar durmadan kötüye gitmiş, sonunda da böyle ellerim bom boş ortada kalmıştım. Şu anda bir tarağım bile yoktu. Moralim bozulunca okumak için bir tek kitabım da kalmamıştı. Bütün yaz boyunca mezarlıklarda ve saray parkına gidip durdum. Buralarda bir kenara oturur, gazeteler için makale yazardım. Çeşitli konularda, garip icatlar, gerçekler, hevesler, huzursuz beynimde birden beliren buluşlar üzerine sütun sütun yazardım. Umutsuzluk içinde bulunusumdan olacak, çoğu kez beni saatlerce uğraştıran, sonra da hiç kimsenin kabul etmediği en olmayacak konuları seçiyordum. Bazen şans benden yana olunca bir öğle sonrası emeğine karşılık beş kron alabiliyorumdum.

Yeniden DoğmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin